30 Eylül 2020 Çarşamba

SIRA DIŞI BİR HİKAYE "PRETORIA'DAN KAÇIŞ"

 



ADRENALİN YÜKLÜ BİR KAÇIŞ ÖYKÜSÜ

'Pretoria'dan Kaçış', Güney Afrikalı yazar Tim Jenkin'in 2003 yılında yayınlanan 'Inside Out: Escape from Pretoria Central Prison' adlı gerçek olayları aktaran kitabından uyarlandı. Başrollerinde Harry Potter filmleriyle yılzıdı parlayan Daniel Radcliffe ve Avustralyalı aktör Daniel Webber yer alıyor. İngiliz yönetmen Francis Annan'ın yönettiği ve senaryosunu L.H. Adams'la birlikte kaleme aldığı film; macera, aksiyon ve gerilim türü severlerin soluksuz izleyeceği bir yapım. Özellikle Daniel Radcliffe'in sergilediği muhteşem performans filmi kesinlikle izlemeye değer kılıyor. Adrenalin yüklü 'Pretoria'dan Kaçış' filmi, 'Hapishaneden Kaçış' temalı yapımlara çok iyi bir örnek olarak vizyondaki yerini alıyor.






FİLMİN KONUSU

1970 'li yıllarda Güney Afrikalı Tim Jenkin ve Stephen Lee, gizli operasyonlar yürütmekten suçlu bulunarak tutuklanırlar. 12 yıl hapis cezasına mahkum edilen ikili, üst düzey güvenlik önlemleri alınmış olan Pretoria Hapishanesi’ne gönderilir. Ancak Tim ve Stephen, ahşaptan yapılma anahtarlarla akıl almaz bir kaçma hikayesine adım atacaklardır.



KAMERA ARKASI

-  Filmde 10. kapıda kullanılan keski, Tim Jenkin'in hapisten kaçarken kullandığı gerçek keskidir. Tim Jenkin bunu yıllarca saklamış ve prodüksiyona ödünç vermişti.

- Filmin çekimi, gerçek kaçışın 40. yıl dönümünde gerçekleşti.

- Konusu Güney Afrika'da geçen filmin çekimleri Güney Avustralya'da gerçekleşti.

- Film yönetmen Francis Annan'ın ilk uzun metraj çalışması.




ANAHTAR DELİĞİNDEKİ SIR

Film boyunca düşünce suçundan yargılanan bir adamın özgürlük içim mücadelesini ve masumiyetini kanıtlamak için bir umut ışığı aradığını görüyoruz. Anahtarların aslında dışarıya açılan özgür düşünceyi de sembolize ettiği gerçek hayat hikayesinden uyarlanan film, gerilim ve macera türü severlerin beğenerek izleyeceği bir yapım.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY


29 Eylül 2020 Salı

GODFATHER OF HARLEM (1.SEZON)

 


SUÇ BARONU

 Godfather of Harlem, 1960'ların Harlem'indeki suç imparatorluğu ve etrafında dönen güç oyunlarını işleyen bir dönem dizisi. Oscar ödüllü aktör Forest Whitaker'in başrolünde olduğu yapımda, 1987 yapımı Full Metal Jacket filminde Pvt. Pyle karakterini canlandıran usta oyuncu Vincent D'Onofrio ve ünlü aktör Chazz Palminteri gibi ünlü isimler yer alıyor. Dizide Harlemin suç baronu Bumpy Johnson'ın, Amerikalı siyasetçi ve insan hakları savunucusu olan Malcolm X ve ayrıca efsane boksör Muhammed Ali ile olan ilişkisi de işleniyor.  Godfather of Harlem dizisi, Netflix yapımı Narcos'un yaratıcıları Chris Brancato ve Paul Eckstein'in imzasını taşıyor. Dönem dizilerine özellikle dram ve polisiye türündeki yapımları seviyorsanız Godfather of Harlem kesinlikle kaçırmamanız gereken keyifle izleyeceğiniz bir yapıt.



DİZİNİN KONUSU

1960'ların Amerikasında mafya lideri Bumpy Johnson on yıllık hapis cezasının ardından tekrar sokaklara adımını atmıştır. Bumpy Johnon, içerde olduğu dönemde hüküm sürdüğü şehri İtalyan mafyasının ele aldığını ve sokakların artık farklı ve değişmiş olduğunu görür. Ancak unuttukları bir şey vardır, Harlemin babası şehrini geri almaya kararlıdır. 





GÜÇ OYUNLARI

Dizi boyunca sokakların hakimiyetini eline almak isteyen suç baronlarının güç oyunlarına tanık oluyoruz. 1960'lı yıllarda mafyanın içerisindeki taht kavgasının işlendiği yapımdaki en önemli unsur ise güç istenci. Alman felsefesinin en büyük filozoflarından Friedrich Nietzsche, yaşamın en temel gerçeği olarak adlandırdığı bir düşünce öğretisi olan Güç İstenci'nde, canlıların daha fazlası olmak ve hakimiyeti elinde bulundurmak için arzuladığı güdüyü işler. Tıpkı Godfather of Harlem dizisinde, karakterlerin güce ulaşmak ve elinde bulundurmak için birbirlerini saf dışı bırakma çabalarında olduğu gibi.



POLİSİYE SEVERLER EKRAN BAŞINA

FOXCRIME Türkiye ve TV +'ta yayınlanan dönem  dizisi,  polisiye ve dram türü izleyicilerinin kesinlikle kaçırmaması gerek bir yapım. Özellikle Bumpy Johnson rolündeki Forest Whitaker, muhteşem ve görülmeye değer bir performans sergiliyor.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY



24 Eylül 2020 Perşembe

DEDEKTİF ENOLA HOLMES İŞ BAŞINDA

 




SHERLOCK HOLMES'UN KIZ KARDEŞİ ENOLA 

 Amerikalı ödüllü yazar Nancy Springer'in kitap serisinden uyarlanan Enola Holmes filmi, Netflix'te yayına girdi. Filmin başrolünü Stranger Things dizisiyle genç yaşta yıldızı parlayan Millie Bobby Brown canlandırıyor. Ayrıca oyuncu kadrosunda; Henry Cavill, Helena Bonham Carter, Sam Claflin ve Louis Partridge gibi ünlüler yer alıyor. Kadın bir kahramanın yolculuk hikayesini anlatan film, Enola Holmes karakterinin kendini bulma arayışını işliyor. 19. yüzyılın Londrası'nı muhteşem bir şekilde yansıtan dönem filmi, izlerken zamanın su gibi aktığı denilen yapımlardan. Öyle ki; film izleyiciye, her yaştan seyircinin çok eğleneceği gizemli bir macera sunuyor. Efsanevi dedektif Sherlock Holmes'ün kardeşi Enola'yı yakından tanımak ve büyük bir maceraya atılmak istiyorsanız Enola Holmes filmini kesinlikle kaçırmayın.




FİLMİN KONUSU

Keskin zekalı kız Enola, annesinin ortadan kaybolması üzerine yıllardır görmediği abileri Sherlock ve Mycroft'a haber gönderir. Soluğu kardeşlerinin yanında alan abileri ne yazık ki Enola'nın yardımını kabul etmez ve onun görgü kurallarını öğrenmesi için yatılı okula göndermeyi uygun görürler. Bunun üzerine Enola, annesini bulmak ve yolda tanıştığı kaçak bir lorda yardım etmek için büyük bir maceraya atılır.

Yönetmen koltuğunda Harry Bradbeer'in oturduğu filmin senaryosu Jack Thorne'a ait.



DÖRDÜNCÜ DUVARIN YIKILIŞI

Filmin izleyiciyi en çok etkisi altına alan yönlerinden birisi de Enola Holmes'in ekrana dönerek izleyiciyle sevimli ve sıcakkanlı bir şekilde konuşması. Bu durum seyircideki derinlik algısının artmasına ve karakterle kurduğu bağ sayesinde hikayeye dahil olmasına yol açıyor. Dördüncü Duvar kavramı tarihte ilk olarak 19. yüzyıl tiyatrosunda Fransız filozof Denis Diderot tarafından ortaya konan bir kavramdır. İzleyiciye doğrudan hitap ederek güldürüye yardımcı bir araç olarak kullanılır. Gerçekçilik akımıyla gelişen bu kavram, filmin başrol oyuncusu Millie Bobby Brown'ın olağanüstü yeteneği ve sempatik tavırlayırla adeta zirveye çıkıyor.



FEMİNİST KAHRAMAN

Film boyunca görüyoruz ki Enola karakteri feminist bir misyon üstleniyor. Vasisi olan abisi Mycroft'un nezaket kurallarını öğrenmesi için gönderdiği kız yurdunu reddedip diğer abisi Sherlock gibi dedektiflik mesleğini kendisine misyon ediniyor. Küçük yaşta annesinin sıkı eğitimine tabi tutulan Enola'nın çocukken okuduğu kitaplarda da (erkek kılığına giren kadın savaşçı) Jeanne d'Arc gibi kadın kahramanlar yer alıyor. Ayrıca annesi ortadan kaybolduktan sonra odasında bulunan kitap; İngiliz filozof John Stuart Mill'in feminizm hakkında kaleme alınmış ilk metinlerden birisi olan Kadınların Köleleştirilmesi (The Subjection of Women) eseridir. Ayrıca film boyunca Enola, kılık değiştirdiğinde çoğunlukla erkek kıyafetlerine bürünüyor ve bu giysileri de erkeklerden temin ediyor.





MACERA BAŞLIYOR

Netflix yapımı Enola Holmes, dedektif filmlerinden hoşlananların beğenerek izleyecekleri muhteşem bir macera vaat ediyor. Polisiye, gizem ve macera türündeki mizah ve eğlence dolu filmi kesinlikle kaçırmayın.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY

23 Eylül 2020 Çarşamba

CEHENNEM HEMŞİRESİ RATCHED

 


GİZEMLİ HEMŞİRE RATCHED

 'American Horror Story' ile yıldızı parlayan Sarah Paulson, bu defa Netflix'in 'Ratched' dizisinde 'Guguk Kuşu'nun ikonik hemşiresi Mildred Ratched'a hayat veriyor. İzleyiciyi 1947 yılının nostaljik günlerine ışınlayan dizi, gotik ve kaotik atmosferiyle gerilim unsurlarını zirveye taşıyor. Dizinin oyuncuları arasında; Judy Davis, Jon Jon Briones, Sophie Okonedo, Cynthia Nixon, 'House of Cards' dizisinde Peter Russo karakterini canlandıran Corey Stoll, 1987 yapımı 'Full Metal Jacket'ta Pvt. Pyle karakterini canlandıran Vincent D'Onofrio ve Sharon Stone gibi ünlüler yer alıyor. 'Ratched' dizisi 'Mildred Ratched karakterinin geçmişinde yatan travmatik ve gizemli olayları gün yüzüne çıkartıyor. Yürütücü yapımcıları arasında Michael Douglas'ın da bulunduğu dizi, korku-gerilim türü severlerin beğenerek izleyeceği bir yapım.




RATCHED KONUSU

1947 yılında Mildred Ratched, iş arayışındadır. Başvurduğu bir psikiyatri hastanesinde hemşire olarak çalışmaya başlar. Ancak Ratched'ın çalışkan ve şık görüntüsünün altında büyük ve karanlık bir gizem saklıdır.

Ratched dizisi, popüler korku yapımı American Horror Story'nin yapımcıları Ryan Murphy ve Evan Romansky'nin imzasını taşıyor.




RENKLERİN ÖNEMİ

Ratched dizisi süresince; kostümlerde ve renk paletinde ton değişiklikleri olduğunu görüyoruz. Dizinin yaratıcılarından Ryan Murphy, renkleri içerdiği anlamlara göre belli temaları temsil etmek için kullanıyor;

Sarı: Aldatıcı  

Mavi: Nötr

Kırmızı: Kötü /Şeytan 

Beyaz: Saflık 

Yeşil: Dürüstlük



TIMARHANEDE BİR DELİ

Korku yapımlarında özellikle akıl hastanelerinde geçen gerilim yapımlarında Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB) yani Çoklu Kişilik Bozukluğu hastalığı olan karakterler işlenir. Ratched dizisinde de Charlotte Wells adlı karakter, bu hastalıktan muzdariptir. Charlotte karakteri, Lucia Eyalet Hastanesi'ne geldikten sonra geçmişte yaşadığı travmatik bir olaydan dolayı bu hastalığa yakalandığını ve tedavi amaçlı hastaneye geldiğini öğreniyoruz. Ancak barındırdığı karanlık kişilikler ortaya çıkınca ortalık bir anda kaos ve katliam ortamına dönüyor. Analitik psikolojinin kurucusu ve derinlik psikolojisinin üç büyük kurucu isminden birisi olan Carl Gustav Jung, Gölge Arketipi'nde her bireyin bir gölgeye sahip olduğunu ve bilinçli bir şekilde gölgenin ne kadar az farkındaysak, gölgenin o kadar kara ve yoğun olduğunu çünkü bastırdığımız ruhsal içeriği asla düzeltemeyeceğimizden bahseder. Dizideki karakter Charlotte Wells'te de Jung'un bahsettiği gölgenin ne kadar karanlık ve yoğun olduğunu görüyoruz.




GİZEM VE GERİLİM YÜKLÜ

Netflix'in Ratched dizisi, korku ve gerilim severlerin beğenerek izleyeceği bir yapım. Özellikle 1947 yılı tımarhanesinde hastalarda uygulanmaya başlanan rahatsız edici deneysel tedavilerin gösterildiği sahneler. Gerilim dozunu zirveye taşıyor. Ancak başlangıçta korku öğelerinin ağırlıkta olduğu dizi, son bölümlere doğru bundan sıyrılıp biyografik anlatıma fazlasıyla ağırlık veriyor. Bu olay gerilim etkisinin finale doğru düşmesine sebep olsa da American Horror Story ekolünden gelen Ratched dizisi, korku severlerin beğenerek izleyeceği bir yapım.


İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY



17 Eylül 2020 Perşembe

DISNEY VE PIXAR'DAN SİHİR DOLU BİR MACERA: HADİ GİDELİM (ONWARD)

 



EĞLENCE VE AKSİYON BİR ARADA

 Disney ve Pixar stüdyolarının eğlenceli animasyon filmi Hadi Gidelim (Onward) vizyondaki yerini aldı. Aksiyon, macera ve komedi türündeki animasyon 175 milyon dolarlık dev bir bütçeye sahip. Seyircileri sihir dolu bir maceraya çıkartan Onward filmi, ailecek izlenecek muhteşem bir yapım. Seslendirme kadrosunda; Tom Holland, Chris Pratt, Julia Louis-Dreyfus, Octavia Spencer, Mel Rodriguez ve Kyle Bornheimer gibi ünlü isimlerin bulunuyor. Yönetmenliğini Dan Scanlon'ın yaptığı filmin senaryosu; Dan Scanlon, Jason Headley ve Keith Bunin'e ait.





ONWARD KONUSU

Babalarını küçük yaşta kaybeden iki kardeş elf Ian ve Barley, sihir yapmanın gelişen modern teknolojiyle birlikte unutulduğu bir dünyada yaşamaktadırlar. İki kardeş, sihir kullanarak çok özledikleri babalarını dünyaya geri getirerek bir gün geçirebilme şansları olduğunu öğrenirler. İki kardeş, babalarına kavuşmalarını sağlayacak büyüyü bulmak için kendilerini macera dolu bir yolculuğun içerisinde bulur.




SEVGİNİN GÜCÜ

Filmdeki Ian ve Barley karakterleri, kaybettikleri babalarını hayata döndürebilmek için her şeyi göze alır ve heyecan dolu bir maceraya atılırlar. Ian çıktıkları yolculukta abisi Barley'in aslında sandığının tam tersi bir karakter olduğunu öğrenir ve onu daha yakından tanır. Vurdumduymaz ve ilgisiz olduğunu düşündüğü abisi hakkındaki düşünceleri tamamen değişir ve hayatındaki tek gerçek kahramanın onu koruyan ve kollayan abisi olduğunu anlar. Filmde sihir yapmanın unutulduğu bir diyarda ihtiyaçları olan sihri bulmak için yolculuğa çıkan iki kardeşin hikayesi anlatılıyor.  Aynı zamanda filmin alt metninde, gerçek sihrin aslında içimizde yer aldığı mesajı veriliyor. Yani dışarıda aradığımız sevginin aslında içimizde yer aldığının altı çiziliyor. 



HADİ GİDELİM

Onward filmi, ailecek izlenebilecek eğlence ve macera dolu muhteşem bir animasyon. Özellikle iki kardeşin sihir kullanarak babalarının ancak yarısını dünyaya getirebildikleri inanılmaz komik sahneler seyirciyi kahkahaya boğuyor. Her yaştan izleyici kitlesinin severek ve beğenerek izleyeceği bir yapım olan Onward, seyirciyi sihirli yaratıklar ve elflerle dolu masalsı bir yolculuğa çıkartıyor.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY 



16 Eylül 2020 Çarşamba

NETFLIX'TEN KORKU DOLU HALÜSİNATİF BİR PARADİGMA: TEPEDEKİ EV (THE HOUNTING OF HILL HOUSE)





HÜZNÜN METRUK BİR CEHENNEMİ TEPEDEKİ EV

 Korku edebiyatının zirve isimlerinden Shirley Jackson'ın 1959 tarihli gotik romanı Tepedeki Ev, bir kere daha modernize haliyle dizi olarak karşımızda. Netflix'te yayınlanan Tepedeki Ev (The Haunting of Hill House), son dönemde çıkan en başarılı korku-gerilim yapımları arasında gösteriliyor. Bunun sebebi ise dizinin yaratıcısı ve yönetmeni olan Mike Flanagan'ın, klişe korku öğelerinden sıyrılıp izleyiciyi yepyeni ve yaratıcı unsurlarla bezeli olağanüstü bir atmosfere dahil etmesinden kaynaklanıyor. Tepedeki Ev, izleyiciye bir perili köşk hikayesinden fazlasını vaat ederek, korku rezevrlerini boşaltacağı bir ürperti cehennemine davet ediyor. Belleğin uçurumlarında gezinen yapımda, korku-gerilim türü izleyicisinin beklediği delilik, melankoli ve depresif unsurlar fazlasıyla mevcut. Seyirciyi halüsinasyonlarla bezeli bir hikayeye ilave eden yönetmen, dram ağırlıklı bir öykü anlatarak hüzünlü bir metafizik evrenine sokuyor. 


TEPEDEKİ EV KONUSU

Hugh Crain, eşi Olivia ve 5 çocuğuyla beraber Tepedeki Ev olarak anılan köşke taşınırlar. Zaman geçtikçe evde paranormal olaylar gerçekleştiğinin farkına varırlar. Yaşanan trajik bir olay Crain ailesini evden taşınmak zorunda bırakır. Aradan geçen 26 yıl sonra artık birer yetişkin olan çocuklar, evin zihinlerinden çıkmadığını ve onları rahat bırakmadığını fark ederler. Crain ailesi tekrardan bir araya gelmek ve bir kez daha Tepedeki Ev ile yüzleşmek zorundadır. 
Mike Flanagan'ın yazıp yönettiği dizinin oyuncuları arasında; Michiel Huisman, Carla Gugino, Timothy Hutton, Elizabeth Reaser, Oliver Jackson-Cohen, Henry Thomas, Kate Siegel, Victoria Pedretti, Lulu Wilson, McKenna Grace, Paxton Singleton, Violet McGraw, Julian Hilliard yer alıyor.



ZİHİN AZAPLARI VE DELİLİK BUHRANI

Dehşet ve korku türünün güçlü örneği The Haunting of Hill House; deliliğin halüsinasyon evrenine ziyarete çıkaran ve zihnin karanlık girdaplarında yolunu kaybettiren bir yapım. Temelinde yaşayan ev mitosunu işleyen dizi, alt metninde ruhun başka bir vücuda geçmesi olarak adlandırılan metampsikoz doktrinini işliyor. Bizleri ruhlarla dolu bir perili ev atmosferiyle karşılayan Netflix dizisi, karakterlerin dram dolu biyografik öyküsünü de kusursuz bir şekilde işliyor. Amerikalı korku yazarı H. P. Lovercraft, tekinsiz öykünün tarihini gotik roman çağına varıncaya dek işlediği Edebiyatta Doğaüstü Korku adlı kitabında, insanlığın en eski ve en güçlü duygusunun korku olduğunu ve en büyük korkunun da bilinmeyenin korkusu olduğunu söyler. Lovercraft'ın bahsettiği bilinmeyene olan korkuyu, yönetmen bizlere psikolojik ve doğaüstü unsurlarla dolu bir altyapıyla güçlendirilmiş biçimde sunuyor. Karakterler üzerinden işlenen delilik temasında; şizofrenliğin hüküm sürdüğü bir atmosfer ve duygusal ilişkilerin söndüğü mekanik ussallığın doğal bir görüntüye büründüğü soluk bir evren görüyoruz. Korku ve halüsinatif dehşetin baskınlığıyla gerçeklik yitimi yaşayan dizideki karakterler, psikoz ve delilik buhranları eşliğinde intihara yöneliyor. Kalıtsal  akıl hastalığı sorunsalının tartışıldığı ve işlendiği dizide, izleyici karakterler arasında kurulan diyalogla bu sorgulamaya dahil oluyor. Fransız filozof ve psikolog  Michel Foucault, 18. yüzyıla kadar Batı'da deliliğin arkeolojisini irdelediği Deliliğin Tarihi adlı kitabında; "İnsan düş görmediğinden her zaman emin olamaz, deli olmadığı asla kesin değildir." der. Tıpkı gerçeklik ve düşün iç içe geçtiği ve  hangisinin gerçek olduğunun açık bir şekilde verilmediği dizide olduğu gibi.




YÜREK BURGUSU 

Geniş bir izleyici kitlesine ulaşan Tepedeki Ev, yakın zamanda The Haunting of Bly Manor ismiyle ikinci sezonuna kavuşacak. Yeni sezonun Amerikalı yazar Henry James'in Yürek Burgusu (The Turn of the Screw) adlı klasik korku romanından uyarlandığı duyuruldu. Korku ve gerilim türünden hoşlanıyorsanız sanrılar diyarına yolculuğa çıkartan Netflix'in Tepedeki Ev dizisini kesinlikle kaçırmayın.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY

11 Eylül 2020 Cuma

CHARLIE KAUFMAN'DAN SÜRREAL BİR BAŞYAPIT



 

NETFLIX'TEN ZİHİNDE DEPRESİF BİR YOLCULUK HİKAYESİ

'Iain Reid'in romanından uyarlanan 'Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum (I'm Thinking of Ending Things)', zihnin dehlizlerinde gezinen klostrofobik bir gerilim filmi. Oscar Ödüllü senarist ve yönetmen 'Charlie Kaufman', bir romandan beyazperdeye uyarladığı filminde izleyiciye gerilim ve korku öğelerinden fazlasını vaat ediyor. Öyle ki hikaye, filmde anlaşılması güç ve düşündürücü bir şekilde işleniyor. Filmin açılışında kitaptaki bilinç, akış tekniğinde aktarılan anlatının bir yansıması uygulanıyor. Başlangıçta isimsiz bir kadın kahramandan dinlediğimiz hikaye, farklı anlatı türleri arasında gidip geliyor. Film ağır diyalogların hüküm sürdüğü uzun sekanslardan oluşan bir yapım. Özellikle iki ana karakterin araba yolculuğu sahnelerindeki aralarında geçen uzun sohbetlerde, birçok yazar, filozof ve sosyolog isimleri geçiyor. Bu sebeple sabırlı ve sanat sinemasından hoşlanan izleyicilere hitap ettiğini baştan söylemekte fayda var. 'Charlie Kaufman' 1.33 : 1 çerçeve oranında çalışıyor, bu da izleyici üzerinde filmin getirdiği gerilim ve psikolojik baskıyı daha da arttırıyor. 'Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum' filmi çeşitli metaforlarca zengin ve açık okumaların yapılabileceği türde bir yapım. Klişe korku ve gerilim filmlerinden bıkanların ve yeni bakış açısı arayan izleyicilerin etkileneceği bir film. Ancak izleyicileri olumlu ve olumsuz anlamda ikiye böldüğünü de söylemekte fayda var.




FİLMİN KONUSU

Yeni tanıştığı sevgilisine dair şüpheleri olan isimsiz bir kadın, erkek arkadaşı Jake'in uzak bir çiftlikte yaşayan ailesiyle tanışmak için yolculuğa çıkar. Ancak bu yolculuk hayatının dönüm noktası olacaktır.

Filmin oyuncuları arasında; 'Jesse Plemons', 'Jessie Buckley', 'Toni Collette' ve 'David Thewlis' yer alıyor.




ZİHİN YANILSAMALARI

Başlangıçta isimsiz bir kadının anlatımıyla başlayan filmin aslında ana ekseninde yani merkezinde Jake karakteri olduğunu görüyoruz.  Hikaye boyunca zaman zaman Jake karakterinin yaşlı hali karşımıza çıkıyor ve anlıyoruz ki aslında Jake'in zihninde geziniyoruz. Zaten sevgilisini ailesiyle tanıştırdığında sohbetler sırasında Gerontoloji yani yaşlılık bilimine de değiniliyor. Geçmişte hasta annesi ve tuhaf babasının getirdiği psikolojik bunalımları karakter üzerinde görüyoruz. İsimsiz kadın filmin başında Jake'in evine geldiğinde ve odalarda gezindiğinde aslında Jake'in zihninde bir gezinti yaptığı çok açık. Evin her odasına girdiğinde Jake'i farklı yaştaki ebeveynleriyle birlikte hayatta en önemli kırılma noktası yaşadığı dönemlerinden sahnelerle karşılaşıyor. Aslında görüyoruz ki, geçmişte sevgilisi olan isimsiz kadın, Jake'in hayattaki en büyük pişmanlığı ve hayatının dönüm noktasını oluşturuyor. Çünkü Jake artık hayatını idame ettirebilmek için gençken okuduğu okulda temizlik görevlisi olarak çalışıyor ve çocukların dalga geçtiği bir yaşlılık geçiriyor. Bir yandan da hayatta en büyük pişmanlığı olan eski sevgilisini hatırlayıp, demansla savaştığı zihninde geçmişi yâd ediyor. Jake'in yaşlı hali, sevgiliyle tekrardan yüz yüze geldiği sahne ise bir nevi vicdan muhasebesi. Yani affetme ve bağışlanma arzusunu simgeliyor. Arından gelen pişmanlık buhranları ve hezeyanlar okumalara ve yorumlara açık. 'Charlie Kaufman' yine; yazdığı 1999 yapımı 'Being John Malkovich' ve 2004 yapımı 'Eternal Sunshine of the Spotless Mind' gibi filmlerinde de bizleri karakterlerin zihninde bir yolculuğa çıkartmıştı. Bu defa yaşlı bir karakterin bilincinde gezintiye çıkıyoruz ve bu sefer daha çok sembol ve simgelerle dolu bir anlatıyla karşı karşıyayız. 



TRAGEDYANIN YÜKSELİŞİ

'Netflix'te yayınlanan 'Charlie Kaufman'ın yazıp yönettiği film, izleyicinin sabrını ve zihnini zorlayacak bir yapım. 'David Lynch' vari bir anlatım benimseyen Kaufman, türü severlerin beğenerek izleyeceği bir korku-gerilim örneği sunuyor. Yarattığı kaotik atmosfer ve depresif sekanslarla bezeli melankolik anlatım kesinlikle izlemeye değer.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY



DISNEY'DEN KORKUSUZ SAVAŞÇI MULAN

 



200 MİLYON DOLARLIK DEV YAPIM

Mulan, Disney'in 1998 yapımı aynı adlı animasyon filminin live-action versiyonu olarak tekrar beyazperdede yerini aldı. 200 milyon dolar gibi dev bir bütçeyle çekilen filmde, olağanüstü dövüş sahneleri ve görsel efektlerden meydana gelen destansı bir hikaye anlatılıyor. Yönetmenlğini Niki Caro'nun üstlendiği yapım, korkusuz bir genç kadının ülkesini ve ailesini korumak uğruna her şeyi göze alıp imparatorluk ordusuna katılarak Çin'in gördüğü en büyük savaşçılardan birisi olmasının hikayesi anlatılıyor. Filmdeki dövüş sahnelerini çekmek için yapımcılar Çin, Kazakistan, Moğolistan, Yeni Zelanda ve Avustralya’dan uzman dublörler getirdi ve çekimler için yaklaşık olarak 4000 silah yapıldı. Kostüm tasarımı için 40 kişiden oluşan bir ekip, 3 ay boyunca 1000’in üzerinde kostüm tasarladı. Çekimlerin 20’ye yakın mekânı Çin’deydi ve ayrıca kılıç dövüşü sahnelerinde uzmanlaşmanın çok zor olduğu Wushu stilinin bir türü kullanıldı. Etkileyici görsellerin yer aldığı Mulan filmi, genç kuşak seyircilerin beğenerek izleyeceği macera ve aksiyon dolu bir aile filmi.




MULAN FİLMİ KONUSU

Çin İmparatoru, ülkeyi kuzeyli işgalcilerden ülkeyi korumak için her aileden bir erkeğin orduya katılması ve hizmet etmesine dair bir karar verir. Hua Mulan, onurlu bir savaşçı olan babasının hasta olması nedeniyle onu korumak adına erkek kılığına girer ve gizlice orduya katılır. Mulan tanınmamak için ismini Hua Jun olarak değiştirir. Eğitim sürecinde içerisindeki Chi enerjisini keşfeden Mulan, bu gücü sayesinde onurlu aynı zamanda korkusuz bir savaşçıya dönüşür. Bu dönüşüm savaşçı babasının saygısını kazanması ve destansı yolculuğun başlangıcı için en büyük adım olacaktır.
Oyuncuları arasında; Mulan rolünde 'Yifei Liu', Ip Man serisiyle tanınan 'Donnie Yen', 'Li Gong', 'Jason Scott Lee' ve dövüş sanatlarının ünlü oyuncusu 'Jet Li' bulunuyor.





AİLE BAĞLARI VE FEDAKARLIK

Hua Mulan, filmde onurlu bir savaşçı olan hasta babasını kurtarmak için kendisini riske atıyor ve kılık değiştirerek amansız bir savaşa katılıyor. Mulan'ın burada yaptığı yaşamsal özveri, aslında ailesini bir arada tutmak için gereken fedakarlığın merkezini oluşturuyor. Mulan karakteri, erkek egemen bir toplumda her şeyi göze alıp orduya katılıyor  ve ardından savaşa atılıyor. Filmin en önemli kırılma noktalarından birisini yaratan bu sahne, aslında izleyiciye alt metninde karakterin feminist bir kimlik edinerek mücadeleye başladığı mesajını veriyor. Çünkü bu noktadan sonra Mulan, ordudaki her erkeği dize getirerek saygısını kazanıyor ve en sonunda da hayatta en çok sevdiği kişi olan babasının gözüne girerek saygısını kazanıyor. 
 




EĞLENCE VE MACERA SİZİ BEKLİYOR

Mulan karakterine hayat veren Yifei Liu, mizah yüklü sahnelerde sergilediği başarılı performansla seyirciye kahkahaya boğmasının yanı sıra dram sahnelerinde ise kesinlikle muhteşem bir oyunculuk sergiliyor. Her yaştan seyircinin beğenerek ve eğlenerek izleyeceği Disney'in Mulan filmi, izleyiciyi destansı ve macera dolu bir yolculuğa çıkartıyor. 

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY

3 Eylül 2020 Perşembe

DISNEY'DEN SİHİR DOLU BİR MACERA FİLMİ: MAGIC CAMP





SİHİR KAMPINA YOLCULUK

'Disney +' platformunda yayınlanan eğlenceyle dolu aile filmi 'Magic Camp', izleyicilere muhteşem bir serüven sunuyor. Dijital TV platformu 'Disney +', muazzam içeriklerini yayına sokmakta ve rakiplerini zorlamakta hiç vakit kaybetmiyor. İzleyici kitlesini her geçen gün daha da arttıran Disney +, genç izleyici kitlesine hitap eden yapımlarına bir yenisini daha ekledi. 'Magic Camp', eğlence ve komedinin bir arada olduğu bir yapım. Oyuncuları arasında; 'Adam Devine', 'Jeffrey Tambor', 'Gillian Jacobs', 'Nathaniel Logan McIntyre', 'Cole Sand' ve 'Isabella Crovetti' bulunuyor.



MAGIC CAMP KONUSU

Sihirli kampın sahibi Roy Preston, eski  başarılı öğrencisi Andy'i sihirbazlık kariyerini yeniden canlandırmak için yanına çağırır ve ona iş teklifinde bulunur. Bu teklifi kabul eden Andy, sihir kampına danışman olur, gençleri yetiştirmek ve onlarla güzel vakit geçirmek için elinden geleni yapar. Ancak kampın sahibi Roy Preston, Andy'nin eskiden dostu olan ancak artık azılı rakibi olarak gördüğü Darkwood'u da danışman olarak işe almıştır.



UMUDA YOLCULUK

Filmde Andy ve Darkwood karakterleri geçmişte ortak oldukları bir sihir gösterisi sergilemektedirler ancak bazı anlaşmazlıklar sonucunda ortaklıkları bozulur. Darkwood çok başarılı ve şöhret sahibi olmasına rağmen Andy'nin işleri pek yolunda gitmez. Ancak sonradan Andy, geçmişte sarıldığı umut ışığını tekrardan keşfeder ve yetiştirdiği öğrencilere de örnek olur. Filmin alt metninde; gençlerin daima hayallerinin peşinden koşması ve hiçbir zaman umutsuzluğa kapılıp hedeflerinden vazgeçmemesi mesajı yer alıyor.






EĞLENCE VE KOMEDİ BİR ARADA

Genç kuşak izleyici kitlesinin beğenerek izleyeceği Magic Camp, 'Disney+'ın kaliteli çocuk yapımları arasında yerini alıyor. Film boyunca izleyici, kendisini Andy karakteriyle özdeşleştirerek empati kuruyor ve karakterin yaşadığı umut savaşını benimseyerek kendisini karakterle özdeşleştiriyor. Amerikalı komedyen 'Adam Devine'ın Andy karakteri performansı kesinlikle görmeye değer.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY



VIN DIESEL'DEN YENİ NESİL SÜPER ASKER FİLMİ BLOODSHOT



DURDURULAMAZ GÜÇ

  Amerikan çizgi roman şirketi 'Valiant Comics'in aynı isimli çizgi romanından uyarlanan 'Bloodshot: Durdurulamaz Güç', vizyondaki yerini aldı. Başrolünde aksiyon filmlerinin vazgeçilmez ismi 'Vin Diesel'in yer aldığı yapımın yönetmen koltuğunda ise 'Dave Wilson' oturuyor. Bilim kurgu, macera ve aksiyonun hız kesmeden devam ettiği 'Bloodshot', özellikle süper kahraman filmlerinden hoşlananların beğenerek izleyeceği türde bir yapım. 



BLOODSHOT KONUSU

Asker Raymond Garrison ve eşinin öldürümesinin ardından, bilim insanları yüksek nano teknoloji sayesinde Garrison'ı Bloodshot olarak tekrardan hayata döndürürler. Bloodshot, artık ölümsüz bir süper asker olmasına rağmen hafıza kaybı yaşar ve kendisi gibi özel yeteneklere sahip askerlerin arasına katılır. Zamanla hafızasını toparlayan Bloodshot, kendisine ve karısına tuzak kuranların kim olduğunu hatırlar ve amansız mücadele başlar.
Filmin oyuncuları arasında; 'Vin Diesel', 'Eiza González', 'Sam Heughan' ve 'Guy Pearce' bulunuyor.



SÜPER KAHRAMAN MİTİ

Filmdeki Raymond Garrison karakteri, öldürüldükten sonra süper güçlere sahip bir kahraman olarak geri döner ve kendisine tuzak kuranlardan intikamını almak için mücadeleye girişir. İtalyan göstergebilimci ve düşünür 'Umberto Eco', 'Ertelenmiş Kıyamet' adlı kitabındaki 'Süperman Miti' bölümünde, süperman imgesini ele alır. Belirli bir kesimin tipik miti olduğunu vurgulayan Eco, bu sembolik imgenin insanların hiçbir şekilde özdeşleşemeyeceği bir imaj olmadığını vurgular. Eco, insanların bu tip süper kahraman imgeleriyle özdeşleşerek sıradan vasat hayatlarını telafi edecek bir süpermenin türeyeceğini gizlice hayal ettiklerinin altını çizer. Filmde de gördüğümüz üzere, Raymond karakteri de aslında bir nevi Eco'nun söz ettiğini simgeliyor. Raymond karakteri başına gelenlerin hesabını sormak için bir tür süper kahramana dönüşüyor ve kötülerden intikamını alıyor.


AKSİYON VE MACERA İÇ İÇE

45 milyon dolar bütçeyle çekilen Bloodshot; olağanüstü görsel efektleri, aksiyon ve maceranın hız kesmeksizin aktığı bir film. Süper kahraman filmlerinden hoşlananların beğenerek izleyeceği türde bir gişe yapımı. Ayrıca usta aktör 'Guy Pearce'ın canlandırdığı kötü adam karakteri Dr. Emil Harting'de görmeye değer.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY





1 Eylül 2020 Salı

NETFLIX'TEN EĞLENCELİ BİR AİLE FİLMİ: THE SLEEPOVER




MACERA BAŞLIYOR

 'Netflix' platformunda yayınlanan aksiyon ve macera dolu aile filmi 'Sürprizli Gece (The Sleepover)', yayına girdi. Anneleri Margot'u korkak ve ürkek olarak tanıyan iki kardeş Clancy ve Kevin, bir gün annelerinin ortadan kaybolmasıyla aslında tanık koruma programında bulunan usta bir eski hırsız olduğunu öğrenirler. Margot, bulaştığı pis işleri geride bırakmak için aile kurup sakin bir hayat sürmek istemiştir. Ancak çete üyeleri, hırsızlıkta usta olan Margot'u son bir defa daha soygun yapması için tehdit eder ve kaçırırlar. İki kardeş Clancy ve Kevin, annelerinin son teknoloji casusluk aletlerini yanlarına alarak bir kurtarma ekibi oluşturur ve çılgın bir maceraya atılır. Oyuncuları arasında;  'Sadie Stanley', 'Maxwell Simkins', 'Cree Cicchino', 'Lucas Jaye', 'Malin Akerman', 'Ken Marino' ve 'Joe Manganiello' bulunuyor. Yönetmen koltuğunda 'Trish Sie'nin oturduğu filmin senaryosu ise 'Sarah Rothschild'e ait.




KAHRAMAN ANNE

 Margot karakteri, her şeyi geride bırakıp  anne olma yolunda giderken bir anda suç dolu geçmişi tekrardan önüne çıkıyor. Ancak bu defa Margot geçmişiyle arasına bir set koyup doğru yolu seçerek çocuklarına ve eşine örnek ve takdir edilesi bir anne olduğunu gösteriyor. Burada Margot karakteri üzerinden çocuğun gözündeki psikolojideki annelik olgusu işleniyor. Başta annelerini ürkek ve güçsüz gören çocuklar sonrasında gelişen olaylar sayesinde annelerinin aslında korkusuz ve cesur olduğunu görüyorlar. Psikanalist, edebiyat teorisyeni ve postyapısalcı felsefeci 'Julia Kristeva', 'Kadın Dehası' adlı kitabının giriş bölümünde; "Bir zamanlar bazıları tarafından karalanmaya çalışılan annelik, bilimin de yardımını alarak, en temel kadınlık yeteneği olarak yeniden kendini dayattı" der. Filmde Margot karakterinin de gücünü (Kristeva'nın belirttiği gibi) en temel kadınlık yeteneği olan annelikten aldığını görüyoruz. 




ADRENALİN YÜKLÜ BİR MACERA

'Netflix'in macera, komedi ve aksiyon dolu aile filmi 'The Sleepover', özellikle genç kuşak izleyici kitlesinin beğenerek izleyeceği türde bir yapım. Bir gece içerisinde başlarına gelmedik kalmayan aile bireyleri; atıldıkları macera sayesinde birbirlerini hem daha iyi tanıyor, hem de aralarındaki bağ daha da  çok güçleniyor. Aslında filmde bir yandan bu mesaj verili yor; atıldığımız her zorlu macera ve her yola çıkış, bizi olgunlaştırarak daha çok güçlendiriyor ve gerçekleri görerek birbirimize daha sıkı bağlanmamızı sağlıyor.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY

YARIN YOKMUŞ GİBİ: PALM SPRINGS



DÖNGÜDEKİ AŞIKLAR

Konusu itibariyle 1993 yapımı 'Bugün Aslında Dündü (Groundhog Day)' filminin izinden giden 'Palm Springs', zaman döngüsünün içerisine hapsolan bir çiftin öyküsünü merkezine alıyor. Eğlencenin tavan yaptığı bu romantik komedi filminin yönetmen koltuğunda 'Max Barbakow' oturuyor. Filmin senaryosu ise 'Andy Siara'ya ait. 'Palm Springs', aynı günün tekrar tekrar yaşanmasını işleyen zaman döngüsü filmlerine çok güzel bir örnek. Öyle ki; kahramanların başına gelenleri ve duruma verdikleri tepkileri izlerken kahkahadan kırılacağınız türde bir yapım. Filmin oyuncu kadrosunda;'Andy Samberg', 'Cristin Milioti' ve Oscar ödüllü oyuncu 'J. K. Simmons' yer alıyor. Klişe komedi filmlerinden sıkıldıysanız, izlerken zamanın su gibi aktığı 'Palm Springs' filmini kesinlikle kaçırmayın. Dünya prömiyerini 'Sundance Film Festivali'nde yapan film; 'Neon' ve 'Hulu' şirketleri tarafından yayın hakları 17,5 milyon dolara satın alınarak festival tarihinin en yüksek antlaşmasına damga vuran yapım oldu. 


PALM SPRING KONUSU

Rahat bir karakter olan Nyles, Palm Springs'te bir düğüne katılır. Ancak bir kaza sonucu kendisini aynı günü tekrar tekrar yaşadığı bir zaman döngüsünün içerisinde bulur. Düğünün baş nedimesi Sarah'ı da istemeden bu döngüye haps edince, işler iyice içinden çıkılmaz ve karışık bir hal alır.






EBEDİ TEKRAR

Bir döngünün içerisine hapsolan Nyles, düğünde tanıştığı Sarah'ı da istemeden bu döngünün içerisine hapseder. Bu süreçten sonra İkili, her gün tekrar ve tekrar aynı düğün gününü yaşamaya mahkum olur. Bu döngünün alt metninde Alman felsefesine bir gönderme vardır. Alman filozof 'Friedrich Nietzsche' döngüselliği ele aldığı 'Bengi Dönüş' adlı kuramında; zaman kavramının döngüsel bir formda olduğunu ve olayların bu döngüsel süreçte defalarca yinelenmiş olduğunu ve sonsuza kadar da yineleneceğini tezini öne sürer. 'Nietzsche'nin 'Bengi Dönüş' kuramını, filmde döngünün içerisine hapsolan Nyles ve Sarah karakterleri üzerinden görüyoruz.





KEYİFLİ BİR KOMEDİ

Keyifli ve eğlenceli bir film olan 'Palm Springs', klişe romantik komedi filmlerinden sıkılanlara ve farklı bir yapım arayanlara kaçırmaması gereken bir fırsat sunuyor. Aşkın her zorluğu atlatmada en büyük anahtar olduğunu gösteren film, doksan dakikalık süresi boyunca sizi kahkahaya boğacak bir yapım.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY



ERTELENMİŞ BİR KIYAMET: INTO THE NIGHT





GECENİN SONSUZLUĞUNA YOLCULUK 

Polonyalı bilim kurgu yazarı 'Jacek Dukaj'ın 'The Old Axolotl' adlı romanından esinlenilerek yaratılan Belçika yapımı 'Into The Night' dizisi, aksiyon ve maceranın durmaksızın arttığı bir yapım. Başrollerinde son dönemde kaliteli yapımlarda yer alarak adından sıkça söz ettiren Türk kökenli Alman oyuncu 'Mehmet Kurtuluş' yer alıyor. Farklı bir kıyamet hikayesini konu alan dizi 6 bölümden oluşuyor. Her bölümü izleyiciyi soluksuz bırakan yapımda heyecan ve macera katlanarak çoğalıyor. Benzer konuları işleyen yapımlardan sıkılanlar ve usananlar için 'Into The Nıght' kesinlikle biçilmiş bir kaftan. Ayrıca dizi oyuncuları, 'Into The Nıght'ın yakın zamanda 2. sezon onayını aldığını kısa bir tanıtım videosuyla duyurdu.









INTO THE NIGHT KONUSU

Gizemli bir kozmik olayın gerçekleşmesi sonucu Güneş ışınları yaşayan tüm canlıları için artık bir ölüm tehditidir. Ancak bu bilgiden dünyanın karanlık tarafında kalan insanların haberi yoktur. Bu bilgiye sahip olan Nato'da görevli binbaşı Terenzio, gece yarısı Brüksel havalimanına gelerek Moskova'ya uçacak olan uçağı hayatta kalmak için kaçırır. Her şeyden habersiz yolcular bunun bir kaçırma olayı mı yoksa gerçekten de doğa üstü bir tehlikeyle mi karşılaştıkları sorusuyla karşı karşıya kalırlar. Fakat çabuk karar vermeleri gereklidir çünkü güneşin doğmasına az bir zaman kalmıştır.
'Into the Nıght'ın yaratıcısı; 'Narcos', 'Hakan: Muhafız' ve 'Atiye' dizilerinin senaryo ve yapım ekibinde yer alan isim 'Jason George'. Dizinin oyuncuları arasında; 'Pauline Etienne', 'Laurent Capelluto', 'Mehmet Kurtulus', 'Babetida Sadjo', 'Jan Bijvoet' ve 'Ksawery Szlenkier' gibi isimler yer alıyor.

 



GÜNEŞİN KARANLIK YÜZÜ

Kaçırılan bir uçakta başlayan yüksel gerilimli bir mücadele kendisini kıyametten sağ çıkma savaşına bırakıyor. Uçakta yer alan insanların panik ve korkunun birlikte getirdiği baskı sonucunda yaşadıkları psikolojik çatışmalara tanık oluyoruz. Güneşe karşı başlatılan bu kaçış, bir anda yaşam ve hayatta kalma mücadelesine dönüşüyor. Filmde işlenen farklı türdeki bilim kurgu konusu; aslında insanlığın hep aklında olan, işlenen ve düşündüren bir konu. Fransız sosyolog ve filozof 'Jean Baudrillard', 'Neden Her Şey Hala Yok Olup Gitmedi?' adlı kitabında; "Hemen her zaman bizim üstünde yer almadığımız, var olmadığımız bir dünya düşlemedik mi? İnsanlardan yoksun, hiçbir insani müdaheleye izin verilmeyen şiirsel bir dünya hayal etmedik mi?" der. Burada Baudrillard, insanların geçmişten günümüze dönüp dolaşıp bu konu üzerine kafa yorduğundan bahsediyor. Aksiyonu ve macerası bol olan kıyametten kaçış ya da ertelenmiş bir kıyamet senaryosu her daim izleyici çeker. Bu türün en iyi örneklerini; '2012', 'Independence Day' ve 'The Day After Tomorrow' gibi kıyamet filmleriyle tanıdığımız Alman asıllı yönetmen 'Roland Emmerich'in dev bütçeli yapımlarında görebilisiniz.
'Into The Night'; kıyamet ve felaket türündeki yapımlara hasret kalanların beğeniyle ve heyecanla izleyecekleri güzel bir bilim kurgu dizisi.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY