SİCİLYA SAVUNMASI
Amerikalı yazar Walter Tevis'in 1983
tarihli aynı adlı romanından uyarlanan The
Queen's Gambit mini dizisi, Netflix platformunun en
sevilen yapımları arasındaki yerini aldı. Başrolünü genç yaşta büyük yapımlarda
sergilediği olağanüstü performansıyla yıldızı parlayan Amerikalı oyuncu Anya
Taylor-Joy üstleniyor. Amerikan rüyası temasını muhteşem şekilde
işleyen dönem dizisi The Queen's Gambit; 1950'lerde annesini trafik kazasında
kaybettikten sonra yetimhanede büyüyen küçük yaştaki bir kızın, keşfettiği
müthiş satranç yeteneği sayesinde bir anda ülkenin gündemine oturmasını ve aynı
zamanda bu uğurda ödediği bedelleri kusursuz bir şekilde işliyor. Dizi
süresince, erkek egemen toplumda mücadele veren bir genç kızın, başkaldırı
mücadelesini görüyoruz. Søren
Kierkegaard ve Fyodor Dostoyevski
gibi öncüllerin izinden giden Fransız
filozof ve aynı zamanda 1957 Nobel
Edebiyat Ödülü sahibi olan yazar Albert
Camus, “Başkaldırı Arzusu”nun
insan doğasının özünde yer aldığını belirttiği ‘Başkaldıran İnsan’ adlı yapıtında; “İnsan var olmak için başkaldırmak zorundadır.” der ve ayrıca başkaldırının,
haklarının bilincine varmış bilinçli kişinin işi olduğunu da belirtir. Hikâyenin
ana karakteri olan Beth Harmon’ın da, bu bilinci kavramış ve özümsemiş bir
başkaldıran olduğunu görmekteyiz. Ayrıca Beth Harmon karakteri, zirveye ulaşmak
için istek güdüsüyle dolu bir gençtir. Bu arzunun güç istencini de beraberinde
getirdiği karakter üzerinden görülmektedir. Alman felsefesinin en büyük
filozoflarından Friedrich Nietzsche,
yaşamın en temel gerçeği olarak adlandırdığı bir düşünce öğretisi olan ‘Güç İstenci‘nde, canlıların daha
fazlası olmak ve hâkimiyeti elinde bulundurmak için arzuladığı güdüyü işler.
DİZİNİN KONUSU
1950'lerde Elizabeth “Beth” Harmon adlı
kız, Kentucky'deki bir yetimhanede büyüdüğü sırada okulun hademesi olan William
Shaibel, kıza satranç oyununu öğretir. Bir satranç dehası olduğunu keşfeden
küçük kız, dünyanın en büyük satranç oyuncularına adeta kafa tutar. Ancak
yıldızlığa uzanan bu yolculuğun ağır bedelleri olacaktır.
Yaratıcıları Scott Frank, Scott Allan ve Allan
Scott'ın olduğu dizinin oyuncuları arasında; Anya Taylor-Joy, Bill
Camp, Harry Melling, Marielle Heller, Chloe Pirrie, Dolores Carbonari, Matthew
Dennis Lewis ve Thomas Brodie-Sangster gibi isimler
yer alıyor.
LUJIN SAVUNMASI
Annesini trafik kazasında kaybetmesi, yetimhane
hayatı, üvey ailesiyle yaşadığı trajik olaylar ve satranç dünyasındaki ağır
rekabet, delilik ve dâhilik arasında gidip gelen Beth Harmon'ı madde ve alkol
bağımlısı haline getiriyor. Burada hikâye; izleyiciye aslında büyük yeteneğin
ve dehanın getirdiği hayatın, aslında çok ince bir çizgide gittiğini ve büyük bir
sorumluluk gerektirdiğini gösteriyor. Dahi-deli
temasının işlendiği en güçlü hikâyelerden birisi de; 20. yüzyılın en büyük
isimlerinden birisi olan Rus asıllı Amerikalı yazar Vladimir Nabokov'un
1930'da yayınlanan romanı ‘Lujin Savunması'dır. Bu roman müthiş bir
satranç dehası olan Aleksandır İvanoviç Lujin adlı karakterin
trajik hayatını işler. Deha ve delilik arasında kalan bu karakter, yeteneğin
getirdiği büyük sorumluluğu taşıyamaz ve sonu hüsran olur. Nabokov, bu temayı
romanında muazzam bir üslupla işlemişti. The
Queen's Gambit'teki Beth Harmon karakterinin de, bu ince çizgide gidip
gelerek sürüklendiğini görüyoruz.
LEVENFISH VARYANTI
Kentucky, Lexington'daki Fairfield Lisesi'nde okuyan
Beth Harmon adlı genç kız, ülkedeki üst düzey satranç turnuvalarında ustaları
peşi sıra ezip geçiyor ve bir anda zirveye yerleşiyor. Ancak bu hızlı ve büyük
yükselişin aynı zamanda çok ağır bedelleri oluyor. Bu bedellerden bir tanesi de
erkek egemen satranç ustalarına karşı verdiği mücadele. Büyük satranç
turnuvalarına katılan ve onların arasında yükselebilen tek kız Beth Harmon,
aslında hikâyede açık olarak verilmese de cinsiyetçilikle büyük bir mücadele
veriyor. Örneğin Rusya'da düzenlenen turnuvada Rus erkek oyuncuların birleşip
genç kızı yenmek için fikir alış verişi ve planlar yapmaları, Beth Harmon'ı en
çok zorlayan mücadelelerden birisi oluyor. Fransız feminist filozof Simone de Beauvoir,
1949’da yayınlanan başyapıtı İkinci Cinsiyet (Le
Deuxième Sexe) adlı eserinde kadınların gördüğü
baskıların bilimsel incelemesini yapar ve modern feminizmin temellerini attığı
eserinde; varoluşçuluk, fenomenoloji ve yapısalcı antropoloji gibi kendi
çağdaşı olan düşünceleri hem de Hegel ve Marx gibi
felsefe klasiklerini cinsiyet düzleminde tekrardan ele alır. Beauvoir eserinde; “Varolanın
daha kökensel bir ‘varlık arayışı’ vardır, cinsellik bunun farklı çehrelerinden
sadece biridir. Sartre’ın Varlık ve Hiçlik’te söylediği budur; ayrıca
Bachelard’ın Toprak, Hava, Su üzerine yapıtlarında söylediği de budur.” Şeklinde yorumlar. Filmde feminist bir duruş
sergileyen genç satranç
oyuncusunun, Beauvoir’in belirttiği gibi aslında kökensel bir varlık arayışında
olduğu ve varoluşsal bir
anlam sürecinde yer aldığı görülüyor.
NAJDORF VARYANTI
7 bölümlük mini dönem dizisi olan The Queen's Gambit, üvey annesiyle çıktığı yolculuklarda kendisini
keşfeden ve bu uğurda ağır bedeller ödenen bir hayatın anlatıldığı azim dolu
bir yol hikâyesini konu alıyor. Amerikan Rüyası temasını
eğlenceli ve zaman zaman da dramla işleyen yapım, anlatımındaki ustalık sayesinde
satranç oyununu bilmeyen izleyicilerin bile beğenerek seyredeceği türde bir
mini dizi.
İyi Seyirler Dilerim
EFE TEKSOY
Kaynakça:
1. Simone de Beauvoir,
İkinci Cinsiyet, çev. Gülnur Acar Savran, İstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları,
2020
2.Albert Camus, Başkaldıran İnsan, çev. Tahsin
Yücel, İstanbul: Can Yayınları, 2017