MODANIN SÜPERSTARI HALSTON
Yetmişli
yılların ünlü Amerikalı tasarımcısı Roy
Halston, moda dünyasına getirdiği avangart ve elegant tasarımlarıyla bir
dönemin geleneksel stil anlayışını derinden etkileyerek çığır açmış ve
ikonlaşmış bir moda imparatorudur. Ryan Murphy
imzalı Netflix yapımı mini dizide,
Halston rolüne Emmy Ödüllü ünlü
İskoç oyuncu Ewan McGregor hayat
veriyor. Dizi bizlere; Amerikan rüyasının hırs ve ihtirasla birleştiği
dizginlenemez bir hayatın, kontrolden çıkışını ve alt üst oluşunu varoluşsal
bir yolculuk sürecinde anlatıyor. Öte yandan Halston izleyiciye; tüketim
toplumu ve kapitalizm sisteminde güç kazanan moda endüstrinin, sahte Cennetler
yaratarak tüketim çılgınlığını teşvik eden bir sektör olduğunu vurguluyor. Roy
Halston’un markalaşma yolunda giderken bu ivmedeki en önemli destekçisi
Amerikalı iş adamı David Mahoney
oluyor. Dönemin en büyük iş liderlerinden Mahoney’in, maddi gücü ve tüketim
piyasasındaki kudretiyle aslında Roy
Halston’u (her ne kadar başına buyruk görünse de) aslında kontrolünde
tuttuğunu ve isteklerini yaptırdığını görüyoruz. Güney Koreli kültür kuramcısı
ve filozof Byung Chul Han; Şeffaflık Toplumu adlı eserinde,
günümüz toplumunda gelişen teknoloji ve sosyal medya sayesinde dönüşüme uğrayıp
teşhir ve gösteri toplumunun transformasyonunu anlatır. Enformasyon Toplumunu anlattığı bölümde; “Güç sahibi olan Öteki’ni elinde tutar.” diyerek hükmetme ve
iktidar kavramlarını varoluşçu felsefenin büyük düşünürü Alman filozof Martin Heidegger çerçevesinde ele alır.
Tıpkı dizide, Mahoney ve Halston karakterleri üzerinden
gördüğümüz güç iktidar ilişkisinde olduğu gibi.
DİZİNİN KONUSU
Yetmiş ve
seksenli yılların New York’unda
şöhret basamaklarını hızla tırmanan modanın Süperstarı Roy Halston’un, ihtiraslı ve kontrolsüz hayat hikâyesini konu
alıyor.
Oyuncuları
arasında; Ewan McGregor, Rebecca Dayan, David Pittu, Krysta
Rodriguez, Gian Franco Rodriguez,
Sietzka Rose, Megan Gerald, Molly Jobe,
Sullivan Jones, Jason Kravits ve Bill
Pullman bulunuyor.
KADIN MODASINA YENİ BİR SES “HALSTON
RÜZGARI”
Dönem dizisi
Halston izleyiciye, tüketim kültürü
ve modern benlik arzularının giderek yozlaştığı ve moda dizgeleri üzerinden dejenere
olduğu bir kitle kültürü sunuyor. Bu anlamda ticarete evrilmiş olan moda
sektöründeki manken ve model algısının da, talepler doğrultusunda metalaştığını
ve nesneleşerek moda endüstrisindeki sembolik yerini aldığını görüyoruz. Fransız
filozof ve göstergebilimci Roland
Barthes; artık bir klasik haline gelmiş olan ‘’Moda Sistemi’’ kitabında, kadın giyimini günümüz moda ve stil
dergileri üzerinden göstergebilimsel ve yapısal açıdan çözümlemiştir. Barthes moda dizgesinde, modanın kapak
kızı adı altında “deforme olmuş” bir
ideal kadın bedenini dayattığını ve metalaşmış soyut bir beden sunduğunu
belirtir. Barthes, Moda Kadını
başlığı altında kitle kültürü tarafından talep edilen kadın figürünü şu
kelimelerle ifade eder; “Moda
retoriğinin genelde anlamlandırdığı kadın böyledir: kaçınılmaz olarak
kadınsıdır, mutlaka gençtir, güçlü bir kimliğe ama aynı zamanda çelişkili bir
kişiliğe sahiptir.” Burada Netflix
dizisindeki Roy Halston’un,
çalıştığı mankenlerle arasındaki ideal beden diyaloglarının ve iğnelemelerinin,
aslında büyük bir endüstriyi temsil ettiğini görüyoruz.
BİR MODA İMPARATORU
Kendine has
üslubuyla bir moda ikonu haline gelen Halston,
her ne kadar markalaşma yolunda bir dev haline gelse de, küresel pazarda yerini
alabilmek için J. C. Penney şirketiyle
anlaşmaya varıp zincir market sektörüne giriyor ve daha geniş bir tüketiciye
ulaşıyor. Bu şekilde geçmişteki lüks marka değerinden ödün vererek, halkın
ulaşabileceği bir piyasa değerine inerek büyük kitlelere yayılıyor. Kanadalı
gazeteci Naomi Klein’ın Global marka
dünyasının iç yüzünü anlattığı eseri ‘’No
Logo’’, tüm dünyayı saran küreselleşme hareketinin en önemli eserlerinden
birisi olarak anılır. Naomi Klein, Franchise
pazarlama sistemini ele aldığı “Marka
Bombardımanı” bölümünde; “Marka adı
yapmış çok uluslu şirketler istedikleri kadar ‘çok çeşitlilik’ diye
konuşsunlar; eylemlerinin somut sonucu aynı kalıptan çıkmışçasına tekdüze
gençlerden oluşan bir ordu ve onun küresel AVM’ye yürüyüşü oldu.” diyerek
tekelleşen marka piyasasını ele alır. Dizide de, Halston markasının Klein’ın
bahsettiği tekelleşme sürecine bağlı olduğunu görmekteyiz. Fransız felsefeci ve
sosyolog Jean Baudrillard,
geleneksel toplumların tüketim alışkanlıklarını ve teknokratik şirketlerin
bastırılamaz arzulara yol açmasını ele aldığı Tüketim Toplumu’nda, zengin kitlenin har vurup harman savurmasını şu
sözlerle ele alarak; “Zengin toplumların
bolluğunun savurganlığa ne kadar bağlı olduğu biliniyor.” müsriflik
kavramını irdeler. Dizide de, Aristokrat
ve Burjuva sınıfını hedefleyen Halston kullanıcılarının Baudrillard’ın bahsettiği tüketim
çılgınlığına kendisini kaptırdığını görüyoruz.
Başroldeki Ewan McGregor’un hırslı modacı rolüyle
Emmy ödülü kazandığı biyografi ve dram türündeki mini dizi Halston, Netflix’in
Amerikan rüyası temasını başarıyla işlediği dönem yapımlarından birisi.
İyi Seyirler
Dilerim
EFE TEKSOY
KAYNAKÇA
1.
Byung-Chul Han, Şeffaflık Toplumu, çev. Haluk Barışcan, İstanbul: Metis
Yayınları, 2017
2. Roland
Brathes, Moda Sistemi, çev. Ayşe Meral, İstanbul: Hayalperest Yayınevi, 2021
3. Naomi
Klein, No Logo, çev. Serap Güneş, İstanbul: Ayrıksı Kitap, 2021
4. Jean
Baudrillard, Tüketim Toplumu, çev. Hazal Deliceçaylı-Ferda keskin, İstanbul:
Metis Yayınları, 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder