11 Şubat 2020 Salı

FEMİNİZİMİN YIRTICI KUŞLAR'I VE HARLEY QUINN





Merakla beklenen 'Birds of Prey: And the Fantabulous Emancipation of One Harley Quinn' filmi vizyona girdi. 2016 yılında 'Suicide Squad' filmiyle ilk defa karşımıza çıkan Harley Quinn, bu defa bir origin üçlemenin ilk filmiyle karşımızda. Yönetmen Cathy Yan, Birds of Prey'i yöneterek bir süper kahraman filmi yöneten ilk Asyalı kadın oldu. Ayrıca 'Wonder Woman (2007)'ın yönetmeni Patty Jenkins'ten sonra DC filmi yöneten ikinci kadın. Görselin ön planda tutulduğu film, hikaye anlamında zayıf kalıyor. Ancak yine de süper kahraman filmleri hayranlarını aksiyon yüklü ve renkli bir yapımın beklediği söylenebilir.





YIRTICI KUŞLAR KONUSU

Harley Quinn, sevgilisi Joker'in terk etmesiyle arkasında bulunan gücü kaybeder ve intikam peşinde koşanlar için bir tür hedef tahtası haline gelir. Harley kendisini bu çıkmazdan kurtarmak için Gotham Şehri'nin yeraltı suç dünyasında 'Black Mask' olarak anılan Roman Sionis'e ait bir elmasın peşine düşer. Elması çalan Cassandra Cain adlı kıza ulaştığında kızın iyi birisi olduğunu öğrenir. Bu durum Harley'i fikrinden vaz geçirtir ve yanına; Huntress, Black Canary ve Renee Montoya'yı da alarak Black Mask'a karşı mücadeleye girişir.
Oyuncuları arasında; Margot Robbie, Mary Elizabeth Winstead, Jurnee Smollett-Bell, Rosie Perez ve Ewan McGregor yer alıyor.






FENİMİNİST RUHUN KADINLARI

Suicide Squad'taki Harley Quinn karakteri erkekler için bir tür arzu nesnesiydi. Bu durumdan ve giydiği kıyafetlerden başroldeki Margot Robbie özellikle rahatsızdı. O yüzden Harley Quinn karakteri Birds of Prey'de yeni bir görünüme kavuştu. Bu nedenle feminist bir anlatımın ağırlık taşıdığı filmde ana karakterlerin hiçbirisi etek giymiyor. Mizahla bezeli filmin temelinde aslında erkek egemen dünyaya karşı bir eleştiri var. 'Dinah Lance/Black Canary' karakterinin barda seslendirdiği James Brown şarkısı "It's a Man's Man's Man's World"te sözlere dökülüyor; "Bu bir erkeğin dünyasıdır, ancak bu dünya hiçbir şeydir bir kadın yada kız olmadan hiçbir şeydir." Harley Quinn karakteri sevgilisi Joker'den ayrıldığında arkasında olan gücü kaybeder ve Joker'in yokluğunda peşinde olan tüm kötüler intikam almak için ona saldırır. Ancak beklenenin aksine hepsiyle baş eder. Bir başka ayrıntı Roman Sionis adlı kötü karakterin eline düşen Harley Quinn, Sionis'e kartvizitini verir ve ona aradığı şeyi bulması konusunda bir tek (Bütün erkeklerin aksine) kendisinin yardımcı olabileceğini söyler. Sionis kartvizite baktığında onlarca uzmanlık alanı yazısıyla karalanmış olduğunu görür. Burada kadınların her işi yapabileceğinin altı çizilir. 





FENİNİZMİN TEMELLERİ

Fransız feminist filozof Simone de Beauvoir, 1949’da yayınlanan başyapıtı 'İkinci Cins' adlı kitabında kadınların gördüğü baskıların bilimsel incelemesini yapar ve modern feminizmin temellerini kurduğu eserinde; varoluşçuluk, fenomenoloji ve yapısalcı antropoloji gibi kendi çağdaşı olan düşünceleri hem de Hegel ve Marx gibi felsefe klasiklerini cinsiyet düzleminde yeniden okur. Beauvoir, İkinci Cins'te şöyle der; "Tahtından düşmüş bir tanrı, insan değildir çünkü: düzmeciliğin ta kendisidir; âşığın önünde iki yol vardır, ya göklere çıkarlıan kral olduğunu kanıtlamak, ya da kapkaççının biri olduğunu itiraf etmek."  (Joker'den ayrılan) Harley Quinn'in hayatta düşmeyip bir amaç edinerek Beauvoir'ın bahsettiği ilk yolu izlediğini kral/kraliçe olduğunu kanıtlamaya gittiğini görüyoruz.





CİNSİYET AYRIMCILIĞI

Yüksek öğrenimini ve doktorasını Yale Üniversitesi'nde tamamlayan Judith Butler, California Üniversitesi'nde Retorik ve Karşı­laştırmalı Edebiyat dalında profesör olarak çalışmaktadır. Feminist kuramın temel yapıtları arasında yer alan en önemli eseri 'Cinsiyet Belas'ında; "Kimliğe dayalı dayanışma inşa etmek uğruna  "kadınlar"ın sorun­sallaştırılmamış  birliğine  sık  sık  atıfta  bulunulsa  da,  cinsiyet  ile toplumsal cinsiyet arasındaki ayrım nedeniyle feminist özne bölün­meye uğrar." der. Butler'ın bahsettiği cinsiyet ayrımcılığına Brids of Pray'in geçtiği Gotham dünyasında da şahit oluyoruz. Yozlaşmış şehir Gotham'da, yıkımın eşiğine gelen şehirle beraber yok olmak üzere olan kötüleri görüyoruz. Ancak onların arasında bile cinsiyet ayrımcılığının yapıldığına şahit oluyoruz.





KAÇIKLIK KURAMI

Harley Quinn'in Joker'e aşık olması filmde akıl hastanesinde gerçekleşiyor. Harley psikiyatr olarak çalıştığı hastanede hastası Joker'i tedavi ederken kendisini kaptırıyor. San Diego’daki California Üniversitesi’nde seçkin bir sosyoloji ve bilim araştırmaları profesörü olan Andrew Scull, 'Uygarlık ve Delilik - Akıl Hastalığının Kültürel Tarihi' adlı kitabında; " 'Psikiyatri' 19. yüzyılda Almanya'da ortaya çıkmaya başlayan bir kelimedir. Kendi dillerindeki alienisme (akliyecilik) terimini tercih eden Fransızlarca sert biçimde reddedildi; İngilizce konuşulan dünyada da aynı tepkisi gösterdi ve delileri denetlemede uzmanlaşmış tıp erbabını "deli doktorları' olarak adlandırmaya yöneldi." der. Aynı zamanda bir deli doktoru olan Harley Quinn'in, (hastası Joker'e kendini kaptırmasıyla ve ondan aldığı destekle) kendisini bir anda tedavi ettiği şeye dönüştüğünü görüyoruz. Burada Harley Quinn'in doktorluğunun yetersizliği gösterilmiyor aslında anlatılmak istenen Joker'e olan aşkı ve tutkusunun ne kadar büyük olduğu. 






ŞİZOFRENİNİN GİZEMİ

Kırk yıldan fazla süredir çeşitli kliniklerde çalışmalarını sürdürmekte olan çağdaş psikanalitik teorilerin öncülerinden İngiliz psikanalist Christopher Bollas, şizofreninin safhalarını ve insan psikolojisinin gizemli katmanlarını ele aldığı 'Güneş Patladığında-Şizofreninin Gizemi' adlı kitabında; "Zihinsel sağlık alanında kimsenin otorite olması mümkün değildir. İnsanlarla çalışan bizler ancak öğrenciler kadar verimliyiz. Tabii ki eğitim aldık, seminerlere katıldık, gözetim ve denetim çalışmaları yaptık ancak hiçbir insan hayatı, herhangi bir klinik tedavi uzmanının, ister depresyon ister paranoya, isterse şizofreni olsun, herhangi bir 'rahatsızlığı' tam anlamıyla kavramasına yetecek kadar uzun değildir." der. Filmde Harley karakterinin de hastasını tedavi etmeden kendisini ona kaptırdığını görüyoruz.




Eğlence arayanlar ve süper kahraman filmleri hayranlarının seveceği türde bir yapım olan Yırtıcı Kuşlar, aksiyon ve heyecanın yüksek olduğu bir yapım. Hikaye anlamında zayıf olsa da yarattığı görsel atmosfer ve renkler görülmeye değer.

İyi Seyirler Dilerim


EFE TEKSOY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder