HIZLI TRENDE MACERA
Columbia Pictures tarafından sunulan, 87North yapımı 90 milyon dolar bütçeli Bullet Train; Shincho Gizem Kulübü Ödülü, Japonya'nın Gizemli Yazarları Ödülü, Japonya Kitapçılar Ödülü ve Yamamoto Shugoro Ödülü gibi başarılar kazanmış Japonya’nın en tanınmış yazarlarından Kôtarô Isaka’nın Suikastçılar üçlemesinden “Maria Beetle” isimli kitabına dayanıyor. John Wick, Deadpool 2, Atomic Blonde ve Fast &Furious Presents: Hobbs & Shaw gibi yapımları yöneten David Leitch imzasını taşıyan film, birbiriyle bağlantılı ama aynı zamanda birbiriyle çelişen amaçları olan 7 karakteri bir araya getiriyor ve komedi öğeleri içeren bir macera-gerilimi sunuyor. Günümüz Japon öykücülüğünü Hollywood’a taşımayı amaçlayan CTB firmasının kurucuları ve filmin başyapımcılarından Yuma Terada ve Ryosuke Saegusa, stilize bir Japonya arka planında, tüm dünyadan katil karakterleriyle hayata geçirilmesi fikrini ilk ortaya onlar attılar ve yönetmene tam destek verdiler. Müzikleri, Yüksek Şatodaki Adam (The Man in the High Castle) ve The King's Man ile adını duyuran İngiliz film ve televizyon bestecisi Dominic Lewis’e ait. Altı çizilmesi gereken noktalardan bir tanesi de, yapımdaki mizah bileşenlerinin önemi. Filmin aksiyon yüklü gerilim sahnelerinin mizahla-ironiyi birleştirilerek etkisinin yumuşatıldığını görüyoruz. Burada Freud’un dönemindeki “Viyana Felsefesi” kavramının yani (gerçek ile simgesel arasındaki yarılmanın) olduğundan daha hafif gösterme olgusunun etken olduğunu görmekteyiz.
FİLMİN KONUSU
Uğur Böceği
(Brad Pitt) adlı kiralık katil, üst
üste kötü giden işlerinden sonra sıradaki görevini sorunsuz bitirmeye
kararlıdır. Ancak dünyanın en hızlı trenindeki bu son
işinde, ölümcül rakipleri ve onların birbiriyle bağlantılı planlarıyla yüz yüze
gelecektir.
Yıldızlarla dolu bir oyuncu
kadrosundan oluşan filmde; Brad Pitt,
Joey King, Aaron Taylor-Johnson, Brian Tyree Henry, Andrew Koji, Hiroyuki
Sanada, Michael Shannon, Benito A Martínez Ocasio, Ryan Reynolds, Channing
Tatum, Zazie Beetz ve Sandra Bullock yer alıyor.
ALTERNATİF GERÇEKLİK
Macerayı kurgularken, Leitch’in tasarım ekibi trenin hem
içinde hem de dışında alternatif bir gerçeklik yarattı ve trenin camlarından
gözüken Japonya’yı oluşturmak için yapım ekibi öncelikle Tokyo – Kyoto arasındaki bölgeyi yüksek çözünürlüklü olarak
görüntüledi. Ardından, filmin geçtiği her vagonu ayrı stüdyolarda inşa eden
ekip, önceden çektikleri Japonya görüntülerini vagonların dışına döşedikleri
LED ekranlara yansıttı. Yönetmen Leitch çekim
aşamasını şöyle anlatıyor: “Normal bunu
bilgisayar grafikleriyle halledersiniz, mavi ekran tekniğini kullanır ve akan
manzaraları sonradan eklersiniz” Biz
burada yüz metrelik trenin çevresini LED ekranlarla kapladık, bu sayede tren
içi çekimleri doğrudan çekebildik. Bu yaklaşım aktörlerin performansına da
olumlu yansıdı.”
YAPIM TASARIMI
Sony Stüdyoları’ndaki Sahne 26, film için yapılan 2 vagonu konuk etmenin yanı sıra, yapım ekibi tarafından 5 farklı tren istasyonuna dönüştürüldü. Los Angeles Kongre Merkezi binası, yine film için Tokyo İstasyonu haline getirildi. Şehirdeki bir ara sokak, ışıklı tabelaları, yiyecek stantları ve kalabalığıyla tipik bir Tokyo caddesine çevrildi. Trenin camlarından saatte 400 km hızla akacak Japonya manzaraları, tüm treni çevreleyen LED ekranlardan duvarlarda görüntülendi. Gerçek hızlı trenlerde ve istasyonlarda çekime izin verilmediği için, ekip Japonya kırsalı görüntülerini otobanlarda daha düşük hızla kaydedip, daha sonra bu görüntüleri hızlandırdılar. Birbirinden farklı vagonları tasarlamak, yapım tasarımcısı David Scheunemann ve görüntü yönetmeni Jonathan Sela tarafından gerçekleştirildi. “İyi bir sahne tasarlamanın sırrı, ileride gerekebilecek her aydınlatma öğesini en baştan sahneye eklemek.” diyor Scheunemann. Tasarımcının planlarıyla işe başlayan yapım ekibi, içleri değiştirilebilen ve farklı vagonlara dönüştürülebilen iki tren vagonu inşa ettiler. Bu aşamada en çok da ailelere yönelik, Momomon temalı vagonda uğraştılar, çünkü tüm vagonun iç ve dışının sıcak, pembe kaplamalarla donatılması gerekti. Scheunemann, tüm Momomon ailesini tasarlarken, American Horror Story ve Netflix’in 2020 yapımı mini serisi Hollywood’un ünlü kostüm tasarımcısı Sarah Evelyn’de, yolcuları karşılayacak tam boyutlu figürler için Momomon kostümleri hazırladı.
BİR ÖLÜM MELEĞİ ‘PRENS’
Prens (Prince) rolünü canlandıran Amerikalı
aktris Joey King, İngiliz aksanını
mükemmelleştirmek için günde üç saat zaman harcadı. Hulu platformunda yayınlanan bir dövüş sanatçısı prensesini
canlandırdığı aksiyon yapımı The
Princess (2022) filminden, Suikast Treni’nde
Prens rolüne geçen aktris, yönetmen Leitch’e bakılırsa canlandırdığı
karaktere büyük bir derinlik katmış durumda. “Joey ilk okumalarını yaptığında hiç beklemediğimiz bir duygusallık ve
ironi ile karşılaştık.” diyor yönetmen. Başkalarının kendisini dış
görünüşüne göre değerlendireceğini bilen bu karakter, herkesi yanıltacak
imajlar çizmeye dikkat ediyor. “Ne
istediğini biliyor ve tatlı görünüşü, sıcak konuşmasıyla istediğini elde
ediyor. Esasen sevgi ve saygıya aç ama bu ihtiyaçlarını acımasızlık perdesiyle
örtmekte.” diyor King. Filmde
babasıyla arasında sorun yaşayan Prens karakterinin, Şibumi (Shibumi)
kitabını okuduğunu görüyoruz. Babasını öldüren bir Rus-Japon suikastçı hakkında bir roman olan bu kitap, Trevanian takma adını kullanan Amerikalı
çok satan popüler yazar Rodney William
Whitaker tarafından 1979’da kaleme alındı.
DAVID LEITCH VE BRAD PITT
Yönetmen David Leitch ve filmin başrol oyuncusu Brad Pitt’in dostluğu geçmişe
dayanıyor. Pitt’in klasikleşmiş bazı filmleri Fight Club, Troy ve Mr.& Mrs. Smith gibi birçok önemli filmde Pitt’in dublörü olarak yer alan ve
güvenini kazanan Leitch, yönetmenlik koltuğuna oturduğunda Pitt ile çalışmaya
devam etmekten çok mutlu olduğunu belirtiyor: “Hep yakın ve güçlü bir iş birliğimiz vardı. Kader bizi bazen ayırsa da
ne mutlu ki sonunda yine bir araya getirdi.” Yönetmen Leitch’in uzun
dublörlük geçmişi, aksiyon sahnelerini yönetirken yıldızlaşmasını sağlıyor.
Yönetmen bu süreci şöyle açıklıyor: “Aslına
bakarsanız, her dövüş kendi içinde minik bir öykü. Başlangıç, gelişme ve sonuç
var, karakterler var. Dövüş sahnelerinde dublörlük yaparken, yönetmenliğe böyle
böyle merak sardım.” Dublörlükteki deneyimini firması 87North’a taşıyan Leitch, filmde kendisine destek olan yardımcı
yönetmen Greg Rementer ile yoğun iş
birliği yapmış. Filmin ufak, kapalı alanlarda geçen sahneleri, aktörlerin
dublör kullanmasına engel olmuş. “En
başta Brad olmak üzere, herkes aksiyon sahnelerinde kendisi oynamak zorunda
kaldı.” diye belirtiyor Rementer. Ayrıca Rementer, Pitt’in bu zorluğu
başarıyla göğüslediğinden ve diğer oyunculara da örnek olduğundan bahsetmeden
de geçemiyor: “Brad, zaten aksiyon
filmleri geçmişine sahip, üstelik eski dublörü David ile birlikte çalışmanın
rahatlığı da var. Fiziği de uygun olduğu için, Uğur Böceği karakterini müthiş
canlandırıyor. İzlemesi çok keyifli.” Uğur
Böceği’nin dövüş tarzını geliştirirken Leitch’e ilham kaynağı olan isimler Jackie Chan, Buster Keaton ve Harold Lloyd. Diğer yandan, özellikle
ilk çatışmalarda kötü şansından korkan Uğur Böceği’nin çekimser bir tavrı da
dikkatlerden kaçmıyor. Rementer; “Her dövüşün kendi öyküsü, tarzı ve akışı
vardır, biz her karakter için bu kavramları yeniden düşünmeye dikkat ettik.”
diye belirtmekte.
BULLET TRAIN
Zamanla dublör gerektiren sahnelerin
yönetmenliği ve koreografisini üstlenmeye başlayan David Leitch; Deadpool 2, Atomic Blonde, Fast &
Furious Presents: Hobbs & Shaw ve John
Wick gibi filmlere kendi tarzını büyük bir özveri ve emek sonucunda
başarıyla yansıtmış durumda. Yönetmene göre, aksiyon filmlerinde daha
yapılabilecek çok şey var olduğunu belirtiyor: “Komedide de aksiyon var, korkuda da gerilimde de. Tüm hayatım aksiyon
filmleriyle geçti, artık bu DNA’ma işlemiş durumda. Aksiyon ekseninden
ayrılmadan, cesur ve farklı fikirleri uygulayabilmek düşüncesi beni
cezbediyor.”
Çekimleri; Tokyo-Japonya, Los Angeles-
Kaliforniya (ABD) ve Kaliforniya'da Batı Washington Bulvarı'nda bulunan Sony Pictures Studios’ta gerçekleşen
aksiyon, komedi ve macera türündeki Bullet
Train, son sahnesine kadar heyecan ve gerilimin hiç azalmadığı eğlenceli
bir gişe filmi.
İyi Seyirler Dilerim
EFE
TEKSOY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder