RÜYA EVRENİNE SOLUKSUZ BİR YOLCULUK
İngiliz
yazar Neil Gaiman’ın 1989–1996 tarihli aynı adlı ünlü çizgi
roman serisine dayanan ’’The Sandman’’,
Warner Bros. Television ve DC Entertainment tarafından üretilerek Netflix’te yayına girdi. Dark Fantasy türündeki bu fantastik
anlatı; yaratılış
destanlarından gotik edebiyata, okültistlerden, tarihsel metaforlara ve çeşitli
mitsel sembollere varıncaya kadar sayısız kaynağa göndermede bulunuyor. Tüm zamanların en popüler çizgi roman
serilerinden birisi olan yapım, dünyada geniş bir hayran kitlesi tarafından
takip edilmektedir ve The New York Times’ın
En Çok Satanlar listesinde yer alan
birkaç grafik romandan birisidir. 165
milyon dolarlık bütçesiyle bugüne kadarki en yüksek maliyetli Netflix dizilerinden birisi olan bu
uyarlamanın yaratıcıları arasında; Kara
Şövalye (The Dark Knight) serisi
ve Dark City’nin yazarlarından
Amerikalı yapımcı David S. Goyer ve Wonder Woman (2017), Grey's Anatomy (2005) ve The Catch (2016) ile tanınan yapımcı ve
yazar Allan Heinberg de bulunuyor. Gerilim
ve korku severlerin beğeniyle izleyeceği gotik atmosfere sahip, karanlık bir
yapım olan bu dizi; seyirciyi gerçekliğin düş dünyası ve rüya evrenleri
arasında iç içe geçtiği, kapitalist gerçekliğin sembolleriyle dolu bir rüya imgesine
doğru soluksuz bir yolculuğa çıkartıyor.
DİZİNİN KONUSU
Güçlü
bir büyücü tarafından yıllarca tutsak edilen Düşler Kralı Morpheus (Dream), sonunda özgür kalır ve çalınan
eşyalarını bulup gücünü geri kazanmak için dünyalar arasında korkutucu bir
yolculuğa çıkar.
Dizinin
oyuncuları arasında; Tom Sturridge, Boyd
Holbrook, Patton Oswalt, Vivienne Acheampong,Vanesu Samunyai, Mason Alexander
Park, Razane Jammal, Sandra James-Young, David Thewlis, Jenna Coleman, Joely
Richardson, Gwendoline Christie ve Charles
Dance yer alıyor.
THE SANDMAN VE
MİTOLOJİ EVRENİ
Edebiyattan
tarihe ve mitolojiye sayısız gönderme yapan dizide Morpheus karakteri, Alex
Burgess’ten kaçtıktan sonra üç cadıya eşyalarını bulmak için danışır. Bunlar
edebiyatta William
Shakespeare’in Macbeth eserindeki cadılar üçlüsüdür. Ayrıca Yunan
mitolojisindeki, yeraltı Tartarus’ta
Hades’in hizmetkarları (Gaia ve Uranüs'ün kızları) Üç kardeş-Furies
yani Cehennem Tanrıçaları;
Mégère, Tisiphone ve Alecto’yu simgelemektedir. Bir diğer
mitolojik gönderme ise Gault
karakteri üzerinden yapılmakta. Latin edebiyatının
en büyük üç şairinden birisi kabul edilen Publius Ovidius Naso (Ovide),
‘’Dönüşümler (The Metamorphoses)’’ adlı eserinde Yunan mitolojisindeki
Düşler Tanrısı olarak anılan Morpheus’u
işler. Ovidius kitabında kanatları
olan bir Tanrı olarak anlatır. 1999 yapımı The Matrix adlı
bilim kurgu filminde Morpheus karakteri, Neo adlı
karakterini rüyadan uyandırıp gerçeklik dünyasına girmesini ve gerçeği
görmesini sağlıyordu. Diziye dönecek olursak adeta bir kâbus olan Gault karakteri, dönüşümü sonrasında
düş formunu alır. Lord Dream,
gerçeği kabullenip artık bir düş olan Gault’a
kanatlar vererek onu özgür kılar. Bu durum aynı zamanda bir rüyadan uyanıp
gerçekliğe dönüşü de sembolize eder. Ayrıca Morpheus karakterinin yanında devamlı kuzgun olması ise, Gotik
edebiyatın babası olarak anılan Amerikalı yazar Edgar Allan Poe’nun doğaüstü atmosferiyle bilinen klasik Kuzgun (The Raven) şiirine yapılan bir
saygı duruşudur.
THE SANDMAN
İngiltere
Londra’da gerçekleşen çekimler, Pinewood Studios Group'un bir parçası olan Shepperton
Stüdyoları ve Warner Bros'a ait
bir film ve ünlü medya kompleksi olan Leavesden
Stüdyoları’nda gerçekleşti. Korku ve gerilim türündeki Netflix yapımı The Sandman’in,
tüm diziye hâkim olan melankolik bir yanı ve dramatik bir yapısı var. Gotik ve
fantastik yapım severlerin beğeniyle izleyeceği bu uyarlama, sizleri ürkütücü
ve bir o kadar da gizemli bir yolculuğa çıkartacak.
İyi Seyirler
Dilerim
EFE TEKSOY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder