29 Kasım 2020 Pazar

ZAMANSAL BİR SOĞUK SAVAŞ FİLMİ "TENET"

 



DEHANIN ADI "CHRISTOPHER NOLAN"

Inception, Interstellar ve Dark Knight serisi filmlerinin auteur yönetmeni Christopher Nolan'ın senaryosunu yazdığı ve yönetttiği "Tenet", 205 milyon dolarlık muhteşem bir casusluk filmi. Ancak bu her Nolan filminde olduğu gibi, yine alışa gelmişin dışında bir yapım. Nolan bu film üzerine yirmi yıl düşünmüş ve senaryosunu tam altı yılda tamamlamış. Yönetmenden biraz bahsetmek gerekirse; çığır açan yönetmen Christopher Nolan'ın yapım şirketi Syncopy; adını tıp terimi "bayılma" ya da "geçici şuur" kaybı anlamına gelen Senkop kelimesinden alır. Ayrıca şirketin logosu/amblemi labirentlerden meydana geliyor. Çünkü Nolan'ın yarattığı hikayeler, tıpkı bir labirent gibi ilerledikçe karmaşıklaşan ve genelde sonu başına bağlanan döngüsel bir yapıya sahip. Bunun nedenlerinin başında ise, edebiyatta yarattığı labirent öyküleriyle bilinen 'Büyülü Gerçekçilik Akımı'nın önde gelen yazarı Jorge Luis Borges'in büyük bir hayranı olması yatıyor. Bilim kurgu türüne yeni bir soluk getiren Tenet filmi, daha önce benzerine rastlanmamış bir hikaye anlatıyor. Ana hikayesi casusluk üzerine kurulu olan Tenet, aslında James Bond filmlerine aşırı hayranlığıyla bilinen Christoper Nolan'ın bir saygı duruşu. Çünkü Tenet üzerinde çalışırken, kendisini aşırı derecede etkileyebilecek filmleri izlememek için çok çabaladı ve Bond filmleri izlemeden hayatında geçirdiği en uzun zaman bu süreç oldu. Tenet'ı oluştururken, Bond filmlerini çocukken izlediğinde hissettiği heyecanı insanların üzerinde tekrardan yaratmaya çalıştı. Ayrıca filmde Sir Michael Cane'in canlandırdığı Michael Crosby ve John David Washington'ın karakteri Protagonist'in tanıştığı mekan daha önce iki Bond filminde yer alan Londra'daki 'Reform Kulübü'dür.




FİLMİN KONUSU

uluslararası casus Protagonist, dünyayı üçüncü dünya savaşından daha büyük bir tehlikeden kurtarmak üzere görevlendirilir. Zamana meydan okuyarak görevi yerine getimeye çalışan casus, kendisini macera dolu bir savaşın içerisinde bulur. 
Filmin oyuncuları arasında; John David Washington, Robert Pattinson, Elizabeth Debicki, Kenneth Branagh ve Michael Caine'yer alıyor.




GELECEKTEN GELEN BİR TEKNOLOJİ

Tenet'ın ana ekseni casusluk türü üzerine kurulu olsa da bilim kurgu türünden aldığı yapı filmi daha da güçlendiriyor. Başta karmaşık gelen hikayesi ilerledikçe anlaşılır oluyor. Filmde gelecekten gelen (zamanın akışını tersine çeviren) bir teknoloji sayesinde, dünyayı olabileceklerden kurtaran ajanların hikayesi anlatılıyor. Temeli fiziğe dayanan bu teknolojinin doğru şekilde filme aktarılabilmesi için, Christopher Nolan daha önce 2014 yapımı Intersteller filminde birlikte çalıştığı 'Nobel Fizik Ödülü' sahibi astrofizikçi Kip Thorne'la tekrar bir araya geldi. Örneğin Tenet'ta, lineer zamanda geriye yani ters şekilde giden arabalar ve mermileri görüyoruz. Fimde zamanın akışını tersine çeviren teknolojinin temelinin "TERS KRONOLOJİ" terimine dayandığını görüyoruz. Bu terim, kuantum mekaniği alanında devrim yaratan 'Nobel Fizik Ödülü' sahibi fizikçi Richard Feynman ve Amerikalı teorik fizikçi John Archibald Wheeler'ın, pozitronun zamanda geri giden elektron  fikrinden gelmektedir. Ardından filmde kurgusal olarak bu teknolojinin gelecekte (tıpkı Manhattan Projesi'nde Robert Oppenheimer'ın oynadığı rol gibi) birileri tarafından yaratıldığı anlatılıyor. 




SATOR KARESİ

M.S. 79 yılında Vezüv yanardağı'nın patlaması, Antik Roma şehri olan "Pompeii Antik Kenti"nde binlerce insanın ölmesine yol açmıştı. Buradaki kalıntılar arasında en eski palindromlardan birisi olan Sator Karesi bulundu. Bu karenin döndürüldüğü her yönde, beş kelime hem yatay hem de dikey olarak görülür, filmin zamanı ters çevirme özelliğine uyan bir özellik bu. Karede; SATOR, AREPO, TENET, OPERA ve ROTAS kelimeler yer alıyor. Bu kelimeler filmde karakterlerin adı olarak karşımıza çıkıyor. John David Washington'ın canlandırdığı karakterin adı Protagonist, Kenneth Branagh'ın karakterinin adı Sator, Elizabeth Debicki'nin canlandırdığı Kat karakterinin eski sevgilisinin adı Laurence Arepo, Protagonist karakterinin işe alındığı organizasyonun adı Tenet ve ROTAS ismi de güvenlik şirketinin adıdır. 



"ZAMAN KISKACI" HAREKATI

 Filmdeki casuslar arasındaki gizli kod olan; "Alacakaranlık bir dünyada yaşıyoruz. Gün batarken dostun yoktur." sözleri, Amerikan edebiyatının en büyük şairlerinden Walt Whitman'ın Alacakaranlık şiirine bir gönderme içeriyor. Film boyunca, kırmızı renk ileriye giden zamanı belirtmek için ve mavi ise zamanı tersine çevirmek için kullanılıyor. Burada kullanılan renkler için Doppler Etkisi referans alınmış. Macera ve aksiyon dolu bir bilim kurgu yapımı olan Tenet, "Zaman Kıskacı" harekatları  ve nesnenin entropisini geri çevirebilen bir teknoloji sayesinde evirtilmiş mühimmatlarla dolu muhteşem bir film. Müzikleri İsveçli besteci Ludwig Göransson'ın imzasını taşıyan Tenet, olağanüstü görsel atmosferi sayesidnde sizi her sahnesinde soluksuz bırakacak bir yapım.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY


25 Kasım 2020 Çarşamba

MACERA DOLU BİR ROMANTİK KOMEDİ "THE PRINCESS SWITCH 2"


 

MUHTEŞEM PRENSES GERİ DÖNDÜ

High School Musical filmlerindeki oyunculuğuyla yıldızı parlayan Amerikalı aktris Vanessa Hudgens, 2018 yapımı The Princess Switch'in ikinci devam filmi olan The Princess Switch: Switched Again filmiyle karşımızda. Netflix'in romantik-komedi türündeki ilk yapımında, birbirlerine aynı ikiz gibi benzeyen bir prenses ve Chicago'lu bir fırıncının yer değiştirmesi üzerine gerçekleşen macera dolu bir komedi anlatılıyordu. İkinci devam filmindeyse, bu defa ortaya üçüncü benzer Prenses Margaret karakterinin kuzeni Fiona çıkıyor ve planları alt üst ediyor. Bu anlamda yıldız isim Vanessa Hudgens, üç farklı rolde yer alarak zor bir  işe el atıyor. 




FİLMİN KONUSU

Montenaro Prensesi Margaret, Noel'de taç giyecek olması aşk hayatında sorunlara neden olur. Yardımına tıpatıp benzeri olan Stacy yetişir. Fakat bu defa planda olmayan üçüncü bir benzer olan çılgın kuzen Fiona'nın dahil olması,  planların alt üst edecektir. 

Yönetmen koltuğunda Mike Rohl'un oturduğu filmin, oyuncuları arasında; Vanessa Hudgens, Nick Sagar, Sam Palladio, Mark Fleischmann, Suanne Braun ve Lachlan Nieboer gibi isimler yer alıyor.



PRENS VE DİLENCİ MİTİ

Daha önce hükümdar ve sade bir vatandaşın yer değiştirmesini konu alan yapımlar edebiyatta ve sinema tarihinde işlenmişti. Mary-Kate Olsen ve Ashley Olsen'ın başrolünü paylaştıkları 1995 yapımı "It Takes Two" filminde, birbirine tıpatıp benzeyen Amanda Lemmon ve Alyssa Callaway adlı biri zengin diğeri fakir karakterler yer değiştiriyordu. Edebiyat tarihinde Amerikalı yazar Mark Twain'in 1881 tarihli romanı "Prens ile Dilenci"de, sokak dilencisi Tom Canty ve prens Edward Tudor'un hikayesinde olduğu gibi.





EĞLENCE BAŞLIYOR

Netflix'in romantik-komedi türündeki "The Princess Switch: Switched Again" filmi, ailecek izleyebileceğiniz macera dolu eğlenceli bir yapım. Muhteşem bir Noel atmosferine sahip olan film, izleyiciyi masallar diyarına doğru muazzam bir yolculuğa çıkartıyor. 

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY


HÜKÜMDARLIĞIN İHTİRASLI PERDE ARKASI "THE CROWN"



ÇELİKTEN BİR İRADE

Tüm zamanların en büyük bütçeli dizilerinden birisi olan The Crown, Kraliçe II. Elizabeth'in hükümdarlığındaki siyasi çalkantılara ve yirminci yüzyılın ikinci yarısına yön veren tarihsel olayları konu alıyor. Tacın sadece kraliçenin omuzlarına değil, aynı zamanda bütün hanedanlık ailesine ağır bir manevi yük bindirdiği anlatılıyor. İngiltere Kraliçesi, bir yandan oradan oraya savrulan hanedanlık üyeleriyle uğraşırken, öte yandan halkın gözünde bir modern zamanlar miti haline gelen Lady Diana'nın skandallarıyla, "Demir Leydi" lakabıyla bilinen Margaret Thatcher'la ve bir kelime sihirbazı aynı zamanda hazır cevap ustası olan Sir Winston Churchill gibi dişli politikacılarla baş etmeye çalışıyor.  


HANEDANLIĞIN AĞIR GÖLGESİ

Geniş bir zaman diliminin anlatıldığı dizinin, her sezonunda kraliçenin yaşamındaki zaman dilimleri ve tarihsel dönemlerden seçilmiş konular anlatılıyor. Buradaki anlatım biçimi edebiyattaki “Nehir Roman” ya da "Irmak Roman" olarak da bilinen türden geliyor. Dizinin merkezinde tıpkı Nehir romanın önemli örnekleri; Roman Rolland'ın "Jean Christophe"u, Roger Martin Du Gard'ın “Thibault’lar”ı ya da Marcel Proust'un "Kayıp Zamanın İzinde" yapıtlarındaki gibi dönemlere ayrılan biyografik bir anlatım yer alıyor. Bu anlamda dizinin yaratıcısı İngiliz Peter Morgan, müthiş titiz bir çalışma ortaya çıkartmış. Öyle ki dizi süresince izleyici, sadece kraliyet ailesinin parıltılı hayatına değil aynı zamanda perde arkasında yer alan gizli ve bilinmeyenlerine de tanık oluyor. 



DİZİNİN KONUSU

Kraliçe II. Elizabeth'in tarihe yön veren hayat hikayesinin işlendiği dizide, Kraliçenin hükümdarlığındaki aile ilişkileri, siyasi rekabetler ve tarihsel olaylar biyografik türde anlatılıyor. 
Dizinin oyuncuları arasında; Claire Foy, Olivia Colman, Imelda Staunton, Helena Bonham Carter, Matt Smith, Tobias Menzies, Jonathan Pryce, Lesley Manville, Elizabeth Debicki, Gillian Anderson ve John Lithgow gibi ünlüler yer alıyor.




HÜKÜMDARIN TACI 

Her sezonu 130-140 milyon dolar arası bütçeyle çekilen Netflix yapımı The Crown, tüm zamanların yapılmış en pahalı dizilerden birisi. Dizi sadece İngiltere kraliyet ailesinin hayatına odaklanmakla kalmıyor, her bölümünde ayrı bir heyecan ve gizem barındırıyor. Gizemli protokollerin ve saklı sırların anlatıldığı yapımda, hanedanlığın getirdiği şaşalı hayatın arkasındaki zor hayat koşulları ve skandallar muhteşem bir görsel atmosfer eşliğinde izleyiciye aktarılıyor. Biyografi ve dram türündeki yapımlardan hoşlanıyorsanız, The Crown dizisini kesinlikle kaçırmayın.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY


18 Kasım 2020 Çarşamba

MİTOLOJİK BİR ANLATI EVRENİ "AMERICAN GODS"

 



KAOTİK AMERİKAN DÜNYASI

American Gods dizisi, İngiliz yazar Neil Gaiman'ın; Hugo, Nebula, Locus, Bram Stoker ve SFX gibi edebiyat ödülleri almış çok satan kitabından uyarlandı. Olağanüstü görsel atmosfere sahip olan American Gods, izleyiciye fantastik, korku ve bilim kurgu türlerinin harmanlandığı mitolojik bir anlatı evreni sunuyor. Mitolojik tanrıların ve yaratıkların bulunduğu bu kaotik modern Amerikan dünyasında, macera ve aksiyon hız kesmeksizin sizi heyecan dolu muhteşem bir yolculuğa çıkartıyor. 



DİZİNİN KONUSU

Gizemli ve sırlarla dolu bir geçmişe sahip olan Gölge (Shadow), hapisten çıktığında karşısında Bay Çarşamba'yı (Mr. Wednesday) bulur. Bay Çarşamba, Gölge'ye hiç ummadığı fantastik bir dünyaya doğru gerilim dolu bir maceraya sürükler. 

Yaratıcılığını Bryan Fuller ve Michael Green'in üstlendiği dizinin, oyuncuları arasında; Ricky Whittle, Emily Browning, Crispin Glover, Yetide Badaki, Bruce Langley, Pablo Schreiber ve usta oyuncu Ian McShane yer alıyor.




KADİM MİTOLOJİ

Usta oyuncu Ian McShane tarafından canlandırılan Odin karakteri, dizide Bay çarşamba (Mr Wednesday) adıyla anılıyor. Bunun sebebinde ise mitolojik bir anlam yatıyor. Cermen mitolojisinde Wotan ve Wodanaz, Anglosakson Mitolojisi'ndeyse Woden olarak adlandırılır. Woden'ın günü, Eski İngilizce dilinde Wodensday, bugün kullanılan İngilizce dilinde ise Wednesday'dir ve buradan türetilmiştir. Gölge (Shadow) karakterinin ise ilk adı Baldur'dur. Baldur, İskandinav mitolojisinde Tanrı Odin'in oğludur. Gölge karakterinin ilk adının Baldur olduğu, yazar Neil Gaiman'ın Amerikan Tanrıları'nın 2 sene sonrasını anlattığı "Vadinin Hükümdarı: Bir Amerikan Tanrıları Öyküsü (The Monarch of the Glen)" adlı devam kitabında yer alıyor.





AMERİKAN TANRILARI

Fantastik, dram ve gizem türlerindeki dizi, kadim mitolojiden beslendiği karakterleri ve olağanüstü görsel atmosferiyle, hayranları tarafından büyük beğeniyle karşılandı. Özünde karakterlerin maceradan maceraya atıldıkları bir yol hikayesinin anlatıldığı American Gods dizisi, alt metninde modern dünyanın teknoloji ve sanayi alanında getirdiği yenilikler sonucunda insanların sürüklendiği noktaya farklı bir açıdan bakıyor. İlk sezonunda karakterlerini tanıdığımız ve ikinci sezonunda atıldıkları maceralarına ortak olduğumuz dizinin, 2021 yılında heyecanla beklenen üçüncü sezonu Amazon Prime'da yayına girecek. American Gods dizisi, bilim kurgu ve macera türü severlerin beğeniyle izleyeceği bir yapım.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY



17 Kasım 2020 Salı

EĞLENCE VE SİHİR DOLU BİR YAPIM "ŞAKRAK JANGLE'IN NOEL SERÜVENİ"


MACERAYA HAZIR OLUN

Başrolünde Oscar ödüllü Amerikalı oyuncu Forest Whitaker'ın olduğu Şakrak Jangle'ın Noel Serüveni (Jingle Jangle: A Christmas Journey), ailecek izlenebilecek eğlence ve macera dolu bir Netflix yapımı. Noel zamanında geçen filmde, etrafına neşe ve mutluluk saçan sihirli bir oyuncakçının, çırağı tarafından ihanete uğraması ve sonrasında gerçekeleşen mucize dolu olaylar anlatılıyor. Fantastik, müzikal ve aile türlerindeki film, izleyiciyi sihir ve macera dolu bir dünyaya doğru muazzam bir yolculuğa çıkartıyor. Amerikalı film yapımcısı David E. Talbert'ın yönettiği ve aynı zamanda senarsyonu yazdığı "Şakrak Jangle'ın Noel Serüveni", fantastik yapımlardan hoşlananların kesinlikle kaçırmaması gereken bir film.


 

 FİLMİN KONUSU

Gizemli ve sihirli oyuncakçı Jeronicus, çırağı Gustafson'un ihanetine uğrar ve tüm neşesini bir anda yitirir. Ancak yıllar sonra hayatına giren torunu Journey, kaybettiği umudunu tekrar kazanmasına yardımcı olur ve onu karamsarlıktan kurtararak hayatını değiştirir.

Filmin oyuncuları arasında;  Forest Whitaker, Madalen Mills, Keegan-Michael Key, Hugh Bonneville, Anika Noni Rose, Phylicia Rashad ve Ricky Martin yer alıyor.




KAMERA ARKASI

- Filmde Jeronicus (Forest Whitaker) ve torunu Journey (Madalen Mills) karakterlerinin oynadığı kartopu savaşı sahnesi, İngiltere'deki Norwich şehrinin tarihi Elm Hill bölgesinde çekildi. Filmde oynamak üzere dükkanlarda çalışan 80'den fazla yerel insan figüran olarak kullanıldı.

- Gustafson (Keegan-Michael Key) karakterinin fabrikası için kullanılan bölge, dünyanın en büyük çalışan döner kirişli buhar makinesinin bulunduğu yerdir. 




BİR NOEL HİKAYESİ

Sevginin daima içimizde yer aldığını ve umudun hiçbir zaman yok olmadığını muhteşem bir dille anlatan film, izleyiciyi  fantastik ve sihir dolu bir yolculuğa çıkartıyor. Müzikal bir şölen olan "Şakrak Jangle'ın Noel Serüveni", ailecek izlenebilecek komedi ve macera dolu eğlenceli bir yapım.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY





10 Kasım 2020 Salı

X-MEN EVRENİ "NEW MUTANTS" FİLMİYLE BÜYÜYOR

 


YENİ MUTANTLAR

Süper kahramanlardan oluşan X-Men evreni, hız kesmeden büyümeye devam ediyor. Amerikalı film yapımcısı Josh Boone'un yönetmen koltuğunda oturduğu New Mutants, aksiyon ve macera dolu bir film. Özellikle süper kahraman filmlerinden hoşlananların beğenerek izleyeceği türde bir yapım. Başrollerinde; son dönemde yıldızı parlayan Amerikalı oyuncu Anya Taylor-Joy ve Game of Thrones dizisinde canlandırdığı Arya Stark rolüyle hafızalara kazınan oyuncu Maisie Williams yer alıyor. Bilim kurgu, fantastik ve korku türündeki New Mutants; güçlerini ve yeteneklerini keşfetme aşamasında olan bir grup genç mutantın, özel bir rehabilitasyon merkezinde yaşadıklarını konu alıyor.




FİLMİN KONUSU

Özel güçlere sahip olduklarını travmatik ve psikolojik olaylarla zor yoldan da olsa keşfeden bir grup genç mutant, bulundukları rehabilitasyon merkezinin aslında sandıklarından farklı bir amaç taşıdığını keşfediyorlar.
Senaryosunu Josh Boone ve Knate Lee'nin yazdığı filmin oyuncuları arasında; Maisie Williams, Anya Taylor-Joy, Charlie Heaton, Alice Braga, Blu Hunt ve Henry Zaga yer alıyor.


KAMERA ARKASI

-Filmin bütçesi 67 milyon dolar.

- Yönetmen Josh Boone, New Mutan filminin bir üçlemenin ilk bölümü olmasını istedi. İkinci filmin uzaylı mutant Warlock'u içeren bir uzaylı istilası yapımı olmasını ve son olarak üçüncü  bölümün ise orjinal X-Men serisine dayanan doğaüstü ve kıyamet türlerinden oluşan bir korku filmi olmasını amaçladı.

-Filmin büyük çoğunluğu, Massachusetts'teki (eyaletin ilk akıl hastanesi olan) Medfield Eyalet Hastanesi'nde çekildi.

- Illyana karakteri film boyunca yanında bir ejderha oyuncağı taşıyor. Bu, X-Men'e evrenine ait bir evcil ejderha olan Lockheed'e karşı bir saygı duruşudur.


MACERA BAŞLIYOR

Üçlemenin ilk halkası olan New Mutants, (bütçesine göre) güçlü özel efektleri ve X-Men evrenini güzel yansıtan görsel atmosfere sahip güzel bir yapım. Her ne kadar New Mutants, X-Men filmlerinin aksiyon olarak biraz gerisinde kalsa da, macera ve fantastik dolu süper kahraman filmlerinden hoşlananların ilgiyle izleyeceği bir film. Elbette büyük beklentiye girmemek kaydıyla.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY



9 Kasım 2020 Pazartesi

ABD TARİHİNE POSTMODERN BİR BAKIŞ "WATCHMEN"

 


SÜPER KAHRAMANLAR EVRENİ

Amerikan HBO yapımı Watchmen adlı mini dizi, İngiliz çizgi roman yazarı Alan Moore ve sanatçı Dave Gibbons'ın HUGO, LOCUS VE EISNER ödüllü 1986 tarihli aynı adlı çok satan eserinden uyarlandı. Hayranlarının büyük beğenisini toplayan dizi, 72. Emmy Ödülleri'nde 11 ödül alarak kendi alanında bir rekor kırdı.  Watchmen izleyicilere, Amerikan tarihine fantastik ve bilim kurgu türlerinin harmanlandığı alternatif bir anlatı evreni sunuyor. Televizyon dizisi, orjinal çizgi roman serisinin 30 yıl sonrasında gerçekleşen olayları konu alıyor. Bir yandan süper kahramanların kendi kabuğuna çekildiklerini, adaleti ve düzeni sağlama görevini ise süper güçleri olmayan bir kadın polisin üstlendiğini görüyoruz. Irk çatışması, Amerikan polis teşkilatındaki yozlaşma, sokakları ele geçiren kaos ve bunun getirdiği iç savaşa sürükleniş fantastik bir üslupla seyirciye sunuluyor. Aksiyon ve macera türü severlerin beğenerek izleyeceği bir yapım. Ancak öncesinde Zack Snyder'in yönettiği 2009 yapımı filmini izlemekte veya çizgi romanı okumakta fayda var. Çünkü alt metninde Doktor Manhattan gibi karakterlerin güçlerine kavuştuğu Manhattan Projesi, Atom Çağı ve Soğuk Savaş dönemleri işleniyor. 





DİZİNİN KONUSU

Süper kahramanların suçlu olarak kabul gördüğü alternatif bir evrende geçen dizide, gizemli bir cinayet davasının izini süren karakterler bir anda kendilerini büyük bir kaosun ortasında buluyor.

Yaratıcılığını Damon Lindelof'un üstlendiği dizinin oyuncuları arasında;  Regina King, Yahya Abdul-Mateen II, Tom Mison, Jean Smart, Sara Vickers ve Jeremy Irons yer alıyor.



KAMERA ARKASI

- Dizi, Zack Snyder'in 2009 film uyarlaması yerine 1986 tarihli çizgi romanının devamı niteliğindedir. 

- Ozymandias karakterinin bilgisayarına erişmek için "Ramses II" şifresi kullanılıyor. Antik çağda Ozymandias, Mısır firavunu II. 
Ramses'in Yunanca'daki adıydı.

- 9 bölümden oluşan dizi, Amerikan HBO kanalına bölüm başına 15 milyon dolara mâl oldu.


FANTASTİK BİR MACERA

Fantastik ve bilim kurgu türlerinin harmanlandığı Watchmen, izleyiciyi alternatif bir tarihsel evrene doğru heyecan dolu bir yolculuğa çıkartıyor. Macera ve aksiyon severlerin büyük beğeniyle izleyeceği dizi, olağanüstü görsellere sahip muhteşem bir yapım. Özellikle dizide Sister Night lakabıyla anılan Angela Abar karakterine hayat veren Amerikalı oyuncu Regina King, kesinlikle görmeye değer.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY


3 Kasım 2020 Salı

MICHAEL DOUGLAS'TAN KAHKAHA DOLU BİR YAPIM "KOMINSKY METHOD"

 



GÜLDÜRÜ YAĞMURU

Michael Douglas ve Alan Arkin'in başrollerini paylaştığı Kominsky Method, izleyiciyi kahkahalara boğan muhteşem bir Netflix yapımı. Yaratıcılığını Chuck Lorre'un üstlendiği Kominsky Method; En İyi Komedi Dizisi ve En İyi Aktör (Michael Douglas) dallarında Altın Küre kazandı ve ayrıca Emmy Ödülleri'nde altı dalda aday oldu. Zaman zaman güldürüp, zaman zaman duygulandıran ve düşündüren bir yapım olan Kominsky Method'ta, zamanın ruhunu yakalamaya çalışan iki yakın arkadaşın, başlarına gelen olaylar ve sorunlar silsilesinden komik bir şekilde kurtulmaları anlatılıyor. Yaşlanmanın ve hayatın getirdiği zorlukları mizahi bir dille anlalan Kominsky Method; komedi, dram ve macera türlerinin harmanlandığı güzel bir yapım.



DİZİNİN KONUSU

Oyuncu koçu Sandy Kominsky, en yakın dostu olan Norman Newlander'la birlikte yaşlanmanın getirdiği zorluklarla savaşırken, hayatlarından da kahkaha ve eğlence hiç eksik olmaz.

Dizinin oyuncuları arasında; Michael Douglas, Alan Arkin, Sarah Baker, Nancy Travis, Lisa Edelstein, Paul Reiser ve Danny DeVito yer alıyor.





MUTLU YAŞAMIN FORMÜLÜ

Britanya'nın yaşayan en büyük eleştirmenlerinden ve filozoflarından birisi olarak kabul edilen Terry Eagleton, Mizah (Humour) adlı kitabında; "Kahkaha, eğlenceden ziyade keyfi yerinde olmanın bir işaret olabilir." der. Dizideki Sandy ve Norman karakterlerinin de, başlarına gelen onca zorluğa rağmen her koşulda keyiflerinin yerinde olduğunu ve hayattan şikayet etmektense yaşamın her anından keyif aldıkları görülüyor. Romalı büyük devlet adamı ve filozof Marcus Tullius Cicero (MÖ 106–MÖ 43), Platon'u örnek alarak diyalog biçiminde kurduğu eseri Yaşlı Cato veya Yaşlılık Üzerine'de yaşlılığın insan hayatının doğal bir aşaması olduğunu ve bu çağın bir yük gibi görülmemesi gerektiğine dair düşüncelerini aktarır. Kitabında; "Huysuz ve geçimsiz değil, aksine ılımlı olan yaşlılar katlanılabilir bir yaşlılık sürer; arsız ve geçimsizlik yaşamın her çağında bunalıma neden olur." der. Sandy ve Norman karakterlerinin de Cicero'nun kitabında söylediği mutlu yaşam metodunu uyguladığını ve mutlu bir yaşam sürdüklerini görüyoruz.


USTALARA SAYGI KUŞAĞI

Son dönemdeki en başarılı komedi yapımlarından birisi olan Kominsky Method, Michael Douglas ve Alan Arkin'in muhteşem performanslarıyla kesinlikle görülmeye değer bir yapım. Özellikle Sandy ve Norman karakterlerinin çocuklarıyla olan komik diyalogları izleyiciyi kahkahalara boğuyor.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY




1 Kasım 2020 Pazar

ALTIN KÜRE ÖDÜLLÜ BİR MEDYA İMPARATORLUĞU HİKAYESİ "SUCCESSION"

 



TRAGEDYANIN DOĞUŞU

Jesse Armstrong'un yaratıcısı olduğu beIN CONNECT'te yayınlanan Amerikan HBO kanalının dizisi Succession, Altın Küre ve BAFTA ödüllü muhteşem bir yapım. Avustralyalı "Medya İmparatoru" lakaplı aile Murdoch'ların hayatından esinlenilen Succession, ultra zenginlik ve gücün getirdiği büyük yükün altında ezilen bir ailenin yaşamını konu alıyor. Her bölümde ayrı bir sansasyona imza atan New York'lu medya imparatoru Logan roy ve çocukları, büyük bir güç savaşı içerisinde karanlık bir kaosun içerisine sürükleniyorlar. Başrolündeki İskoç oyuncu Brian Cox, Succession'daki performansıyla 77. Altın Küre Ödülleri'nde “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü aldı. Ayrıca dizi Altın Küre Ödülleri'nde “En İyi Dizi/Drama” ödülünü de kucakladı. Kendi alanında bir çok ödül ve başarıya imza atan Succession, aynı tarzdaki klişe hikayeleri konu alan yapımlardan bıkanların kesinlikle kaçırmaması gereken kara mizah ağırlıklı muhteşem bir dram dizisi.



DİZİNİN KONUSU

Roy'lar, New York'taki “Waystar Royco” isimli medya imparatorluğuna sahip olan çok güçlü bir ailedir. Şirketin başındaki baba Logan Roy’un sağlık sorunları yaşamasıyla, aile içinde ve şirket içinde tüm güç dengeleri sarsılır. Aile fertleri bir anda kendilerini şirketin başına geçmek için çabaladıkları ezeli bir rekabet içerisinde bulur. Ancak Logan Roy da, tahtını terk etmeye niyetli değildir.

Oyuncuları arasında; Brian Cox, Jeremy Strong, Kieran Culkin, Sarah Snook, Matthew Macfadyen, Alan Ruck, Nicholas Braun, Hiam Abbass ve Arian Moayed yer alıyor.




OEDIPUS KOMPLEKSİ

İsmini Antik Yunan mitolojisindeki bir karakterden alan Oedipus karmaşası, psikanaliz biliminin kurucusu olan Avusturyalı bilim insanı Sigmund Freud'un araştırmalarında önemli bir yere sahiptir. Freud'un teorisine göre (kısaca); ebeveyni sahiplenme ve safdışı etme konusunda çocuğun beslediği duygu, düşünce, dürtü ve fantezilerin toplamına denir. Ailenin babası Logan Roy'un yerine geçmek için çabalayan evlatların anlatıldığı dizinin alt metninde aslında bu komplekse değiniliyor. Ayrıca dizi, William Shakespeare'in en önemli tragedya eserlerinden birisi olan Kral Lear'ın unsurlarını da taşıyor. 




HANEDANLIĞIN GÖRKEMİ

Hayranlarının 3. sezonunu sabırsızlıkla beklediği Succession dizisi; para, güç, kontrol, rant kavgası ve bunların getirdiği zaafların ekseninde ilerleyen güçlü bir anlatı ortaya koyuyor. Kara mizah ağırlıklı bir dram dizisi olan Succession'da, ağırlıklı olarak karakterler arasındaki güç oyunları ve taht kavgasına tanık oluyoruz. Bu da dizinin alt metninde, Alman filozof Friedrich Nietzsche'nin "Güç İstenci" olgusunun yattığının bir göstergesi. Succession, kaliteli ve farklı yapım arayanların kaçırmaması gereken bir dizi.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY