Uzay
Yolcuları
110 Milyon dolarlık bütçeye sahip olan Morten Tyldum’un
yönettiği, senaryosunu Jon Spaiths’in yazdığı bilim kurgu-gerilim filmi Passengers
vizyondaki yerini aldı.
Passengers
Avalon adlı uzay aracı, 255 mürettebat ile Homestead II
adlı gezegene 120 yıl sürecek bir yolculuğun sonunda 5000 kişilik gönüllüyü
uzak bir koloniye ulaştırmak için yola koyulmuştur. Fakat ulaşmasına daha 90
yıl süre varken meteor yağmuruna tutulur ve gemide hasara yol açar. Bu
zedelenme sonucunda makine mühendisi Jim Preston (Chris Pratt) adlı yolcunun uyku kapsülünde de tahribat oluşur ve 30
yıl erken uyanır. Jim, 1 yıl boyunca tek başına gemi içerisinde yaşar ve artık
intiharın eşiğine geldiği bir anda ünlü bir yazar olan Aurora Lane (Jennifer Lawrence) adlı
yolcuyu uyandırmaya karar verir ve macera başlar.
Passengers
Avalon adlı uzay aracı, 255 mürettebat ile Homestead II
adlı gezegene 120 yıl sürecek bir yolculuğun sonunda 5000 kişilik gönüllüyü
uzak bir koloniye ulaştırmak için yola koyulmuştur. Fakat ulaşmasına daha 90
yıl süre varken meteor yağmuruna tutulur ve gemide hasara yol açar. Bu
zedelenme sonucunda makine mühendisi Jim Preston (Chris Pratt) adlı yolcunun uyku kapsülünde de tahribat oluşur ve 30
yıl erken uyanır. Jim, 1 yıl boyunca tek başına gemi içerisinde yaşar ve artık
intiharın eşiğine geldiği bir anda ünlü bir yazar olan Aurora Lane (Jennifer Lawrence) adlı
yolcuyu uyandırmaya karar verir ve macera başlar.
Bitki
Faunası
Passengers’ın anlatımında yönetmen ve senarist birçok
bilim kurgu türüne ait filme ve kült yönetmene gönderimde bulunan bir teknikle hikâyeyi
izleyiciye aktarmış. Filmin başında Jim Preston, gemide yer alan onlarca
eğlence mekânı ve yüksek teknolojinin bulunmasına karşın yalnız olması nedeniyle
hiçbirinin bir anlam ifade etmemesi işlenmiş. Robinson Crusoe gibi gemide gezişi ve yalnızlık temaları bana Moon
(2009) adlı filmi ve bu filmde Sam
Rockwell’in uzay gemisinde yalnızlıktan çıldıracak hale gelen Astronot Sam
Bell karakterini anımsattı. Jim’in geminin geleceğe taşıdığı bitki faunasını
bulması 2000 yapımı Titan A.E. adlı
animasyon filmine bir göndermede bulunuyor. Dünyadaki yaşayan canlıların yok
olacağı önlemine karşılık bitkilerin/tohumların korunduğu bir bölüm vardır ve
bunlar sayesinde dünya yeniden yaşanacak hale gelmesi için kullanılmak üzere
saklanmaktadır. Filmdeki bir başka sahnede güneşteki patlamalar ve yıldızları
izlemek için ayrılan oda Danny Boyle’
nin yönettiği 2007 yapımı Sunshine adlı filmde işlenmişti ve hikâyenin büyük çoğunluğu bu
yapının üzerine kuruluydu.
Passengers’ta yaşanan bayılma sahneleri Polonyalı
bilim kurgu yazarı Stanislaw Lem’in (1972’de
Andrei Tarkovsky’nin ve 2002 yılında
Steven Soderbergh’in filme çektiği) Solaris adlı yapıttaki bayılma
sahnelerini anımsattı. Filmin ana hikayesi olan Avalon adlı uzay gemisinin
Homeland II’ye gidiş düşüncesi 1997 yapımı The
Fifth Element filminde geleceğin lüks ve şatafatına sahip Cruise gemisi Fhloston Paradise’a yolculuk yapmaktaydı.
Son olarak Jim ve Aurora’nın uzay boşluğunda yaşadıkları heyecan dolu anların
bir benzeri 2013 yapımı Gravity’de yer
alıyordu. Yönetmenin bu kadar çok alıntı yapmasının nedeni bence; her
izleyicide kendi sinema dağarcığından anımsa(t)ma yaratarak filmi benimsemesini
sağlama düşüncesidir.
Aurora karakterinin Jim’i erken uyandırdığı için suçlamasıysa
bana Amerikan edebiyatının en büyük yazarlarından sayılan Mark Twain’in 1904 yılında kaleme aldığı Âdem ile Havva’nın Güncesi adlı eserinden bir cümleyi anımsattı: “Havva beni başımıza gelen felaketin sebebi
olmakla suçluyor!”
Detaylar/Kubrick
Etkisi
Posterde Passengers yazısının altında yer alan 3 nokta 3
çizgi ve tekrar 3 nokta mors kodunda S.O.S.
yardım çağrısı anlamını taşıyor. Bar sahnesinde Stanley Kubrcik’in Shining (1980) filminde yer alan bölümden
esinlenilmiş. Burada barmenin kıyafetinden, ışık kaynağının aşağıdan yukarıya
doğru vurması tekniğine kadar birebir alınmış. Bir diğer Kubrick alıntısı ise
1968 yapımı 2001 Space Odyssey’de bulunan
santrifüjdeki koşu sahnesi…
Passengers, günümüz sinemasında görsel efektle
yapılabilecek geleceğin dünyasını ve bu dünyanın nasıl olabileceğini görmek
açısından güzel bir örnek teşkil ediyor. Başlarında durağan bir anlatıma sahip
olsa da işlenişinde yer alan duygusal yoğunluk ve mizah izleyiciye keyifli
anlar yaşatıyor.
İyi Seyirler Dilerim
Efe
TEKSOY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder