29 Temmuz 2020 Çarşamba

DİSTOPYANIN MAGNUM OPUSU: CESUR YENİ DÜNYA






BRAVE NEW WORLD

 İngiliz yazar 'Aldous Huxley'in 1932 tarihli distopya türündeki romanı 'Cesur Yeni Dünya (Brave New World)'dan uyarlanan dizi, 'NBC Universal'in 'Peacock' adlı dijital platformunda ve Türkiye'de 'beIN CONNECT'te yayına girdi. Dizi, insanların laboratuvar ortamında üretildiği, evlilik, aile ve bireysellik gibi olguların olmadığı ve insanların henüz embriyo halindeyken kast sistemine göre sınıflandırıldığı bir karanlık geleceği konu alıyor. 'Yeni Londra' adıyla anılan yeni düzene sahip bu dünyada, insanlar 'Indra' denilen bir sistem aracılığıyla birbirine bağlı ve sürekli bir denetim halindeler. Gözlerine taktıkların lensler sayesinde isteyen herkes birbirinin gördüğünü görüyor ve duyduğunu duyabiliyor. Aslında bir anlamda mahremiyetin ve özgürlüğün yok olduğu bir gelecek anlatılıyor. 'Yeni Londra'da yaşayan her birey karanlık ve distopik bir dünyada yaşamasına rağmen kendisini mutlu bir şekilde ütopyada yaşıyor zannediyor. Bununda sebebi ise 'Yeni İngiltere' sakinlerinin duygularını ve korkularını devamlı bastırmak için yanında taşıdığı ve kullandığı 'Soma' adlı mutluluk hapından kaynaklanıyor. 'Cesur Yeni Dünya' dizisi; yeni çağın getirdiği bilimsel ve teknolojik gelişmelerin dahi kötü bir iradeyle cehenneme dönüşebileceğini gösteriyor.




DİZİNİN KONUSU

26. yüzyılda insanlar gelişen teknoloji ve bilim sayesinde artık savaşların ve yoksulluğun sona erdiği aynı zamanda insanların sağlık ve hastalık konusunda sorun yaşamadığı bir dünyada yaşamaktadır. Herkesin çalıştığı, eğlendiği ve mutlu olduğu bu düzen aslında insanların farkında olmadığı bir karanlık geleceğin başlangıcıdır.

'Grant Morrison', 'Brian Taylor', 'David Wiener'ın yaratıcısı olduğu dizinin oyuncuları arasında; 'Alden Ehrenreich', 'Jessica Brown Findlay', 'Harry Lloyd', 'Nina Sosanya', 'Joseph Morgan' ve 'Demi Moore' yer alıyor.




SHAKESPEARE VE CESUR YENİ DÜNYA

Dört büyük distopya romanından birisi olan 'Cesur Yeni Dünya', ismini İngiliz dilinin en büyük yazarı ve dünyanın en büyük oyun yazarı olan İngiliz şair 'William Shakespeare'in 'Fırtına' eserinden almıştır. Perde V, sahne I'deki 'Miranda' karakterinin konuşmasında geçer. Post-yapısalcılık ve postmodernizm üzerine çok sayıda çalışması bulunan Amerikalı filozof 'Fredric Jameson', 'Ütopya Denen Arzu' adlı yapıtında 'Dostoyevski’den 'George Orwell’a kadar ki bütün distopyaların temelinde, sistemin kendisini koruma içgüdüsünü geliştirmesi ve tehdit eden her şeyi ortadan kaldırmayı öğrenmesi olduğunu vurgular. Tıpkı dizide 'Yeni Londra'nın dışından gelen 'Vahşi (John The Savage)' karakterinin insanlara uyguladığı gibi.

 


'Cesur Yeni Dünya' dizisi uyarlandığı romanın güncel bir yorumlaması olarak karşımıza çıkıyor. Olağanüstü görselleri ve teknolojinin getirdiği yenilikler aracılığıyla izleyeni büyülese de 'Aldous Huxley'in romanını okuyanların büyük hayal kırıklığı yaşayacağı bir yapım. Ancak yine de bilim kurgu türüne ve distopik örneklere ilgi duyanların barındırdığı aksiyon ve macera için izlemesini tavsiye ederim.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY


23 Temmuz 2020 Perşembe

NETFLİX'TEN KRAL ARTHUR DÖNEMİ'NDE GEÇEN BİR DİZİ: 'CURSED'





BRİTANYA MİTOLOJİSİNE GÜNCEL BİR YORUM

 Altın Küre Ödülü'ne aday gösterilmiş Avusturyalı aktris 'Katherine Langford'ın başrolünde yer aldığı 'Cursed' dizisi Netflix platformunda yayına girdi. 'Cursed' dizisi, 'Thomas Wheeler' ve '300', 'Günah Şehri', 'Batman: Kara Şövalye Dönüyor' gibi efsanevi çizgi romanların yaratıcısı Amerikalı sanatçı 'Frank Miller'ın kitabından uyarlandı. Fantastik türdeki yapım, Britanya Mitolojisindeki efsanevi 'Camelot' hükümdarı 'Kral Arthur' efsanesinin öncesini güncel bir yorumla işliyor. Dizi boyunca; sahibine kudretli bir hükümranlık bahşeden efsanevi güç kılıcı 'Excalibur',  kadim zamanların en büyük büyücüsü olarak anılan 'Merlin', 'Cadı Morgana' ve 'Kral Arthur'un 'Yuvarlak Masa Şovalyeleri'nden biri olduğuna inanılan 'Sir Lancelot' adlı askerin ve 'Gölün Hanımı Miti'nin oluşum evrelerine tanık oluyoruz. 





DİZİNİN KONUSU:

Annesinin ölümünün ardından Nimue adlı genç kız, gizemli güçlere sahip kılıcı Merlin'e teslim etmek üzere yola koyulur. Yolculuk sırasında tanıştığı Arthur isimli genç savaşçıyla güçlerini birleştirir ve kötülüğe karşı koyma görevini üstlenir.


Frank Miller ve Tom Wheeler'in yaratıcısı olduğu dizinin oyuncuları arasında; 'Katherine Langford', 'Devon Terrell', 'Gustaf Skarsgård', 'Daniel Sharman', 'Sebastian Armesto', 'Lily Newmark' ve 'Shalom Brune-Franklin' yer alıyor.






YEŞİL ŞÖVALYE VE GRINDEWALD

'Cursed' dizisindeki yeşil şövalye olarak anılan 'Grindewald' karakterinin temeli, 14. yüzyılda kim olduğu bilinmeyen bir şair tarafından yazılan 'Sir Gawain ve Yeşil Şövalye' adlı yapıta dayanıyor. Bu eserde; Arthur ve yuvarlak masa şövalyelerinin toplandığı bir yılbaşı gecesi, yeşil zırh giyen bir şövalye bulundukları salona girer ve Kral Arthur'la patavatsızca konuşur ardından düelloya davet eder. Ancak Kral Arthur'un yuvarlak masasına mensup kılıç arkadaşı olan Gawain adlı şövalye, Kral Arthur'dan düelloyu kendisine bağışlamasını rica eder. Düello ise şu şekilde bir oyundur; yeşil şövalye, kendisine yapılacak tek bir ölümcül darbeden sonra eğer darbeyi atlatır ve hayatta kalırsa 12 ay sonra gelecek ve Gawain'e aynı darbeyi bu defa kendisi vuracaktır. Dizide Gawain ve yeşil şövalye karakterleri kitabın aksine aynı kişi olarak verilmiş.




ZAMANIN SİSLERİ

Netflix'in 'Cursed' dizisi fantastik tür severlerin ve özellikle Orta Çağ döneminde geçen şövalyelerin serüvenlerinden hoşlananların büyük beğeniyle izleyeceği türde bir yapım.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY


KADİM ZAMANLARIN KORUYUCUSU: THE OLD GUARD





ÖLÜMSÜZ MUHAFIZ

 Amerikalı çizgi roman yazarı 'Greg Rucka'nın 'The Old Guard: Force Multiplied' adlı grafik roman serisinden uyarlanan aksiyon, macera ve fantastik türündeki film, 'Netflix' platformunda yayına girdi. 70 milyon dolar bütçeyle çekilen filmin başrolünde Oscar Ödüllü oyuncu 'Charlize Theron' yer alıyor. Çatışma ve olağanüstü savaş sahneleriyle aksiyon severlerin beğenerek izleyeceği türde bir film olan 'The Old Guard', özellikle fantastik hayranlarının kaçırmaması gereken bir yapım.





FİLMİN KONUSU
Andromecha binlerce yıldır ölümsüzdür. 21. yüzyılda bir grup ölümsüz paralı askere önderlik eden Andromecha ve arkadaşlarının, dünyayı kurtarmak adına atıldıkları çatışmalara ve uğrunda verdikleri mücadelelere bir yenisi daha eklenecektir.

Oyuncuları arasında; 'Charlize Theron', 'KiKi Layne', 'Matthias Schoenaerts', 'Marwan Kenzari', 'Luca Marinelli', 'Luca Marinelli' ve 'Chiwetel Ejiofor' yer alıyor. 






TANRIÇA MİTLERİ

Filmdeki 'Andromache' karakterinin temeli mitolojiye dayanmaktadır. Antik Yunan mitolojisinde; Mysia bölgesinde Thebai şehrinin kralı olan 'Eetion'un kızıdır ve 'Kral Priamos'un oğlu 'Hektor'un karısıdır. Amerikalı yazar 'Joseph Campbell', karşılaştırmalı mitoloji alanının en büyük isimlerinden ve dünyanın mitoloji alanındaki en önemli otoritelerinden birisi olarak kabul edilmektedir. 'Tanrıçalar ve Tanrıça'nın Dönüşümleri' adlı kitapta; çağlar öncesinden Rönesans'a kadar olan tarihteki Tanrıça kültünün başlangıcı, gelişimi ve dönüşümü üzerinedir. Bu yapıtın 'Yüce Tanrıça Üzerine' olan giriş bölümünde; kadının başlı başına bir varlık olduğuna ve geleneksel olarak (neredeyse 4 milyon yıldır) kadın varlığının erkek ile olan ilişkisinin deneyimlenmesi ve temsil edilme şeklinin rekabet olmadığına değinir. Ancak geçen zamanla ve gelişen teknolojiyle kadınların eve bağımlılıklarından kurtulduklarını ve kendini göstermenin vahşi alanına girdiğini belirtir. Filmde de 'Andromache' karakterinin, erkek egemen bir dünyada baskın karaktere dönüşüp önderlik ettiğini görüyoruz. Tıpkı 'Joseph Campbell'ın eserde bahsettiği gibi.





Netflix'te yayına gire 'The Old Guard' filmi, izleyiciyi heyecandan yerinden eden aksiyon sahneleri ve barındırdığı fantastik unsurlarla macera severlerin beğeniyle izleyeceği türde bir yapım.
İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY


TOM HANKS'TEN II. DÜNYA SAVAŞI'NDA GEÇEN DESTANSI BİR ATLANTİK SAVAŞI: GREYHOUND






ATLANTİK SAVAŞI

 50,3 milyon dolar bütçeyle çekilen 'Greyhound', İngiliz romancı 'C.S. Forester'ın 1955'te yayınlanan 'The Good Shepherd' adlı kitabından uyarlandı. Yayın hakları 'Sony Pictures'tan 70 milyon dolara alınan film, 'Apple TV+'ta yayına girdi ve girmesiyle  platformun bugüne kadar ki en yüksek hafta sonu açılışını yapan ve izlenen yapımı oldu. Senaryosunu,   yapımcılığını ve başrolünü tarhihte arka arkaya iki defa Oscar Ödülü kazanan isim 'Tom Hanks'in üstlendiği savaş filminin yönetmen koltuğunda 'Aaron Schneider' oturuyor. 2. Dünya Savaşı'nda gerçekleşen gerçek bir olaydan esinlenilen filmin çekimleri, savaşta Amerikanın kullandığı ve günümüzde müze olarak kullanılan 'USS Kidd' adlı gemide gerçekleşti. Aksiyonun izleyiciyi soluksuz bıraktığı 'Greyhound', savaş ve dram türü severlerin hayranlıkla izleyeceği muazzam bir yapım. 





FİLMİN KONUSU

2. Dünya Savaşı'nda, Nazi denizaltıları olan U-Boat'lardan kaçıp Kuzey Atlantik denizini geçmeye çalışan Amerikan donanması müttefiki Büyük Britanya'ya malzeme ve askeri birlik taşımaktadır. Donanmaya öncülük eden Greyhound adlı destroyerin kaptanı Ernest Krause, Atlantik'te hava sahasının dışında savunmasız oldukları Kara Çukur adlı tehlikeli bölgede amansız bir mücadelenin içerisine girer.
Oyuncuları arasında; 'Tom Hanks', 'Elisabeth Shue', 'Stephen Graham', 'Matt Helm', 'Craig Tate' ve 'Rob Morgan' bulunuyor.





KURTARILAN CANLAR

Ernest Krause karakteri filmde Amerikan donanmasına ait bir filoya öncülük eden destroyerin kaptanıdır. Film süresince insanların hayatını kurtarmak için kendisini bu uğurda öylesine adar ve feda eder ki;  günlerce yemek yemez, uyumaz ve hatta ayakkabılarının vurmasından dolayı ayakları kan revan içerisinde kalır. Ancak onun tek düşüncesi filoyu sağsalim bir şekilde Büyük Britanya'ya ulaştırmaktır. Amerikalı postyapısalcı filozof ve siyaset felsefecisi olarak tanınan 'Judith Butler', ABD güdümlü savaşları ve savaş algısının ne türde bilinçle yönetildiğine odaklanan 'Savaş Tertipleri' adlı kitabında; savaş döneminde "Kimlerin hayatı kurtarmaya ve savunmaya değer hayatlar olarak görülür, kimlerin hayatı görülmez?" sorusunu irdeler. Cevap olarak yası tutulabilir ve tutulamaz hayatlar olarak ikiye ayrıldığını aktarır. Butler'ın kitabında belirttiği kurtarılması değer ve yası tutulan hayatlar sınıflandırmalarını filmde, Greyhound (Tazı) adlı destroyerin büyük bir savaşın sonucunda kayıplar vermesinde ve ayrıca Ernest Krause karakterinin her bir askerin hayatını kurtarmak için kendisini adeta öldüresiye mücadele edişinde görüyoruz. 





'Greyhound' adlı savaş filmi aksiyon ve mücadelenin bir saniye olsun durmadığı ve yavaşlamadığı bir yapım. Sizi her saniyesinde soluksuz bırakacak türde bir film olan 'Greyhound' kesinlikle mükemmel bir 2. Dünya Savaşı filmi.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY





BULAŞICI KAHKAHA: AFTER LIFE





İNGİLİZ MİZAHININ SEMBOLÜ: RICKY GERVAIS

Sivri dilli mizah tekniğiyle tanınan 'Ricky Gervais', İngiltere'nin en büyük stand up sanatçılarından birisi. Aynı zamanda yer aldığı sinema ve televizyon yapımlarındaki kendine has üslubu ve mizacıyla da adından sıkça söz ettiren bir komedyen. 'Ricky Gervais'in yazdığı, yönettiği ve başrolünde yer aldığı 'After Life' dizisi, 'Netflix' platformunun en güçlü ve en çok sevilen kara mizah türündeki yapımlarından birisi. Dizi fazlasıyla 'British Humour' yani karşılıklı iğneleme/laf atma üzerine örülü İngiliz mizah türünü içeren bir yapım. Son yıllarda birçok komedyenin kara mizah türündeki yapımlara kaydığını görüyoruz ; 'Jim Carrey', 'Kidding' adlı yapımla, usta oyuncular 'Michael Douglas' ve 'Alan Arkin' ise 'The Kominsky Method' ile karşımıza çıktı,  'Christina Applegate' ve 'Linda Cardellini'nin başrollerini paylaştığı Amerikan yapımı  'Dead to Me' ve ülkemizde ise 'Cem Yılmaz', 'Karakomik Filmler' adlı serisiyle izleyicilerin karşısına çıktı. İçlerinde bu türün en çok öne çıkan yapımlarından birisi olan 'Netflix'in 'After Life' dizisi, kara mizah ve dram severlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bir yapım.



AFTER LIFE KONUSU:

Tony, eşi Lisa'yı kaybetmenin verdiği acıyla adeta yıkıma uğrar. Bu travmayı atlatmak için etrafındakilerin ne düşündüğünü umursamaksızın istediği her şeyi yapmaya ve söylemeye karar verir. Tony, takındığı bu yeni tavrı adeta süper güç olarak görür ve hayatına yeni bir düzen getirir. Ancak ona değer veren arkadaşları, Tony'i eski haline döndürmeye çalışacaktır.
Oyuncuları arasında; 'Ricky Gervais', 'Tom Basden', 'Tony Way', 'Diane Morgan', 'Mandeep Dhillon', 'David Bradley', 'Kerry Godliman', 'Ashley Jensen' ve 'Paul Kaye' yer alıyor.

BİR DOZ KAHKAHA

İngilizlerin geleneksel hiciv ve mizah tarihi, sınıf kültürleri çatışması üzerine kuruludur. Birbirine ağzının payını vermek ve laf atmak bir İngiliz eğlencesidir. Britanya'nın yaşayan en büyük eleştirmenlerinden ve filozoflarından birisi olarak kabul edilen 'Terry Eagleton', 'Mizah' adlı kitabının ikinci bölümünü 'Küçümseyenler ve Alay Edenler' başlığıyla ayırır. Bu bölümde mizahın üstünlük teorisi için; "Mizahın bir kimsenin yanındakinin küntlüğünden veya absürtlüğünden, kırılganlığından duyduğu memnuniyetten kaynaklanıyor olması eski bir argümandır." diye belirtir. Terry Eagleton'ın bu sözünden 'Ricky Gervais'in 'After Life'ta kullandığı mizah tekniğinin, aslında temeli çok eskiye dayanan bir kültürden geldiğini görüyoruz.




UMUTSUZLUĞUN DORUKLARINDA

Ricky Gervais'in canlandırdığı Tony karakteri, eşini kaybetmesiyle birlikte hayatı bir anda paramparça olur. Yaşadığı travmanın etkisiyle insanlara aklına geleni yaparak ve söyleyerek kendisini rahatlatır. Rumen filozof ve 20. yüzyılın Retorik Sentezsici olarak bilinen 'E. M. Cioran', insomnia adlı uykusuzluk hastalığına yakalandığı 23 yaşında kendisini filozoflar mertebesine çıkartan 'Umutsuzluğun Doruklarında' eserini yazar. Bu kitapta Cioran çılgınlık ve delilik için şöyle der; "Ben tek bir koşulda aklımı yitirmek isterdim: Şen şakrak, çevresine neşe saçan, sorunsuz, takıntısız, sabah akşam güler yüzlü bir deli olacağımdan emin olmalıyım.". 'After Life' adlı dizideki Tony karakterinin de, yaşadığı travmanın getirdiği bunalımı atlatmak için 'Cioran'ın bahsettiği neşeli delilik halini benimsediğini ve uyguladığını görüyoruz. 





YENİ SEZON YOLDA

Zaman zaman güldürüp, zaman zaman duygulandıran ve düşündüren bir yapım 'After Life'. Özellikle bölümlerin kısa süreden oluşması izlenirliğini kolaylaştırıyor. Her iki sezonu da çok iyi ve büyük emekle hazırlanmış. İkinci sezon hiç hız kesmeden ve ilk sezondaki kalitesinden hiç ödün vermeden devam ediyor. Ayrıca yapım, yakın zamanda üçüncü sezon onayını da aldı. Mizahın ve dramın iç içe geçtiği kara mizah türünden hoşlanıyorsanız 'After Life'a kesinlikle bir şans verin.


İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY