15 Ağustos 2022 Pazartesi

DEV BİR GİŞE REKORTMENİ “JURASSIC WORLD HÂKİMİYET”


 

DESTANSI SERİ SONA ERİYOR

Universal Pictures ve Amblin Entertainment’ın 165 milyon dolarlık ortak yapımı Jurassic World Hakimiyet, rekor bir açılışla vizyona girdiği günden bu yana 960 milyon dolarlık hasılatıyla küresel gişede 1 milyar dolar sınırına yaklaştı. Böylece kısa bir zaman içerisinde, 2022 yılının en yüksek hasılat yapan ikinci filmi Doctor Strange in the Multiverse of Madness’ı da geçerek, zirvedeki Top Gun: Maverick’ten sonra yılın ikinci büyük Hollywood filmi oldu. Yönetmenliğini 2015’de 1.7 milyon dolar global hasılat yaparak rekor kıran Jurassic World’ü yönetmiş olan Colin Trevorrow üstleniyor. İdari yapımcıları arasında Oscar ödüllü efsane film yönetmeni Steven Spielberg’in de yer aldığı bu yeni serinin son halkası, aynı zamanda 1993’te Jurassic Park’la başlayan 30 yıllık eşsiz bir hikâyeyi de sona erdiriyor. İlk kez serinin bir filmi Nublar Adası’nda değil de tüm dünyada geçiyor ve adanın yok edilmesinin tam dört yıl sonrasını konu alıyor. Dinozorların artık tamamen insanlarla birlikte yaşadığı ve avlandığı tehlikeli bir dünyada. Bu filmde, seyirciye duygusal anlar yaşatacak olan serinin ilk üçlemesine nostaljik göndermeler yapılıyor ve sonlanan efsanedeki tüm karakterlerin bir kez daha bir araya geldiğini görüyoruz. Amerikalı yazar Michael Crichton’ın karakterlerine dayanan Jurassic Park ve Jurassic World filmleri; hikâye ve olay örgüsü olarak özgün olsa da, aslında İngiliz yazar Sir Arthur Conan Doyle'un, 1912 tarihli Kayıp Dünya (The Lost World) eserinden esintiler taşımaktadır. Jurassic serisi etkileri sadece çığır açtığı sinema tarihi ve pop-kültürle sınırlı değildir. Bu anlamda hiçbir film serisi, bilim alanına Jurassic serisinin yaptığından daha kalıcı ve derin bir etki bırakmamıştır. Toplumun ve özellikle gençlerin Fosilbilim yani Paleontoloji’ye yakın ilgisini ve alakasını arttırmıştır. Filmin Paleontoloji danışmanı Edinburgh Üniversitesi Paleontoloji ve Evrim Profesörü Stephen Brusatte bu konuyla ilgili olarak şunları söylüyor; “Jurassic Park, onlarca yıldır Paleontolojinin başına gelen en önemli şey. Çünkü o film, bir nesil için dinozorları hayata döndürdü ve dinozorları daha önce hiç gösterilmediği gibi gösterdi. Toplumun dinozorlarla yeniden ilgilenmeye başlamasına neden oldu, birçok gencin Paleontolojiye girmesine neden oldu. Alana daha çok para aktarılmasına yol açtı. Daha fazla üniversitenin dinozor dersi açmasını ve müzelerin dinozor sergileri yapmasına yol açtı. Hala bundan faydalanıyoruz.”


Bir başka detay ise filmdeki Biosyn Şirketi ’nin Apple’dan ilham aldığı. Şirketin temel yapısı dairesel ve mimari tasarım olarak “Apple Park” gelen merkezine benzer şekilde tasvir edilmiş. Biosyn’in Başkanı ve aynı zamanda filmin Antagonisti olan Lewis Dodgson ise, görünüşünden saç stiline ve konuşma kalıplarına kadar Apple CEO'su Tim Cook’u andırıyor. Ayrıca şirket helikopterlerinin tümünün tasarımı pürüzsüz beyaz, tıpkı Apple ürünlerinde (özellikle AirPod’larında) olduğu gibi. Avrupa göstergebiliminin (semiyotik) kurucularından ve yirminci yüzyılın düşünce ve yazı ustası Fransız filozof Roland Barthes, semiyolojinin temel ilke ve kavramlarını ortaya koyduğu ‘’Göstergebilimsel Serüven’’ adlı yapıtında, beyaz rengin lüksle ve kadınlıkla (dişilikle) ilgili belli bir düşünceyi aktardığını belirtir. Filmde de bunun yansımalarını Soyona Santos karakteri ve teknoloji şirketi Biosyn üzerinden görmekteyiz.



FİLMİN KONUSU

Nublar’ın yok edilmesinin dört yıl sonrasında geçen hikâyede, Dinozorlar artık tüm dünyada insanlarla birlikte yaşamakta ve avlanmaktadır. Geleceği yeniden şekillendirecek olan bu hassas denge, insanlığın tarihin en korkunç yaratıklarıyla paylaştıkları gezegeni uç yırtıcılara bırakıp bırakmayacaklarını belirleyecek.

Oyuncu kadrosunda; Chris Pratt, Bryce Dallas Howard, Laura Dern, Jeff Goldblum, Sam Neill, DeWanda Wise, Mamoudou Athie, BD Wong, Omar Sy, Isabella Sermon, Campbell Scott, Justice Smith, Scott Haze, Dichen Lachman, Daniella Pineda, DeWanda Wise (She’s Gotta Have It), Emmy adayı Mamoudou Athie (Archive 81), Dichen Lachman (Agents of S.H.I.E.L.D.), Scott Haze (Minari) ve Campbell Scott (İnanılmaz Örümcek Adam 2). Filmde rolünü tekrarlayan oyuncular arasında ise; Dr. Henry Wu rolüyle BD Wong, Franklin Webb rolüyle Justice Smith, Dr. Zia Rodriguez rolüyle Daniella Pineda ve Barry Sembenè rolüyle Omar Sy yer alıyor.




İKİ NESİLİ BİR ARAYA GETİREN HİKÂYE

Farklı jenerasyonların bir araya geldiği serinin bu son halkasında, Senaryonun yapısı iki farklı hikâye çizgisinden oluşuyor. Bir tarafta Owen Grady, Claire Dearing ve Maisie Lockwood (Isabella Sermon), diğerin de ise; Dr. Ellie Sattler ve Dr. Alan Grant bulunuyor. Sonunda her ikisi de birleşerek; Dr. Ian Malcolm, Dr. Henry Wu ve Kayla Watts (DeWanda Wise) ve Ramsey Cole (Mamoudou Athie) gibi yeni karakterlerle bir araya gelerek ve güçlü ve tek bir hikâyeyle ilerliyor. Yönetmen Trevorrow, Universal ve Steven Spielberg’in filmin bu oluşturulan yeni yapısına çok inandıklarını dile getiriyor ve üçüncü bölümde birleşen bu epik ve sürükleyici iki hikâyedeki tüm karakterlerin, tatmin edici biçimde onurlandırıldığını söylüyor.



 

DİNOZORLARIN YARATIMI

-Animatronik süpervizörü John Nolan ve yaratık efektleri tasarımcıları film için 27 dinozor yarattı ve 10 tanesi daha önce hiçbir Jurassic filminde görülmedi.

-Filmde yer alan tüm dinozorlar, gerçek hayatta var olmuş ve Paleontolog danışmanı ve Edingburgh Üniversitesinde profesör olan Stephen Brusatte tarafından onaylandı.

-Animatronik yaratıkları filme eklemek, yönetmen Trevorrow’un başından beri amacıydı ve daha da önemlisi dinozorlara olan tutkusunu paylaşan kişilerle çalışmak istedi. Bu yüzden de Animatronik süpervizörü John Nolan’la ilk toplantısında tek bir soru sordu; “Dinozorları sever misin?” Ultra hayran olan Nolan ise, kısa süre sonra hayalinin işini aldı.



- Yönetmen Trevorrow, üçüncü filmde dinozorların olabildiğince gerçekçi ve doğru olması konusunda kararlı olunca, tasarım ekibiyle birlikte dinozorların davranışları, duruşu, ortamı ve bazılarının kötü ve vahşi bir yırtıcı olan Pyrorapter gibi tüylü olup olmadıkları konusunda Profesör Brusatte ile çalıştı.

-Serideki önceki sahnelerinden dolayı belli bir şekilde görünmesi gereken dinozorlar sadece T.rex ve Dilophosaurus oldu. Tasarımcılar diğer karakterlerle önceki filmlerden tamamen farklı bir şey tasarlayabildi çünkü dinozor bilgisi o zamandan bu yana çok ilerledi.

-Dilophosaurus, izleyicilerin tamamen uygulamalı yaratık olarak görecekleri tek dinozor. Hiçbir görsel efekt dublörü veya yedeği yoktu. Uygulamalı olarak yapılan dinozor Dilophosaurus, onu oynatan 11-12 kişi sayesinde fiziki olarak yürüdüğünü göreceğiniz ilk film. Ayrıca Dilophosaurus’un Jurassic Park’taki yapışkan, fırlayan tükürüğünü yapmak için teknisyenler Ultra Slime, kek, gıda boyası, su, genelde fast food milkshakelerinde kullanılan bir kıvam arttırıcı olan Methylcellulose içeren bir karışım kullandılar.




DETAYLAR

-İlk fosil tüylü dinozor iskeleti 1996’da Çin’de bulundu. İki tür, tüylü Tyrannosaur keşfedildi ve Brusatte, korunmuş, tüylü bir T.rex’in bulunmasının da an meselesi olduğunu düşünüyor. Trevorrow, ilk toplantılarda tasarım ekibine üçüncü Jurassic filminin unutulmazının tüylü dinozorlar olacağını söyledi.

-Gerçek dinozorlar, akılsız, yavaş hareket eden, gri renkli kertenkeleler değildi. Çok daha enerjik, zeki, renkli ve kuş gibilermiş. Yeni filmde görülen ve tasarlanan imaj da bu şekildedir. Ayrıca gerçek dinozorlar canlı renklerdeydi. Bazıları beyaz, kahverengi, siyah, kırmızı tüylüydü. Bazıları ise kamuflaj desenli ya da gölgeli tonlara sahipti. Bazılarının kuyruğunda Rakun gibi halkalar vardı.

-Dinozorların gerçekteki haliyle Jurassic filmlerindeki görünümleri arasındaki farklılık filmlerde bilim insanlarının dinozor DNA’sındaki eksiklikleri doldurmak için kurbağa gibi modern hayvan DNA’sı parçalarını kullanmış olmalarıdır.





-Dinozorların yaratımındaki kamera arkası gelişmelerden biri de, derilerine şeffaflık veren ve tüyleri tutturmak için kusursuz olan silikon kullanımı olması.

-Başta John Nolan’ın ekibi, Industrial Light and Magic sanatçılarının tüylü yaratığın nasıl hareket edip görüneceği konusunda bir fikir edinmesi için sadece bir Pyroraptor kafası yapıldı. Ama Trevorrow, Nolan’ın yaptığı işten çok etkilendi ve sonunda filmde yer alabilecek tam animatronik bir Pyroraptor kafası yaptılar.

-Film için ayrıca 75 santim uzunluğunda tam animatronik çekirgeler yapıldı.





JURASSIC WORLD DOMINION

The New York Times gazetesi, yapım ekibinin güvenlik önlemleri almak için yaklaşık 9 milyon dolar harcadığını bildirdi. Bu para, çekimin geri kalanında oyuncu kadrosu ve ekibin karantinaya alınması için tüm bir oteli kiralamaya gitti. Ayrıca setin etrafına 150 el dezenfektan istasyonu kurdular ve çekimlerin sorunsuz geçtiğinden emin olmak için 40.000'den fazla Coronavirüs testi yapıldı. Çekimleri; İngiltere, Kanada, Malta'nın başkenti Valetta ve Mellieha, ABD/Atlanta, Georgia, Hawaii ve Büyük Britanya'nın Iver Heath, Buckinghamshire bölgesinde bulunan Pinewood Studios’ta ve ayrıca Kanada'nın British Columbia eyaletinin Thompson Country bölgesindeki Ashcroft köyünde gerçekleşti.

Aksiyon, gerilim ve bilim kurgu türündeki Jurassic World Dominion, serinin hayranlarının kesinlikle kaçırmaması gereken soluksuz bir macera.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder