24 Kasım 2021 Çarşamba

MODA DÜNYASININ DORUKLARINA SOFİSTİKE BİR YOLCULUK “HALSTON



MODANIN SÜPERSTARI HALSTON

Yetmişli yılların ünlü Amerikalı tasarımcısı Roy Halston, moda dünyasına getirdiği avangart ve elegant tasarımlarıyla bir dönemin geleneksel stil anlayışını derinden etkileyerek çığır açmış ve ikonlaşmış bir moda imparatorudur. Ryan Murphy imzalı Netflix yapımı mini dizide, Halston rolüne Emmy Ödüllü ünlü İskoç oyuncu Ewan McGregor hayat veriyor. Dizi bizlere; Amerikan rüyasının hırs ve ihtirasla birleştiği dizginlenemez bir hayatın, kontrolden çıkışını ve alt üst oluşunu varoluşsal bir yolculuk sürecinde anlatıyor. Öte yandan Halston izleyiciye; tüketim toplumu ve kapitalizm sisteminde güç kazanan moda endüstrinin, sahte Cennetler yaratarak tüketim çılgınlığını teşvik eden bir sektör olduğunu vurguluyor. Roy Halston’un markalaşma yolunda giderken bu ivmedeki en önemli destekçisi Amerikalı iş adamı David Mahoney oluyor. Dönemin en büyük iş liderlerinden Mahoney’in, maddi gücü ve tüketim piyasasındaki kudretiyle aslında Roy Halston’u (her ne kadar başına buyruk görünse de) aslında kontrolünde tuttuğunu ve isteklerini yaptırdığını görüyoruz. Güney Koreli kültür kuramcısı ve filozof Byung Chul Han; Şeffaflık Toplumu adlı eserinde, günümüz toplumunda gelişen teknoloji ve sosyal medya sayesinde dönüşüme uğrayıp teşhir ve gösteri toplumunun transformasyonunu anlatır. Enformasyon Toplumunu anlattığı bölümde; “Güç sahibi olan Öteki’ni elinde tutar.” diyerek hükmetme ve iktidar kavramlarını varoluşçu felsefenin büyük düşünürü Alman filozof Martin Heidegger çerçevesinde ele alır. Tıpkı dizide, Mahoney ve Halston karakterleri üzerinden gördüğümüz güç iktidar ilişkisinde olduğu gibi.




DİZİNİN KONUSU 

Yetmiş ve seksenli yılların New York’unda şöhret basamaklarını hızla tırmanan modanın Süperstarı Roy Halston’un, ihtiraslı ve kontrolsüz hayat hikâyesini konu alıyor.

Oyuncuları arasında; Ewan McGregor, Rebecca Dayan, David Pittu, Krysta Rodriguez, Gian Franco Rodriguez, Sietzka Rose, Megan Gerald, Molly Jobe, Sullivan Jones, Jason Kravits ve Bill Pullman bulunuyor.



KADIN MODASINA YENİ BİR SES “HALSTON RÜZGARI”

Dönem dizisi Halston izleyiciye, tüketim kültürü ve modern benlik arzularının giderek yozlaştığı ve moda dizgeleri üzerinden dejenere olduğu bir kitle kültürü sunuyor. Bu anlamda ticarete evrilmiş olan moda sektöründeki manken ve model algısının da, talepler doğrultusunda metalaştığını ve nesneleşerek moda endüstrisindeki sembolik yerini aldığını görüyoruz. Fransız filozof ve göstergebilimci Roland Barthes; artık bir klasik haline gelmiş olan ‘’Moda Sistemi’’ kitabında, kadın giyimini günümüz moda ve stil dergileri üzerinden göstergebilimsel ve yapısal açıdan çözümlemiştir. Barthes moda dizgesinde, modanın kapak kızı adı altında “deforme olmuş” bir ideal kadın bedenini dayattığını ve metalaşmış soyut bir beden sunduğunu belirtir. Barthes, Moda Kadını başlığı altında kitle kültürü tarafından talep edilen kadın figürünü şu kelimelerle ifade eder; “Moda retoriğinin genelde anlamlandırdığı kadın böyledir: kaçınılmaz olarak kadınsıdır, mutlaka gençtir, güçlü bir kimliğe ama aynı zamanda çelişkili bir kişiliğe sahiptir.” Burada Netflix dizisindeki Roy Halston’un, çalıştığı mankenlerle arasındaki ideal beden diyaloglarının ve iğnelemelerinin, aslında büyük bir endüstriyi temsil ettiğini görüyoruz.



BİR MODA İMPARATORU

Kendine has üslubuyla bir moda ikonu haline gelen Halston, her ne kadar markalaşma yolunda bir dev haline gelse de, küresel pazarda yerini alabilmek için J. C. Penney şirketiyle anlaşmaya varıp zincir market sektörüne giriyor ve daha geniş bir tüketiciye ulaşıyor. Bu şekilde geçmişteki lüks marka değerinden ödün vererek, halkın ulaşabileceği bir piyasa değerine inerek büyük kitlelere yayılıyor. Kanadalı gazeteci Naomi Klein’ın Global marka dünyasının iç yüzünü anlattığı eseri ‘’No Logo’’, tüm dünyayı saran küreselleşme hareketinin en önemli eserlerinden birisi olarak anılır. Naomi Klein, Franchise pazarlama sistemini ele aldığı “Marka Bombardımanı” bölümünde; “Marka adı yapmış çok uluslu şirketler istedikleri kadar ‘çok çeşitlilik’ diye konuşsunlar; eylemlerinin somut sonucu aynı kalıptan çıkmışçasına tekdüze gençlerden oluşan bir ordu ve onun küresel AVM’ye yürüyüşü oldu.” diyerek tekelleşen marka piyasasını ele alır. Dizide de, Halston markasının Klein’ın bahsettiği tekelleşme sürecine bağlı olduğunu görmekteyiz. Fransız felsefeci ve sosyolog Jean Baudrillard, geleneksel toplumların tüketim alışkanlıklarını ve teknokratik şirketlerin bastırılamaz arzulara yol açmasını ele aldığı Tüketim Toplumu’nda, zengin kitlenin har vurup harman savurmasını şu sözlerle ele alarak; “Zengin toplumların bolluğunun savurganlığa ne kadar bağlı olduğu biliniyor.” müsriflik kavramını irdeler. Dizide de, Aristokrat ve Burjuva sınıfını hedefleyen Halston kullanıcılarının Baudrillard’ın bahsettiği tüketim çılgınlığına kendisini kaptırdığını görüyoruz.

Başroldeki Ewan McGregor’un hırslı modacı rolüyle Emmy ödülü kazandığı biyografi ve dram türündeki mini dizi Halston, Netflix’in Amerikan rüyası temasını başarıyla işlediği dönem yapımlarından birisi.

İyi Seyirler Dilerim

EFE TEKSOY



KAYNAKÇA

1. Byung-Chul Han, Şeffaflık Toplumu, çev. Haluk Barışcan, İstanbul: Metis Yayınları, 2017

2. Roland Brathes, Moda Sistemi, çev. Ayşe Meral, İstanbul: Hayalperest Yayınevi, 2021

3. Naomi Klein, No Logo, çev. Serap Güneş, İstanbul: Ayrıksı Kitap, 2021

4. Jean Baudrillard, Tüketim Toplumu, çev. Hazal Deliceçaylı-Ferda keskin, İstanbul: Metis Yayınları, 2015


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder