GİZEMLİ
BİR DENİZ YOLCULUĞU
“Dark”
dizisinin yaratıcıları Baran bo Odar
ve Jantje Friese imzalı 1899, yine izleyiciye soluksuz bırakan
bir serüven ve zihnin girdaplarına yapılan esrarengiz bir gezinti sunuyor. Dark Ways ve Netflix yapımı dizi, Alman
Sinema Filmleri Fonu'nun maksimum finansman tutarı olan 10 milyon avroyu
verdiği ilk proje. The Lost’dan
ödünç alınmış bir öyküsel senaryo yazımı kaynağı olan, her bölümün bir ana karakterin
geçmişiyle başladığını görüyoruz. Açılış sekansında, Maura Franklin’in düşten uyanıp gerçek dünyaya ayak bastığını
görüyoruz ve ilk karşımıza çıkan nesnelerden birisi de, 19. Yüzyıl Amerikan
edebiyatının büyük kalemi Kate Chopin’in
1899’da (dizinin adıyla aynı
tarihte) yayımlanan Uyanışlar kitabı
oluyor ve karakteri onunla özdeşleştiriyor. Chopin, kadınların özgürleşmesine
verdiği önemle, 20. Yüzyıl Güney Amerika’sındaki feminist yazarların öncüsü
olarak kabul edilir. Zamanın dizideki gibi sürüklenip gitmesi, geceyi içi boş
bir süreme dönüştürmekte ve boş zaman da uyanışlara ve uykusuzluğa neden
olmaktadır. II. Dünya Savaşı'ndan
sonra Almanya'nın en önemli filozoflarından ve sosyal eleştirmenlerinden biri
olan Theodor W. Adorno, Frankfurt Okulu düşünce akımının önde
gelen isimlerinden biridir. Aforizmalar ve çeşitli düşüncelerden oluşan
başyapıtı Minima Moralia’da,
varoluşçuluk ve psikoanaliz gibi bir çeşit düşünce disiplinini kendine özgü
yöntemiyle ve özgün üslubuyla kendini gösterir. Genel anlamda Etik yani Ahlak Felsefesi hakkında diyebileceğimiz eserinde Adorno; “Uykusuz
gecelerin asıl korkunç olanlarında, zaman sanki büzüşüp ufalmıştır ve
avuçlarımızın arasından verimsizce gidiyordur.” diyerek, hızlandırılmış
edimin huzursuzluğunun uykusuzluğa neden olduğunu kitabında aktarır. Dizideki
bir başka detay ise, gemidekilerin gruplara ayrılarak çatışmaya girmesi ve
tekrardan bir araya gelerek yakınlaşmaları. Yirminci yüzyılın en büyük
felsefecilerinden birisi sayılan Alman filozof Martin Heidegger; Fenomenoloji
ve Varoluşçulukla ilişkilendirilen
çalışmalarıyla, çağdaş Avrupa felsefesinin gelişimi üzerinde ufuk açıcı bir
etki yaratmıştır. Çağımızın en önemli felsefi yapıtlarından biri olan ‘’Varlık ve Zaman’’ adlı eseri;
felsefe, edebiyat, sanat, politika, dil, psikoloji, mimarlık, teknoloji ve
psikoloji üzerinde muazzam bir etki yaratarak, modern dünyanın entelektüel
haritasını tam anlamıyla kökten değiştirmiş ve baştan şekillendirmiştir.
Heidegger bu anıtsal yapıtında, varoluşun giderek çoğalan ayrışmasına ve
zamanın bir şimdiki anlar silsilesine evrilerek yıkılmasına karşı çıkar. Heidegger
gündelik dünyanın tahrip oluşunu, Varoluş (Dasein) kavramının esas
özelliklerinden biri olan “yakınlaştırma
yönelimine” dayandırır. “Dasein, özü
gereği mesafe kaldırıcıdır.” diyerek varolanları yakına taşıyan ve karşılaşmayı
sağlayan olduğunu vurgular. Ayrıca Dasein’in kendine ait varlık minvaline uygun
olarak; “Kendi varlığını, özsel olarak
daima ve öncelikle bir tutum içinde bulunduğu şu varolan yani ‘dünyadan’
hareketle anlamak.” eğilimine sahip olduğunu belirtir. Genel olarak bakacak
olursak, Matrixvari bir sistemin
içine haps olmuş insanların, özgürlüğe kavuşmak için bu simülasyondan bir çıkış
yolu aramasını ve zihinsel esaretten kurtulma çabalarını anlatıyor.
DİZİNİN
KONUSU
1899’da New York’a doğru yola çıkan göçmen gemisi, açık
denizde gerçekleşen gizemli olaylar nedeniyle rotasını değiştirince, yolcular
kendilerini akıl almaz bir bilmecenin ortasında bulur.
Oyuncu kadrosunda; Emily
Beecham, Aneurin Barnard, Andreas Pietschmann, Miguel Bernardeau, José
Pimentão, Isabella Wei, Gabby Wong, Yann Gael, Mathilde Ollivier, Jonas
Bloquet, Rosalie Craig, Maciej Musial, Clara Rosager, Lucas Lynggaard Tønnesen,
Maria Erwolter, Alexandre Willaume, Tino Mewes ve Anton Lesser yer alıyor.
GÖLGELERDE
SAKLI BİR DÜNYA
2009 yapımı The
Triangle filminden büyük oranda esintiler bulunuyor. Örneğin o filmde de bu
yapımda olduğu gibi, gemilerin adları Antik
Yunan Mitolojisi’nden geliyordu. Ayrıca her bölümün başında, açılışın
karakterlerin uyanışıyla gerçekleştiğini görüyoruz, tıpkı The Triangle filminde
tanık olduğumuz gibi. 1899 adlı
yapım, uzay-zaman-madde kavramlarını merkezine alarak, hikayeyi metafizik
kapsamında işleyerek biçim ve içerik açısından diziye aktarıyor. Maura
Franklin yani gerçek adıyla Maura
Singleton karakteri, tüm gemilerin ve gemi şirketinin sahibi Henry Singleton’ın kızı. Babası Henry
Singleton, deneyler yapıyor ve hayatı boyunca insan davranışları üzerine
çalışan biri. Beyin ve beynin işleyişi üzerine takıntılı bir adam. Aslında gemileri
olsun istemiyor, içindeki insanları incelemek için gemileri alıyor ve çeşitli
deneyler gerçekleştiriyor. Kızını da bu deneylere tabi tutan Henry Singleton,
Maura’nın hafızasını silerek geçmişini unutmasını sağlıyor. Maura ise, babasının
kurduğu bu tuzaktan kurtulması ve gemideki yolcuları kurtarmak için, geçmişi
tekrardan hatırlamak zorunda kalıyor. Fenomenolojinin en zor konularının
başında gelen zaman bilinci ve zaman fenomenolojisi kavramları ortaya çıkıyor.
XX. Yüzyılın ve felsefe tarihinin en önemli ‘Fenomen’lerinden biri olan Alman filozof Edmund Husserl, Fenomenoloji
yani Görüngübilim felsefe
akımının kurucusudur. Mantıkta tarihselcilik ve psikolojizmle ilgili yönelimsellik
analizlerine dayanan eleştirel çözümlemelerde bulunan Husserl’in, İçsel Zaman Bilincinin Fenomenolojisine
ilişkin bilimsel- felsefi dersleri ve araştırmaları, Fenomenolojinin
temellendirilmesi için nihai taşları oluşturmaktadır. Husserl, bu derslerinde,
zaman objelerinin kurulması için yeniden-hatırlamanın önemine değinir ve
(kabaca söylersek) hatırlamanın bir bilinci olduğunu; “Geçmişe-yönelim ve yeniden-hatırlamanın zorunlu bir şekilde bu Bilince
ait olduğunu” çalışmalarında aktarır. Maura karakterinin de; babasının
tuzağından kurtulmak için, geçmişe ve dolayısıyla bilincine yöneldiğini
görüyoruz.
GİZEMLİ
GEMİLER
Bulundukları Geminin adı Kerberos (Cerberus), mitolojiye
atıfta bulunmaktadır. Yunan Mitolojisi’nde Kerberos; Hades'in yönettiği ölülerin bulunduğu yeraltının kapısında bekçilik
yapan üç başlı ve kuyruğu yılandan oluşan bir köpektir. Zincirlerle bağlı
olduğu yerden havlamalarıyla ölü ruhları dehşete düşürür. Hayalet gemi Prometheus ise, Olympos'tan ateşi çalıp insana veren Yunan Titan'ın adını almıştır. Dizi için aslında çok az dış mekan
çekime sahip, daha çok Babelsberg
Studios'ta Framestore'un tescilli Unreal Shot Engine (FUSE) tarafından yönetilen özel yapım bir LED sanal hacim sahnesi
yoğun bir şekilde kullanıldı. Çekimleri Almanya ve İngiltere’de gerçekleşen;
gizem, macera ve bilim kurgu türündeki Netflix
dizisi 1899, izleyiciye soluksuz
bırakan bir serüven ve zihnin girdaplarına yapılan esrarengiz bir gezinti
sunuyor.
İyi Seyirler Dilerim
EFE
TEKSOY
Kaynakça
Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü, İstanbul; Remzi Kitabevi,
2006
Derleyen: Martin Heidegger, İçsel Zaman Bilincinin
Fenomenolojisi Üzerine Edmund Husserl, çev. Mesut Keskin, İstanbul: Avesta
basın Yayın, 2011
Martin Heidegger, Varlık ve Zaman, çev. Kaan. H. Ökten,
İstanbul: Alfa Basım Yayım, 2018
Theodor W. Adorno, Minima Moralia, çev. Orhan koçak, Ahmet
Doğukan, İstanbul: Metis yayınları, 1998
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder