26 Mart 2023 Pazar

DEHŞEYİN YENİ YÜZÜ “MEGAN”

POSTMODERN PROMETHEUS

Universal Pictures, Blumhouse ve Atomic Monster Production yapımı MeganSlasher & Splatter türündeki korku kültürünün modern bir örneğini veriyor. Testere, Ruhlar Bölgesi ve Korku Seansı serileriyle günümüz korku sinemasının en büyük yönetmenleri arasında gösterilen James Wan ve Cadılar Bayramı, Siyah Telefon ve Görünmez Adam filmlerinin yapımcısı Jason Blum işbirliğiyle beyazperdeye gelen film, kontrolden çıkan bir yapay zeka mucizesinin Chuckyvari katil bir bebeğe dönüşerek etrafa dehşet saçmasını konu alıyor. Post-modernize bir Frankenstein hikayesi diyebileceğimiz bu yapım, esinlendiği 1988 yapımı Child’s Play filmine ve Chucky karakterine göndermeler yapıyor. (Gemma ve Megan karakterleri arasındaki savaş bile Child’s Play‘in Karen Barclay‘in Chucky ile yüzleştiği son doruk noktasından esinlenilmiştir) M3GAN’ı yaratan sanatçılar arasında görüntü yönetmeni Simon Raby (Ölümcül Makineler), yapım tasarımcı konumunda Avatar’ın denetleyici sanat yönetmenliğini yapmış olan Oscar ödüllü Kim Sinclair editor Jeff McEvoy (Oyun), kostüm tasarımını ise  Avatar: Suyun Yolu filminin başarılı kostüm tasarım yardımcısı Daniel Cruden üstleniyor ve besteci Anthony Willis (Yetenekli Genç Kadın) bulunuyor.

FİLMİN KONUSU

Bir yapay zekâ mucizesi olan M3GAN, bir çocuğun en iyi dostu ve bir ebeveynin en büyük müttefiki olmak üzere programlanmış gerçek gibi bir oyuncak bebektir. Oyuncak şirketinin zeki robotikçisi Gemma tarafından tasarlanan M3GAN, bağlandığı çocuğun dostu, öğretmeni, oyun arkadaşı, koruyucusu olurken dinleyebilir, izleyebilir ve öğrenebilir. 8 yaşındaki yetim kalan yeğeni Cady’nin bakımını üstlendiğinde Gemma, ebeveyn olmak için hazırlıksız ve güvensizdir. Gemma, işinin yoğun baskısı altında iki sorunu birden çözme çabasıyla M3GAN prototipini Cady ile eşleştirmeye karar verir. Ancak bu durum akıl almaz sonuçlar doğuracak bir karar olacaktır.

Yönetmen koltuğunda Yeni Zelandalı Gerard Johnstone’un oturduğu filmin oyuncu kadrosunda; Allison Williams, Violet McGraw, Ronny Chieng, Amie Donald, Jenna Davis, Brian Jordan Alvarez, Jen Van Epps, Stephane Garneau-Monten, Jack Cassidy ve Michael Saccente yer alıyor.

MAKİNEDEKİ HAYALET

Model 3 Üretken Android” anlamına gelen M3GAN, teknoloji ve bilimin geldiği son noktayı ürkütücü bir dille ele alıyor. Yapay zeka sayesinde zihin ve bilinç olgusunu merkezine alan yapımda, 17. Yüzyıldaki bilimsel devrim ve bu devrimi yönlendiren nesnel fiziksel gerçeklik kavramının doğrudan sonucu olarak ortaya çıkmış olan Zihin-beden düalizmi problemi ortaya çıkıyor. Modern felsefenin babası olarak anılan Fransız filozof ve matematikçi René DescartesKartezyen düalizm görüşünde; zihni fiziksel bir beden olmadan ve bedeni zihin olmadan düşünebildiğimizden bunların tek bir şey olamayacağını söylemiş ve özleri ikiye ayırmıştır. İngiliz filozof Gilbert Ryle, bu töz düalizmini Makinedeki Hayalet ifadesiyle bir “sınıflandırma hatası”na dayandığını ileri sürer ve kendi çözümü olan davranışçılığı önerir. Zihin felsefesi alanında yaşayan en büyük isimlerden birisi olan New York Üniversitesi‘nde felsefe ve hukuk profesörlüğü yapan Amerikalı filozof Thomas Nagel,1974 yılında yayımlanan “Yarasa Olmak Nasıl Bir Şeydir?” adlı makalesiyle yirminci yüzyılın en etkili metinlerinden birine imza atmıştır. Bu makalesinde yarasayı seçmesinin nedeni, yarasanın diğer türlere kıyasla insana daha çok benzemesi ve insandan oldukça farklı bir hareket çeşitliliğine ve algısal donanıma sahip olmasından dolayıdır. Nagel, bu makalesinde (kabaca); Yarasa Sonarının, sahip olduğumuz herhangi bir duyuyla algılayamayacağımızı ama yarasa olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmek için insanın yarasanın bakış açısını kullanması gerektiğini belirtir. Nagel; “Eğer kişi kabaca ya da bir dereceye kadar bu bakış açısını kullanabilirse, kişinin fikri de kabataslak ya da kısmi olacaktır.” diyerek bunun zihin-beden düalizmiyle doğrudan ilgili olduğunu çünkü deneyimle ilgili bir olgu olduğunu belirtir. Filmde de M3GAN karakterinin, insan olmanın nasıl bir şey olduğunu kendince bir takım gözlemler yapıp deneyimleyerek öğrendiğini görüyoruz.

MEGAN’IN YARATIMI

Film için Model 3 Üretken Android’i, kısaca MEGAN’ı yaratmak bir insan oyuncu, görsel efektler, animatroniks ve kuklacılık dahil farklı disiplinlerden çok sayıda ekibin birlikte çalışmasını gerektirmiş. Uyumlu bir şekilde çalışarak son teknoloji, eşsiz, yeni bir korku ikonu yaratmışlar. Yönetmen Gerard Johnstone ve yapımcı James Wan MEGAN üzerinde çalışırken bir oyuncak bebeği neyin korkunç yaptığını konuşmuşlar. Öncelikle bir çocuğun canlanmış bir oyuncağı gibi olması gerektiğine karar vermişler. Wan şunları söylüyor; “Tobe Hooper, Kötü Ruh’taki palyaçoyla bunu çok iyi yapmıştı. Kötü bir şey olacağı beklentisini inşa etmişti ama ne zaman ve nasıl olacağını bilmiyorsunuz. Tasarım konusunda çok fazla değişiklik yapıldıktan ve Gerard’la konuştuktan sonra sonunda MEGAN’ı fiziki olarak daha gerçekçi bir şekilde yapmaya başladık.’’

KARAKTERİ YARATANLAR

“Tuhaf bir Vadi”nin MEGAN’ın ürkütücülüğünü arttırdığı nadir bir durum.” Karakteri hayata geçirenler Johnstone’un ekip liderleri. Kukla süpervizörü Adrien MOROT (X-Men: Geçmiş Günler Gelecek); kukla yönetmeni Kathy TSE (Uzun Kabus); animatronik teknisyeni Devin SEAMAN (Beast of the Water) ve ekibi; görsel efektler süpervizörleri Rhys DIPPIE (The Luminaries) ve Damon DUNCAN (The Luminaries); sanat yönetmeni ve kıdemli konsept sanatçısı Jeremy HANNA (Dune Çöl Gezegeni), VFX yapımcısı Melisse BROCKMAN (They/Them) ve ekibi; WETA Workshop’ın SPFX süpervizörü Talei SEARELL (Dune Çöl Gezegeni) ve SPFX yapım müdürü Rita MAXIM (Blade Runner 2049 Bıçak Sırtı); dublör koordinatörü Isaac “IKE” HAMON (Black Adam) ve ekibi; MOROT FX STUDIOS’daki SFX saç ve makyaj ekibi; makyaj ve saç tasarımından Stefan KNIGHT (Zamanda Kıvrılma) ve ekibi; hareket koçları Luke HAWKER (I Am Mother) ve Jed BROPHY (Yüzüklerin Efendisi Güç Yüzükleri); dans eğitmeni Kylie NORRIS ve genç dansçı Amie DONALD. İlk rehberliğini insan olmayan ana karakterlerle çalışma konusunda deneyimi olan James Wan’dan alan yönetmen Johnstone, MEGAN’ın görsel etkisini özellikle korkutucu yapmış.

MEKANLAR VE YAPIM TASARIMI

-MEGAN, Seattle Washington’da geçiyor ve Kanada’da Montreal ile Yeni Zelanda’da Auckland ve civarında çekilmiş.

-Oscar  ödüllü sanat yönetmeni Kim Sinclair, MEGAN’ın yapım tasarımında görev almak üzere emekliliğini bırakmış.

-Gemma’nın evi, Auckland’ın doğusunda bir banliyö olan Sunnyhills’de çekilmiş. Sinclair ve ekibi doğru evi bulmak için 100’ün üzerinde eve bakmış ve Meanda Greens adındaki bir çıkmaz sokakta bulmuş. Ev, 1970 yılında Yeni Zelandalı mimar John Cooper tarafından yapılmış.

-Yapım sırasında ev renovasyondan geçtiği için Sinclair ve ekibinin ev sahibinin sınırlamaları olmadan çekim için çok sayıda uyarlama yapabilmesini sağlamış.

-Yapımcılar, Gemma’nın evinin büyüklüğünün ve tarzının sade olmasını istemiş. Gemma bekar, kariyer sahibi bir kadın. İyi bir kazanca sahip ama geleneksel bir ev hanımı değil ve evin iç tasarımı da bunu yansıtıyor. Estetik 1950’lere ait ama birkaç ufak rötuş yapılmış. Mobilyaların çoğu yeni. Gemma, işinde çok yoğun ve bu yüzden de evin dekoruna fazla odaklanmamış.

-Yapım ekibi dış mekanı ve evin seçilen alanlarını, girişi, yemek odasını, mutfağı ve salonu çekimler için kullanmış. Evin diğer bölümlerinde geçen başka sahneler stüdyoda çekilmiş.

-Funki oyuncak şirketinin lobisi Auckland Teknoloji Üniversitesi’nin kampüsünde çekilmiş.

KATİL ROBOT BEBEKLER VE YAPAY ZEKA DEHŞETLERİ

Birkaç yıl önce MEGAN’ın idari yapımcıları Michael Clear ve Judson Scott, yapımcı James Wan ve meslektaşı Rob Hackett ile birlikte Atomic Monster’ın ofisinde şakalaşıyormuş. James Wan, bununla ilgili şunları söylüyor; “Hepimiz film bağımlısıyız ve yeterince katil bebek filmleri yapmadığımızdan bahsediyorduk. Ben de “Çok komik. O tür filmler yaptığıma dair bir algı var. Tuhaf ama benim oyuncak bebeklerim kimseyi öldürmez. Doğaüstü bir varlığın kanalıdırlar veya içlerinde şeytani bir güç yaşar. Mesela Testere Jigsaw Efsanesi’nde konuşan bir kukla var.” Sohbet ilerledikçe bir fikre varmışlar; Wan şöyle diyor; “Annabelle’in Terminatör’le buluştuğu bir katil bebek filmi yapsak hoş olmaz mı? Doğa üstü bir film yerine “ters giden teknoloji” versiyonu olmasının harika olacağını düşündük.”

KIZLARIN SEVDİĞİ ANABELLE

Bu öncülü hayata geçirecek ideal senaryo yazarı için de Marvel’ın Luke Cage’inden American Horror Story ve Star Trek: Strange New World’e kadar tüm bölümlerin yazarı hikayeci Akela Cooper’a gitmişler. Wan, hikaye için güçlü bir kadın bakış açısına ihtiyacı olduğunu biliyormuş ve Cooper da bu iş için kusursuzmuş. Wan şunları söylüyor; “Annabelle’den kızlar tarafından ne kadar sevildiğini öğrenmiş. Korku izleyicisinin bu kısmının bizim için çok önemli olduğunu biliyorduk. O yüzden MEGAN’da feminen bir enerjiye ve bakış açısına ihtiyacımız olduğunu biliyorduk. Akela çok zeki, bilgili ve yapılandırma konusunda çok iyi. Yapmak istediğim filmi çok iyi biliyordu. Başkalarının saçma ya da abartılı olarak gördüğü şeyleri yapmaktan korkmuyor. Son dönem korku filmlerinden ayrışmak için biraz daha abartılı konseptlere yönelmek gerektiğini anlıyor.”

KORKULARA DOKUNMA

Cooper, filmin öncülünü inşa etmeye başladığında MEGAN için kendi korkularına da dokunmuş. Kariyer sahibi bir kadın olan Gemma, yeni yetim kalan yeğeninin bakımı için hazırlıksız yakalandığını belirterek şunları söylüyor; “Yeğenlerime bakıcılık yapıyordum ve bir anda küçük bir çocuğun bakımını üstenmek zorunda kalırsam diye ne kadar korktuğumu fark ettim. Kahramanımız Gemma’yı yetişkinliğe sert geçişi vermek için zorlamamız gerekiyordu. İçine itildiği bu rolle nasıl başa çıkacağını bilmiyor. O yüzden kariyerini de işin içine katıyor. O da MEGAN.’’ Gemma artık güçlü bir güvencesi olduğunu şöyle açıklıyor: “Şimdi yeğenime gerçekten bakmak zorunda kalmadan bakabilirim. Ben çocukluk travmasıyla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum ama bunu ancak bir robot yapabilir.” Cooper, Gemma’nın sadece vasilik sorumluluklarından kaçtığını değil aynı zamanda yeğeni Cady’nin yanında duygusal olarak yer alacak bir yetişkin olmayı reddederek daha büyük bir sorun yarattığı gerçeğini de vurguluyor.

M3GAN

Korku, gerilim ve bilim kurgu türündeki M3GAN bizlere; sosyo-kültürel ve toplumsal düzeyde insan yaşamının ayrılmaz bir parçası haline gelen bilim ve teknolojiye, giderek daha çok bağımlı hale geldiğimizi ve kontrolden çıkmaya başlarsa potansiyel bir tehdit oluşturacağını ele alıyor.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY

Kaynakça

Thomas Nagel, Zihin ve Evren: Materyalist Neo-Darwinci Doğa Görüşü Neden Neredeyse Kesinlikle Yanlış, çev. Özge Çağlar Aksyon, İstanbul: Jaguar Kitap, 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder