21 Ocak 2017 Cumartesi

Passengers



Uzay Yolcuları


110 Milyon dolarlık bütçeye sahip olan Morten Tyldum’un yönettiği, senaryosunu Jon Spaiths’in yazdığı bilim kurgu-gerilim filmi Passengers vizyondaki yerini aldı. 



Passengers
Avalon adlı uzay aracı, 255 mürettebat ile Homestead II adlı gezegene 120 yıl sürecek bir yolculuğun sonunda 5000 kişilik gönüllüyü uzak bir koloniye ulaştırmak için yola koyulmuştur. Fakat ulaşmasına daha 90 yıl süre varken meteor yağmuruna tutulur ve gemide hasara yol açar. Bu zedelenme sonucunda makine mühendisi Jim Preston (Chris Pratt) adlı yolcunun uyku kapsülünde de tahribat oluşur ve 30 yıl erken uyanır. Jim, 1 yıl boyunca tek başına gemi içerisinde yaşar ve artık intiharın eşiğine geldiği bir anda ünlü bir yazar olan Aurora Lane (Jennifer Lawrence) adlı yolcuyu uyandırmaya karar verir ve macera başlar.



Passengers
Avalon adlı uzay aracı, 255 mürettebat ile Homestead II adlı gezegene 120 yıl sürecek bir yolculuğun sonunda 5000 kişilik gönüllüyü uzak bir koloniye ulaştırmak için yola koyulmuştur. Fakat ulaşmasına daha 90 yıl süre varken meteor yağmuruna tutulur ve gemide hasara yol açar. Bu zedelenme sonucunda makine mühendisi Jim Preston (Chris Pratt) adlı yolcunun uyku kapsülünde de tahribat oluşur ve 30 yıl erken uyanır. Jim, 1 yıl boyunca tek başına gemi içerisinde yaşar ve artık intiharın eşiğine geldiği bir anda ünlü bir yazar olan Aurora Lane (Jennifer Lawrence) adlı yolcuyu uyandırmaya karar verir ve macera başlar.


Bitki Faunası
Passengers’ın anlatımında yönetmen ve senarist birçok bilim kurgu türüne ait filme ve kült yönetmene gönderimde bulunan bir teknikle hikâyeyi izleyiciye aktarmış. Filmin başında Jim Preston, gemide yer alan onlarca eğlence mekânı ve yüksek teknolojinin bulunmasına karşın yalnız olması nedeniyle hiçbirinin bir anlam ifade etmemesi işlenmiş. Robinson Crusoe gibi gemide gezişi ve yalnızlık temaları bana Moon (2009) adlı filmi ve bu filmde Sam Rockwell’in uzay gemisinde yalnızlıktan çıldıracak hale gelen Astronot Sam Bell karakterini anımsattı. Jim’in geminin geleceğe taşıdığı bitki faunasını bulması 2000 yapımı Titan A.E. adlı animasyon filmine bir göndermede bulunuyor. Dünyadaki yaşayan canlıların yok olacağı önlemine karşılık bitkilerin/tohumların korunduğu bir bölüm vardır ve bunlar sayesinde dünya yeniden yaşanacak hale gelmesi için kullanılmak üzere saklanmaktadır. Filmdeki bir başka sahnede güneşteki patlamalar ve yıldızları izlemek için ayrılan oda Danny Boyle’ nin yönettiği 2007 yapımı Sunshine adlı filmde işlenmişti ve hikâyenin büyük çoğunluğu bu yapının üzerine kuruluydu. 


Passengers’ta yaşanan bayılma sahneleri Polonyalı bilim kurgu yazarı Stanislaw Lem’in (1972’de Andrei Tarkovsky’nin ve 2002 yılında Steven Soderbergh’in filme çektiği) Solaris adlı yapıttaki bayılma sahnelerini anımsattı. Filmin ana hikayesi olan Avalon adlı uzay gemisinin Homeland II’ye gidiş düşüncesi 1997 yapımı The Fifth Element filminde geleceğin lüks ve şatafatına sahip Cruise gemisi Fhloston Paradise’a yolculuk yapmaktaydı. Son olarak Jim ve Aurora’nın uzay boşluğunda yaşadıkları heyecan dolu anların bir benzeri 2013 yapımı Gravity’de yer alıyordu. Yönetmenin bu kadar çok alıntı yapmasının nedeni bence; her izleyicide kendi sinema dağarcığından anımsa(t)ma yaratarak filmi benimsemesini sağlama düşüncesidir.
Aurora karakterinin Jim’i erken uyandırdığı için suçlamasıysa bana Amerikan edebiyatının en büyük yazarlarından sayılan Mark Twain’in 1904 yılında kaleme aldığı Âdem ile Havva’nın Güncesi adlı eserinden bir cümleyi anımsattı: “Havva beni başımıza gelen felaketin sebebi olmakla suçluyor!”



Detaylar/Kubrick Etkisi

Posterde Passengers yazısının altında yer alan 3 nokta 3 çizgi ve tekrar 3 nokta mors kodunda S.O.S. yardım çağrısı anlamını taşıyor. Bar sahnesinde Stanley Kubrcik’in Shining (1980) filminde yer alan bölümden esinlenilmiş. Burada barmenin kıyafetinden, ışık kaynağının aşağıdan yukarıya doğru vurması tekniğine kadar birebir alınmış. Bir diğer Kubrick alıntısı ise 1968 yapımı 2001 Space Odyssey’de bulunan santrifüjdeki koşu sahnesi…


Passengers, günümüz sinemasında görsel efektle yapılabilecek geleceğin dünyasını ve bu dünyanın nasıl olabileceğini görmek açısından güzel bir örnek teşkil ediyor. Başlarında durağan bir anlatıma sahip olsa da işlenişinde yer alan duygusal yoğunluk ve mizah izleyiciye keyifli anlar yaşatıyor.

İyi Seyirler Dilerim

Efe TEKSOY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder