8 Ocak 2024 Pazartesi

GRETA GERWIG’TEN FEMİNİST BİR MODA MASALI “BARBIE”

 


 

MODA İKONU BARBIE

Kaliforniya merkezli oyuncak şirketi Mattel‘in Barbie moda bebeklerine dayanan ilk canlı-aksiyon uyarlaması BarbieGreta Gerwig tarafından yönetildi ve Gerwig ile Noah Baumbach tarafından yazıldı. Başta çocuk filmi olarak görünen Barbie filmi, açılış sekansında tüm zamanların en iyi yönetmenlerinden birisi olarak kabul edilen Stanley Kubrick’in 2001: Bir Uzay Macerası (2001: A Space Odyssey) filmine gönderme yaparak hikayeye başlıyor. Böylece bizlere sıradan bir gişe yapımı olmadığını daha baştan ilan ediyor. Filmde, varoluşsal bir sinir krizinin ardından kendini keşfetme yolculuğuna çıkan Barbie’yle birlikte ontolojik ve anlamsal bir yolculuğa başlıyoruz.

VAROLUŞÇU TERAPİ

“Üçüncü Viyana Psikoterapi Okulu” ve Logoterapi’nin kurucusu olan Avusturyalı nörolog ve psikiyatr Victor E. Frankl, varoluşçu terapinin en önemli isimlerindendir. İkinci Dünya Savaşı sırasında bir toplama kampındaki deneyimleri eşliğinde sunduğu, kendi psikiyatrik öğretisi bağlamında geniş kitlelere aktardığı ‘’İnsanın Anlam Arayışı’’ adlı kitabı, Sigmund Freud ve Alfred Adler’den sonra psikolojinin en önemli isimlerinden birisi olmasını sağlamıştır. Frankl“İnsanın anlam arayışı içgüdüsel itkilerin bir ‘ikinci ussallaştırılması’ değil, hayatının temel motivasyonudur.” diyerek bu anlamın bireye özgü ve özel olduğunu belirtir. Barbie’nin varoluş yolculuğunda da Frankl’ın bahsettiği kendine özgü anlam arayışının etken olduğunu ve yaşamı için gereken temel motivasyonu sağladığını görüyoruz.

 

BARBIELAND VE HİPERGERÇEKLİK EVRENİ

Barbie karakteri; Barbieland’de yaşadığı hayatın, gözlerinin önüne çekilmiş pembe bir perde olduğunu ve gerçek dünyanın aslında bilinenin aksine tozpembe olmadığının farkına varıyor. Burada Plastik Rüya Dünyası ve Realite TV seti konseptindeki Barbieland çerçevesinde; The MatrixThe Truman Show ve Oz Büyücüsü filmlerine yapılan referansları görüyoruz. Bu da bizleri Hipergerçeklik dünyasına taşıyor. Yirminci yüzyılın en büyük düşünürlerinden Fransız filozof ve sosyolog Jean Baudrillard’ın çalışmaları, çoğunlukla postmodernizm ve post-yapısalcılık ile ilişkilendirilmiştir ve “Simülasyon Kuramı”da, kuşkusuz bilimsel alanda ortaya atılmış en önemli kuramsal çalışmalardan birisidir. ‘’Simülakrlar ve Simülasyon’’ adlı eserinde, kültürel üretimin ekonomik nosyonlarını kültürel harcama nosyonlarıyla değiştirmeye dayanan bir çağdaş kültür teorisi geliştirmiştir. Baudrillard“Bir köken ya da bir gerçeklikten yoksun gerçeğin modeller aracılığıyla türetilmesine hipergerçek yani; simülasyon denilmektedir.” diyerek Simülasyon olgusunu açıklar. Barbieland evreninin de aslında gerçekliği taklit eden bir hipergerçeklik evreni olduğu görülmektedir. Feminist anlatı öğeleriyle bezeli bir hikaye sunan Barbie filmi özünde bizlere; ataerkil düzen içerisinde kadın olmanın getirdiği çelişkileri ve zorlukları,  kadın dayanışmasını merkezine alan sofistike bir dille ekrana getiriyor.

 

FİLMİN KONUSU

Barbie Diyarı‘nda yaşamak demek, mükemmel bir yerde mükemmel bir varlık olmak demektir. Dünyasını ve varlığını sorgulamasına neden olan bir kriz yaşayan Barbie, uyum sağlayabileceği bir dünya bulma umuduyla arayışa çıkar. Fantastik Barbie Diyarı’nın kusursuz kadın imajından uzaklaşan Barbie, uyum sağlayabileceği bir yer bulma hayaliyle gerçek dünyaya adım atar.

Oyuncu kadrosunda; Margot Robbie, Ryan Gosling, Issa Rae, Kate McKinnon, Alexandra Shipp, Emma Mackey, Hari Nef, Sharon Rooney, Ana Cruz Kayne, Ritu Arya, Dua Lipa, Nicola Coughlan, Emerald Fennell, Simu Liu, Kingsley Ben-Adir, Ncuti Gatwa, Scott Evans, John Cena Helen Mirren (ses) ve Will Ferrell yer alıyor.

 

BÜYÜLEYİCİ BARBIE DİYARI

Filmdeki Barbieland diyarının, insan nesnelerinin küçültülmüş kopyaları olan oyuncak evreninin, aslında yetişkin işlevlerinin canlandırması adeta ergin dünyasının bir kopyası olduğu subliminal mesajlarla gösteriliyor. Avrupa göstergebiliminin (semiyotik) kurucularından ve yirminci yüzyılın düşünce ve yazı ustası Fransız filozof Roland Barthes, Çağdaş Söylenler (Mythologies) adlı kitabında çağdaş sosyal değer sistemlerinin modern mitler yaratma eğilimini inceler ve ayrıca mit yaratma sürecinin semiyolojisine de bakar ve Ferdinand de Saussure’ün gösterge analizi sistemini, göstergelerin mit düzeyine yükseltildiği ikinci bir düzey ekleyerek günceller. Oyuncaklar üzerine denemesinde Barthes, “Küçük kız aile nedenselliğine hazırlanmak, gelecekteki ‘anne rolüne’ koşullandırılmak istenir.” diyerek, çocuğun düşünmesine zaman kalmadan bunların tümünü benimsemeye hazırlandığını ve buna koşullandırıldığını belirtir.

 

BARBIE VE PROUST FENOMENİ

Bir başka detay ise, gerçek dünyaya kaçan Barbie’nin, Mattel yöneticileri tarafından kutusuna geri konulmaya çalışırken gerçekleşiyor. Kutuya girmeye çalışırken Barbie karakteri, kutunun kokusu yüzünden duygusal hafızası tetiklenerek Proustvari bir geri dönüş yaşar. Ardından Mattel CEO karakteri, “Proust Barbie”nin ne kadar kötü satıldığına dair bir şaka yapar. Edebiyat dünyasının demir leblebisi olarak anılan Yirminci yüzyılın en büyük roman yazarlarından Marcel Proust, yaklaşık bir milyon iki yüz elli bin sözcük ve 3.000 sayfadan oluşan Kayıp Zamanın İzinde adlı eseriyle modern edebiyatın dönüm noktası sayılır. Proust’un kitabının ilk cildindeki madlen çayla yaşadığı geçmiş zamandaki yoğun konsantrasyonla gerçekleşen bu anıya geri dönüş, nörobilim ve sinirbilim araştırmacıları tarafından “Proust Fenomeni” olarak adlandırılır.

 

BARBIE

Filmde yetişkinler dünyasına adım atan Barbie ile beraber; The Godfather filminden, Top GunGrease ve hatta The Snydercut of Justice League’e kadar sinema tarihinin kült filmlerine göndermeler yapılan önemli sanatsal bir yolculuğa çıkıyoruz. Bununla birlikte Barbie karakteri; neden aniden ölüm düşüncelerine kapılmaya başladığını anlamak için gerçek dünyaya adım attığında, Gloria adlı bir annenin kendisiyle aynı düşünceleri paylaştığını keşfeder. Bu durumu öğrenen Gloria’nın kızı Sasha“Parlıyor mu?” diye sorarak, korku edebiyatının Kralı olarak anılan Stephen King‘in klasik hikayesi The Shining‘deki telepatik bağlantı kurma yeteneğine gönderme yapar.

Macera ve komedi türündeki Barbie, eğlenceli olduğu kadar sanatsal yönüyle de dikkat çeken fantastik bir canlı-aksiyon filmi.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY


Kaynakça

BAUDRILLAR. JEAN Jean Baudrillard, Simülakrlar ve Simülasyon, çev. Oğuz Adanır, Ankara: Doğu Batı Yayınları, 2014

FRANKL. VIKTOR E, İnsanın Anlam Arayışı, çev. Özge Yılmaz, İstanbul: Okuyan Us Yayınevi, 2023

BARTHES. ROLAND, Çağdaş Söylenler, çev. Tahsin Yücel, İstanbul: Metis Yayınları, 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder