6 Şubat 2020 Perşembe

NAZİ FAŞİZMİNE KARŞI BİR ÖÇ ALMA: TAVŞAN JOJO




77. Altın Küre Ödülleri’ne 6 dalda Oscar adayı olan Jojo Rabbit, Yeni Zelanda-Belçikalı yazar Christine Leunens'in Gökyüzü Hapsi/Caging Skies adlı romanından uyarlandı. Taika Waititi'nin yazıp yönettiği aynı zamanda rol aldığı film, 44. Toronto Film Festivali'nde 'Halkın Seçimi Ödülü’nü kazandı. 2. Dünya savaşı'nda babasının yokluğunu çeken bir çocuğun Nazi propagandasının etkisinde kalarak Adolf Hitler'i hayali bir baba figürü haline getirmesi ve bununla birlikte gelişen olayları konu alıyor. Jojo Rabbit, Nazi faşizminin vahşetini ve acımasızlığını izleyiciye çocukların gözünden mizahi bir şekilde alaya alarak sunuyor. Jojo Rabbit, 73. kez düzenlenen İngiliz Film ve Televizyon Sanatları Akademisi (Bafta) Ödülleri'nde 'En İyi Uyarlama Senaryo Ödülü'nü de kazandı. 





JOJO RABBIT KONUSU

İkinci dünya savaşının son zamanlarında Almanya'da yaşayan Jojo (Johannes) Betzler (Roman Griffin Davis), Hitler'in gençlik kampları üyesidir. En yakın sırdaşı hayali arkadaşı olan Adolf Hitler (Taika Waititi) olan Jojo, annesi Rosie'nin (Scarlett Johansson), evlerinde Elsa adlı Yahudi bir genç kızı sakladığını öğrenince şok geçirir. Yahudi kız Elsa'nın da bir insan olduğunu öğrenen Jojo, hayali arkadaşı Hitler ve Elsa arasında kafa karışıklığı yaşar.

Oyuncuları arasında; Sam Rockwell, Rebel Wilson, Roman Griffin Davis, Scarlett Johansson, Archie Yates, Alfie Allen, Stephen Merchant bulunuyor.


GÜLME İÇİNDE SEMPATİ TAŞISAYDI, AMACINA ULAŞAMAZDI

Taika Waititi'nin Jojo Rabbit filmi, Hitler faşizmine mizah çerçevesinden bakıyor. Bu bakış açısı eleştirmenleri şimdiden ikiye bölmüş durumda. Bir kısım Nazi/nefret karşıtı hiciv olarak yorumlasa da karşıt görüşte olanlar da mevcut. Burada bir parantez açarak 1927 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen Fransız yazar ve filozof Henri Bergson'dan alıntı yapacağım. Bergson, Gülme adlı eserinde "Toplum kendisine karşı saygısızca davranışların öcünü gülme ile alır. Gülme, içinde sempati taşısaydı, amacına ulaşamazdı." der. Yani yönetmen Taika Waititi'nin sinema dili aracılığıyla Nazi faşizmine karşı bir intikam aldığı söylenilebilir. 20. yüzyıl İngiliz edebiyatının önde gelen yazarlarından George Orwell, "Bir şakanın amacı; insanı aşağılamak değil, ona çoktan aşağılanmış olduğunu hatırlatmaktır."der. Britanya'nın yaşayan en büyük edebiyat eleştirmeni ve düşünürü kabul edilen Terry Eagleton, Mizah (Humour) adlı kitabında; "Mizah, savunma veya onaylama, çökertme veya kutlama, dayanışma veya eleştiri meselesi olabilir." der. Tıpkı Waititi'nin Jojo Rabbit filmi aracılığıyla Nazi faşizmine yaptığı eleştiri gibi. 'Le Monde' gazetesindeki hicivli yazılarıyla tanınan,  Akademisyen, yazar ve gazeteci Robert Escarpit, Mizah adlı kitabında, "Gerçek mizah ad hominem (insandan yola çıkan) yargılamayı, yani kötülüğü dışlayan bir nükte yöntemidir." der. Tıpkı Waititi'nin Jojo Rabbit'te Nazi faşizmini dışladığı gibi.




İDEOLOJİNİN ELE GEÇİRDİĞİ ZİHİNLER

Filmde Hitler/Nazi ideolojisinin çocuklara işlenmesine tanık oluyoruz. Özellikle hikayenin ana konusu bunun üzerine kurulu. Küçük yaştan itibaren beyni yıkanan Jojo, gelecekte zihnine kazınan bu Nazi ideolojisini yıkabilecek mi? Benzer soruyu İskoç yazar Iain Banks, 1984'te yayınlanan Eşekarısı Fabrikası (The Wasp Factory) adlı romanında irdelemişti. "Şiddet doğuştan mı gelir sonradan mı edinilir?" sorusuna kitabın sonunda çok güzel bir yanıt vermişti.




KOSTÜMLERİN ANLAMI

Taika Waititi'nin canlandırdığı Hitler karakterinin film boyunca giydiği üniformalar iktidardaki hayatı ile kronolojik olarak tutarlı ve Jojo'nun onun fikrini nasıl değiştirdiğini yansıtmaktadır. İlk görüldüğü sahnede Hitler'in ikidara yükselişinde giydiği SA Kahverengi gömlek üniforma giyiyor, buradave Jojo onu putlaştırıyor. Ardından şansölye olduktan sonra giydiği resmi NSDAP üniformasında yer alıyor. Bu noktada, Jojo'nun putlaştırılması vahşi fanatizm haline dönüşüyor. Gri savaş üniforması giydiği sahnede, Jojo'nun onu ve ideolojisini reddettiğine tanık oluyoruz. Hitler karakterinin görüldüğü son sahnesinde ise intihar ettiği sırada giydiği kostüm göze çarpıyor.





KAMERA ARKASI

- Gestapo'nun arama yapmak için Jojo'nun evine geldiği sahnede "Heil Hitler" sözü bir dakikada 31 defa söyleniyor. Yönetmen Waititi, bu sahnenin özellikle komik olmasını aynı zamanda da Nazi protokollerinin ne derece gülünç olduğunu da göstermek istedi.


- Amerikalı aktör Sam Rockwell, Alman aksanı öğrenmek için bir diyalog koçuyla çalıştı. Buna ek olarak Marlon Brando, Ralph Fiennes ve Oskar Werner gibi usta aktörlerin 2.Dünya Savaşı döneminde geçen filmlerini günler boyunca defalarca izledi.





- Filmde Adolf Hitler karakteri bir sahnede başına Kızılderili başlığı takar. Bu başlık, (Hitler'in hayranı olduğu) Amerikanın Eski Batı'sında geçen macera romanlarıyla ünlü Alman yazar Karl May'e bir atıf içeriyor.   

- Filmin son sahnesinde Adolf Hitler’in  başında silah yaraları bulunuyor. Bu izler intihar ettiği gerçeğini yansıtmak için özellikle gösteriliyor.


- Son sahnede David Bowie'nin (Berlin Duvarı'nın yapımı sonrası birbirine ayrı düşen iki aşığı anlattığı) Heroes'u çalmakta.




Jojo Rabbit filmi, mizahın gücünü sinemada ortaya koyan en iyi güncel örneklerden birisi. Klasik örneklere baktığımızdaysa Charlie Chaplin'in 1940'ta 'Büyük Diktatör (Great Dictator)' ve Roberto Benigni'nin 1997 yapımı 'Hayat Güzeldir (Life Is Beautiful)' filmleri sinema tarihine damga vurmuştu. Waititi'nin de modern sinemada adından fazlasıyla söz ettiren filmi Jojo Rabbit, şimdiden kendi alanında bir klasik olma yolunda.

İyi Seyirler Dilerim


EFE TEKSOY 










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder