25 Eylül 2025 Perşembe

USTA YÖNETMEN DARREN ARONOFSKY SİNEMASINDA KAOSUN VE TAKINTININ YENİ ADRESİ: 'CAUGHT STEALING'

 



KAOSTAN BİLİNÇALTINA TEHLİKELİ BİR YOLCULUK

Akademi Ödülü adayı çığır açıcı yönetmen Darren Aronofsky'nin imzasını taşıyan Caught Stealing, Charlie Huston'ın aynı adlı romanından uyarlandı. 1990'ların  New York’un karanlık sokaklarında geçen nefes kesici bir hayatta kalma mücadelesini konu alıyor, kendini bir anda suç dünyasının ortasında bulan eski bir beyzbol oyuncusu olan Hank Thompson'ın hikayesini beyazperdeye taşıyor.

SUÇ MACERASI

Filmin temelinde daha çok "eğlenceye odaklı" ve “yüksek tempolu bir suç gerilimi” olması ayrıca yeraltı dünyasına mizahi ve kaotik bir bakış açısıyla yaklaşması, aslında Aronofsky Sineması’nın varoluşsal ve felsefi sinemasından tamamen koptuğu anlamına gelmiyor. İlk etapta Guy Ritchie'nin öncüsü olduğu polisiye kurgunun bir alt türü olan Suç macerası (crime caper) tarzı akıllara geliyor. Fakat filme adapte oldukça ve maceranın içerisinde sürüklendikçe, aslında Aronofsky yarattığı eserinin bundan çok daha derin ve katmanlı olduğu anlaşılıyor.



SEMBOLLER VE OBSESYONLAR

Hikayenin sürekli yeni dönemeçlerle dolu olması ve hiç düşmeyen temposu bunun en büyük kanıtı. Bu filmde de yine klasik Aronofsky sinemasının dahice serpiştirilmiş tüm simgelerini, imgelerini ve olgularını detaylı ve çarpıcı imgeler üzerinden görüyoruz. Yönetmenin imzası olan ve sinemasının merkezinde yer alan; kaos, takıntı ve insan doğasının karanlık yönleri gibi önemli temalar, bu suç geriliminin içinde de yine kendine bir yer buluyor.

NEWYORK’UN KARAMSAR DÜNYASI

Aronofsky filmleri genelde, karakterlerin iç dünyasındaki karmaşayı ve saplantıları görsel olarak dışa vuran, son derece yoğun ve rahatsız edici deneyimlerdir ve ana temaları karakterlerin yıkıcı bir saplantı peşinde koşmasıdır. Caught Stealing, yönetmenin  daha önceki önemli filmi ve hatta sinema tarihinin de önemli bir başyapıtı sayılan Requiem for a Dream gibi New York'un cesur ve karamsar dünyasına geri dönüşü olarak nitelendirilebilir.

Filmin güçlü oyuncu kadrosunda; Austin Butler, Zoë Kravitz, Matt Smith, Regina King, Liev Schreiber, Vincent D'Onofrio, Griffin Dunne, Bad Bunny ve Carol Kane gibi yıldız isimler yer alıyor.



NARNIA’YA HOŞ GELDİN

Günümüzün çığır açıcı sinemacılarından Darren Aronofsky'nin filmleri, karakterlerin zihinlerinin derinliklerine inerek, gerçeğin ve halüsinasyonun sınırlarını belirsizleştirerek gerçekliğin bulanıklaşmasını sağlar. Aronofsky'nin "Caught

Stealing" filmindeki dahiliği, en sıradan mekânları bile felsefi birer arenaya dönüştürmesinden geliyor.

BASTIRILMIŞ SIRLAR

Depoda Gizlenen Gerçek: Bir Pandora'nın Kutusu
Filmin dönüm noktası, Hank ve Russ karakterlerinin kiralık bir depoya, bir self-storage ünitesine girdiği an yaşanır. Russ'ın kapıyı açarken fısıldadığı "Narnia'ya hoş geldin" repliği, bu basit deponun aslında bir geçit olduğunu anında vurgular. Burası, sadece çalıntı paraların saklandığı bir mahzen değil, aynı zamanda karakterlerin bastırılmış sırlarının ve bilinçaltının da bir yansımasıdır. İçerideki Punk-Rock tarzı ceketlerin arasından geçmek, bir labirentte yol almak gibidir; Hank, her adımıyla kendi varlığının en karanlık ve ahlaki açıdan en tehlikeli köşelerine yaklaştığını hisseder. Bu sahne, adeta modern bir Pandora'nın Kutusu anıdır.



İSTENÇ

İçinde saklanan para ise, Fransız filozof Georges Bataille'ın felsefi başyapıtı "Lanetli Pay" (La Part maudite) eserinde kullandığı deyimiyle, sadece bir maddi değer değil, aynı zamanda Hank'in hayatını sonsuza dek değiştirecek lanetli bir enerjidir. Ayrıca bu depo, Jung'un derinlik psikolojisindeki bilinçaltı arketipini anımsatırken, filmdeki para meselesi de Arthur Schopenhauer'ın 'İstenç' (Wille) felsefesiyle ve Friedrich Nietzsche'nin 'Güç İstenci' (Wille zur Macht) kavramıyla yankılanıyor. Para, Hank için sadece maddi bir değer değil; aynı zamanda varoluşunun temelini sarsan, kontrol edemediği yıkıcı bir arzuya ve hayatta kalma mücadelesinin bir aracı olan kör bir istence dönüşüyor.


ARONOFSKY’NİN İMZASI: SUÇ EVRENİNDE VARLIK ARAYIŞI

Darren Aronofsky’nin filmleri genellikle karakterlerinin yıkıcı takıntılarının ve içsel kaosun görsel bir dışavurumu olarak kabul edilir, sinemasını diğerlerinden ayıran kısım ise karakterlerinin zihinsel ve ruhsal çöküşlerini sadece bir hikaye unsuru olarak kullanmamasıdır. Caught Stealing'de de bu imza net bir şekilde görülüyor. Bu yapım, yüzeyde bir suç macerası gibi görünse de, özünde bir varoluşsal arayışın hikayesini anlatıyor ve sadece bir suç macerası olmadığını, aynı zamanda izleyiciye yönetmenin sinemasının merkezindeki o bildik saplantı ve yıkım kavramlarını nasıl taşıdığını keşfe çıkaran bir deneyim sunuyor.

 



KAOTİK BİR LABİRENT OLARAK NEW YORK

Aronofsky, Hank Thompson'ın çalıntı para peşindeki kaotik koşuşturmasını, adeta insanın kendi içsel labirentinde kayboluşunun görsel bir dışavurumu haline getiriyor. Usta yönetmen, bu içsel kaosu yansıtmak için sinematografik araçlarını ustalıkla kullanıyor. New York'un puslu ve klostrofobik sokakları, Hank'in ruhsal durumunun bir yansıması gibi işliyor. Kamera, karakterin omuz hizasında, hızla hareket ederek izleyiciyi onunla birlikte bir panik ve paranoya döngüsüne sokuyor. Bu görsel dil, tıpkı Pi'deki matematiksel takıntı ya da Siyah Kuğu'daki mükemmeliyet saplantısı gibi, ana karakterin iç dünyasındaki yıkıcı enerjiyi perdeye taşıyor.

Filmin en önemli kırılma noktası (Plot Point) ise, paranın bu filmde sadece maddi bir meta ya da hedef değil, aynı zamanda Jung'un kolektif bilinçaltından fışkıran bir arketip gibi, Hank'in en derin korkularını ve arzularını sembolize eden bir araç olmasıdır. Aronofsky, bu suç evreninde, bir avuç paranın peşinde koşan bir adamın değil, kendi varlığının anlamını, kaderini ve yıkıcı İstenç'ini sorgulayan bir insanın dramını gözler önüne seriyor. Film, izleyiciye gerçeklik algısını sorgulatırken, bir yandan da kendi ontolojik takıntıları ve korkularıyla yüzleşmeye zorluyor.

 

İyi seyirler dilerim

EFE TEKSOY

 

KAYNAKÇA

·         Bataille, G. (2017). Lanetli Pay (La Part maudite). (I. Ergüden, Çev.). Ayrıntı Yayınları.

·         Jung, C. G. (2016). Analitik Psikoloji Üzerine İki Deneme. (İ. H. Yılmaz, Çev.). Pinhan Yayıncılık.

·         Jung, C. G. (2003). Dört Arketip. (Z. A. Yılmazer, Çev.). Metis Yayınları.

·         Jung, C. G. (2016). İnsan ve Sembolleri. (H. M. İlgün, Çev.). Kabalcı Yayınevi.

·         Nietzsche, F. (2010). Güç İstenci (Der Wille zur Macht). (N. Epçeli, Çev.). Say Yayınları.

·         Schopenhauer, A. (2020). İsteme ve Tasavvur Olarak Dünya (Die Welt als Wille und Vorstellung). (A. O. Aktaş, Çev.). Doğu Batı Yayınları.

 


24 Eylül 2025 Çarşamba

MASTER DIRECTOR DARREN ARONOFSKY'S NEW ADDRESS FOR CHAOS AND OBSESSION: 'CAUGHT STEALING'


 

A DANGEROUS JOURNEY FROM CHAOS TO THE SUBCONSCIOUS

Caught Stealing, a film by the genius and Academy Award-nominated director Darren Aronofsky, is an adaptation of the novel of the same name by Charlie Huston. It tells the breathtaking survival story of Hank Thompson, a former baseball player who suddenly finds himself in the middle of the criminal underworld on the dark streets of 1990s New York. While the film is an "entertainment-focused", "high-tempo crime thriller" that approaches the underworld with a humorous and chaotic perspective, it does not mean it has completely abandoned Aronofsky's signature existential and philosophical cinema. At first, it brings to mind the crime caper subgenre pioneered by Guy Ritchie. However, as one gets absorbed and dragged into the adventure, it becomes clear that Aronofsky's work is far deeper and more layered. The story's constant twists and its relentless pace are the greatest proof of this.

In this film, we once again see all the symbols, images, and phenomena of classic Aronofsky cinema, brilliantly interspersed through detailed and striking visuals. The director's signature elements at the core of his cinema, such as chaos, obsession, and the darker aspects of human nature, find their significant place in this crime thriller. Aronofsky's films are generally intense and unsettling experiences that visually externalize the turmoil and obsessions within his characters' minds. Their main theme is the pursuit of a destructive obsession. Caught Stealing can be described as a return to the bold and bleak world of New York, similar to the director's earlier masterpiece, Requiem for a Dream.

The film features a powerful cast including Austin Butler, Zoë Kravitz, Matt Smith, Regina King, Liev Schreiber, Vincent D'Onofrio, Griffin Dunne, Bad Bunny, and Carol Kane.




WELCOME TO NARNIA

The films of Darren Aronofsky, one of today's groundbreaking filmmakers, delve deep into the minds of his characters, blurring the lines between reality and hallucination. Aronofsky's genius in Caught Stealing comes from his ability to turn even the most ordinary spaces into philosophical arenas.

THE TRUTH HIDDEN IN A STORAGE UNIT: A PANDORA'S BOX

The turning point of the film happens the moment Hank and Russ enter a rental storage unit. Russ's whispered line, "Welcome to Narnia," immediately emphasizes that this simple unit is actually a portal. It is not just a cellar where stolen money is hidden, but also a reflection of the characters' suppressed secrets and subconscious minds. Walking through the punk rock jackets inside is like navigating a labyrinth; with every step, Hank feels he's getting closer to the darkest and most morally dangerous corners of his own being. This scene is a modern-day Pandora's Box moment. The money hidden inside is not just a material value but, as the French philosopher Georges Bataille describes in his philosophical masterpiece The Accursed Share (La Part maudite), a cursed energy that will change Hank's life forever.

Furthermore, this storage unit evokes the subconscious archetype in Jung's depth psychology, while the issue of money in the film resonates with Arthur Schopenhauer's philosophy of 'Will' (Wille) and Friedrich Nietzsche's concept of 'Will to Power' (Wille zur Macht). For Hank, money is not merely a material value; it transforms into a destructive desire that shakes the very foundation of his existence—a blind will that is an instrument of his struggle for survival.




ARONOFSKY’S SIGNATURE: THE EXISTENTIAL QUEST IN THE CRIMINAL UNIVERSE

Darren Aronofsky's films are often regarded as a visual externalization of his characters' destructive obsessions and internal chaos. What sets his cinema apart is that he doesn't merely use the mental and spiritual collapse of his characters as a narrative device. In Caught Stealing, this signature is clearly visible. Although the film appears on the surface to be a crime caper, at its core, it tells a story of an existential quest and offers viewers an experience that invites them to discover how the director's cinema conveys his familiar concepts of obsession and destruction.

Aronofsky turns Hank Thompson's chaotic chase for the stolen money into a visual externalization of a man getting lost in his own internal labyrinth. The master director skillfully uses his cinematographic tools to reflect this internal chaos. New York's hazy and claustrophobic streets function as a reflection of Hank's mental state. The camera, at the character's shoulder height, moves quickly, pulling the audience into a cycle of panic and paranoia with him. This visual language, much like the mathematical obsession in Pi or the perfectionist fixation in Black Swan, projects the destructive energy from the main character's inner world onto the screen.




NEW YORK AS A CHAOTIC LABYRINTH

One of the film's most important plot points, or turning points, is that the money is not just a commodity or a material goal; it's an instrument that symbolizes Hank's deepest fears and desires, almost like an archetype emerging from Jung's collective unconscious. In this criminal universe, Aronofsky doesn't reveal the drama of a man chasing a pile of money, but rather a man questioning the meaning of his own existence, his destiny, and his destructive Will. The film makes the audience question their perception of reality, while at the same time forcing them to confront their own ontological obsessions and fears.

EFE TEKSOY

 

REFERENCES

  • Bataille, G. (2017). The Accursed Share (La Part maudite). (I. Ergüden, Trans.). Ayrıntı Yayınları.
  • Jung, C. G. (2016). Two Essays on Analytical Psychology. (İ. H. Yılmaz, Trans.). Pinhan Yayıncılık.
  • Jung, C. G. (2003). Four Archetypes. (Z. A. Yılmazer, Trans.). Metis Yayınları.
  • Jung, C. G. (2016). Man and His Symbols. (H. M. İlgün, Trans.). Kabalcı Yayınevi.
  • Nietzsche, F. (2010). The Will to Power (Der Wille zur Macht). (N. Epçeli, Trans.). Say Yayınları.
  • Schopenhauer, A. (2020). The World as Will and Representation (Die Welt als Wille und Vorstellung). (A. O. Aktaş, Trans.). Doğu Batı Yayınları.