17 Ekim 2020 Cumartesi

ŞEYTANA SATILAN RUH 'NOCTURNE'

 



"WELCOME TO THE BLUMHOUSE"

Düşük bütçeli ancak başarılı korku-gerilim yapımlarına imza atan Blumhouse Productions şirketi, Amazon Prime için “Welcome to the Blumhouse” başlığı altında 8 filmlik bir korku serisi hazırlamak için el sıkıştı. Nocturne filmi ise; bu serinin sanat, psikoloji ve korku temalarıyla harmanlanmış olan başarılı  yapımlarından birisi. Senaryosunu ve aynı zamanda yönetmenliğini de Zu Quirke'nin yaptığı film, gizem ve gerilim türü severler için güzel bir yapım. Elbette büyük beklentiye girmemek kaydıyla.





FİLMİN KONUSU

Piyanist Juliet, ablası Vivian'ın müzik hayatındaki başarısını delicesine kıskanan bir kızdır. Aile içerisinde ve okul hayatında sürekli olarak ablasının gölgesinde kalan Juliet, sonunda çareyi ablasını geride bırakacağına inandığı şeytanla yapacağı antlaşmada bulur. Ancak bu antlaşmanın bedelleri de bir o kadar ağır olacaktır.

Filmin oyuncuları arasında;  Sydney Sweeney, Madison Iseman, Jacques Colimon, Ivan Shaw, Julie Benz ve Rodney To yer alıyor.




KÖTÜLÜĞÜN EGEMENLİĞİ

Juliet, ablasını öldüresiye kıskanan takıntılı bir karakter. Bu takıntısı, onu kötülüğün egemenliği altına girmesine ve şeytanla yaptığı anlaşması da büyük bedeller ödemesine neden oluyor. Filmde işlenen şeytanla antlaşma, daha öncesinde defalarca edebiyat dünyasında işlenmiş bir temadır. Alman yazar Albert Van Chamisso'nun; 1814'te kaleme aldığı Peter Schlemihl’in Olağanüstü Öyküsü eseri, şeytana sonsuz bir servet elde etmek uğruna gölgesini satan ve bu uğurda halkın gözünden düşerek büyük kayıplara uğrayan adamın hikayesini anlatır. Fransız yazar Honoré de Balzac, 1831 tarihli romanı Tılsımlı Deri'de; Raphael de Valentin adlı karakter arzularına kavuşmasını sağlayan ancak bedelini kısalan ömrüyle ödediği esrarengiz bir deriyle sınanır. Filmdeki müzisyen kız Juliet'de aynı edebiyattaki karakterler gibi, ölümle yaptığı antlaşması sonucunda büyük bedeller öder ve kötülüğün egemenliği altında ezilir.


ŞEYTANIN KEMANCISI

Vivien'e sonsuz kıskançlık duygusu besleyen Juliet, kardeşinin piyanoda çalıştığı beste Şeytan Trili'ni daha iyi çalmaya karar verir ve bu parçayı seçer. Barok döneminin en büyük İtalyan bestecilerinden birisi olan Giuseppe Tartini'nin Devil’s Trill Sonata olarak bilinen G minör, B.g5'teki keman sonatının ilginç bir öyküsü vardır. Giuseppe Tartini, bir gece rüyasında şeytanın ziyaretine geldiğini görür. Tartini şeytanla yaptığı antlaşma sonucunda ruhunu ona satar. Ancak onun için çok büyük önem taşıyan kemanını şeytanın çalıp çalamayacağını görmek için ona verir. Kemanı alan şeytan, olağanüstü bir şekilde çalar. Ölesiye büyülenen Tartini, uyanır uyanmaz kemanına sarılır ve rüyasında şeytanın çaldığı eseri besteler. Ancak bestesi, rüyasında şeytanın çaldığı eserden çok uzaktır. Bu nedenle Tartini, kemanını parçalayıp müziğe küsmeyi bile düşünür. Fakat Tartini'nin bu eseri, keman sanatını yücelten en büyük başyapıtlardan birisidir.


SANAT, KORKU VE GERİLİM BİR ARADA

Sanat, psikoloji ve fantastik unsurların bir arada sunulduğu Nocturne filmi, korku-gerilim severlerin beğenerek izleyeceği bir yapım. Özellikle korku severlerin; düşük bütçeli ancak buna rağmen muazzam işler yapan Blumhouse Productions şirketinin yapımlarını takip etmesini öneririm.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder